Meliz Redif

Yayın Tarihi: 10/08/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Doğum tarihi 26 Mart 1989.

Doğum yeri Lefkoşa.

Kıbrıslı Türk.

Adı Meliz Redif.

Önce sokak aralarında başladı.

İlk başlarda bir oyundu koşmak.

Sonra bir tutku oldu.

15 yaşında kararını verdi.

Koşacaktı.

Aileden gelen spor merakı da önemli bir etkendi.

Besim ve Levent hocayla tanıştı.

Sistemli çalışmaya geçti.

Şimdi her gün 6 saat çalışıyor.

Üniversite öğrencisi.

Derslerine erken saatlerde kalkıp çalışıyor.

Tüm hayatını koşmaya göre düzenlemiş.

Ailesi de tüm hayatlarını onun düzenine göre ayarlamış.

Sosyal hayattan sofraya kadar.

2005 yılında KKTC okullar rekorunu kırdı.

Türkiye de okul ve kulüp bazında birincilikler kazandı.

Kendini dereceleri ile kabul ettirdi.

2006 yılında Türkiye yıldız milli takımına çağrıldı.

Yeni rekorlar kırdı.

Kırdığı rekorlarını daha iyileriyle geliştirdi.

Limasol da yapılan Kıbrıs şampiyonasında 400 metre engellide KKTC gençler rekorunun sahibiydi.

Finlandiya da Junior Games Helsinki de 100 metre de şampiyon oldu.

200 metre de Türkiye yıldızlar rekorunu, İstanbul da Yılmaz Sazak müsabakalarında yıldızlar Türkiye ve KKTC rekorlarını kırdı.

Moskovo da 400 metre de beşinci oldu.

Atina da 400 metre de birinci geldi.

Türkiye de hiçbir dalda geçilmedi, Sırbistan da üçüncü oldu.

Ve daha daha daha.

Yapmaya başladığı işi yaptıkça sevdi.

Azimliydi, istekliydi, inançlıydı.

Çalıştı, koştu, koştu ve hala daha koşuyor.

Bir yıl içinde sadece on gün dinlenebiliyor.

Şimdi Londra'da, Olimpiyatlarda Türkiye adına yarışacak.

Her konuşmasında "Türkiye adına yarışıyorum ama ben ayni zamanda bir Kıbrıslı Türküm ve KKTC'yi de temsil ediyorum" diyor.

O böyle söylüyor ama kendi ülkesinden hak ettiği maddi ve manevi desteği görmüyor.

Kazandığı küçük ödülleri, ödül olarak aldığı çeyrek altınları satarak yarışmalara gidiyor.

Bu güne kadar hiçbir ilgiliden, ne Federasyon ne Bakanlık ne de Devlet yetkilisinden takdir dahi almadı.

Hak ettiği takdir sadece Türkiye'den geldi.

Türkiye hükümeti Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç imzalı takdir belgesi adresine gönderildi.

"Çok değerli Redif ailesi, Bin bir emekle büyüttüğünüz, vatanına ve milletine hayırlı bir evlat olması için çabaladığınız, gözünüzden bile sakındığınız evladınız artık bir olimpiyat sporcusu…" diye başlayıp devam eden bu belge ailesinin gururunu kat kat artırdı.

KKTC'de ilgili kesimlerde çıt dahi yok.

Ne başarılarına doğru dürüst sahip çıkılıyor, ne de örnek gösterilerek yeni sporculara şevk veriliyor.

30 bin TL verdi KKTC Eğitim Bakanlığı.

Ödül diye gösterildi.

Mart ile Temmuz ayı arasında ödenmesi gereken bir para idi bu.

Hazırlık ve Olimpiyata gitmek için girilecek yarışlarda kullanılacaktı.

Belirli dereceleri elde etmezseniz kimse sizi buralara davet etmez.

Ve bu para zaten borçlanılarak bulunmuştu.

Ve alınan bu borçların kapatılması için kullanıldı.

Bunun yanında bir şey için daha kullanıldı.

O da bu ülkede en iyi yapılan şey "ŞOV".

Konu ile ilgili olarak bakanlığa yıl içindeki faaliyetlerle ilgili rapor verilir.

Dolayısı ile bu rapor bir yol haritası olur ve ona göre ayarlamalar yapılır.

Bunlar tabi ki normal, ciddi Devlet yönetimleri için geçerlidir.

Ama yapılmıyor.

Bu ülke bu yeteneklere sahip çıkmalı.

Meliz'ler kolay yetişmiyor.

Devamı sağlanmalı.

Meliz'in arkasından gelen çocuklarımız var.

Mutlaka önleri açılmalı.

Spor ambargosundan şikâyet edenler, sağı solu suçlayanlar bu ambargoyu en başta kendileri yapıyor.

Fırsat verilirse neler yapılabileceğinin en önemli kanıtıdır Meliz Redif.

"İnsan isterse kendi fırsatını kendisi yaratır" düşüncesinin de en güzel örneği yine Meliz Redif'tir.

Kıbrıslı Türk atlet Meliz Redif bu akşam 4x400 Bayrak yarışında Türkiye Milli takımı adına yarışacak.

Ben başarılarına bir yenisini daha ekleyeceğine inanıyorum.

Kıbrıs'ta onu destekleyen en başta bir ailesi ve bir halk var.

Ailesi demişken, ailesi burada Kıbrıs'ta.

Düşününüz ki Meliz Redif tarihe geçecek. Olimpiyatlar da yarışacak ilk Kıbrıslı Türk atlet olacak.

Ve ne üzücüdür ki o bu akşam koşacak ama ailesi yanında değil.

İstediği en önemli şey elbette moral ve destek bunu sağlayacak en önemli etken de mutlaka ki ailesidir.

Antrenörü Levent Ilgın ile Gençlik ve Spor Bakanlığı Spor Koordinatörü Süleyman Göktaş Meliz'i izlemek için Londra'ya gittiler.

Gitsinler tabi ki.

Ama en başta ailesi gitmeliydi.

Bunun organizasyonunu da bu devlet yapmalıydı.

Meliz'i görmek Spor koordinatörü Süleyman Göktaş'tan çok ailesinin hakkıydı.

Mercedes'lere, "Hayalet" eylemlerine gerekli parayı bulan bu devlet bu insanlara kızlarını televizyondan izletmemeliydi.

İşin en önemli noktasına dönersek;

Haydi Meliz koşmalısın.

Her şeye inat gururla ülkene dönmelisin.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları