"KKTC bir hukuk devletidir"

Yayın Tarihi: 12/09/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
KKTC çok ilginç bir ülke.

Her yönüyle, her şeyi tartışıyoruz.

Ama tartışmalar genelde eleştiri ile başlayıp eleştiri ile bitiyor.

En az yapılansa önermek.

Gerçi önerilere ne kadar itibar ediliyor, o da bir başka tartışma konusu. Çünkü özellikle siyasi erkin anlayışı "halk beni seçti her yaptığım doğrudur" yaklaşımıdır.

Oysa halktan iktidar güvencesi istenirken söylenenlerle bu güvenceyi aldıktan sonra yapılanlar bir birini tutmaz.

Ama yinede onlar seçilmiştir.

Halkın yüzde bilmem kaç oyunu almışlardır.

Geriye kalan güvenmeyen kesim ise çok da önemli değildir.

Hemen her devlet için en başta söylenen şudur;

"Biz bir hukuk devletiyiz".

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti içinde genelde söylenen bu cümledir.

"KKTC bir hukuk devletidir".

Uygulamada yapılan öylemidir?

Genelde değil.

En önemli hukuksuzluk ise istihdamlar ve dağıtılan vatandaşlıklar.

Bunlar her daim tamamen siyasi erkin insafına kalmış adımlardır.

Özellikle istihdam ülkenin en çok istismar edilen konusudur.

Bir başka değişle siyasetin şekillendiği ana icraattır.

Hiçbir dönem bitmeyen en büyük vaat yine kamuda istihdamdır.

Siyasi parti sempatizanlarının en önemli talebi, siyasetçinin en önemli arzıdır.

Her dönemin, her iktidarın istatistiği tutulur.

Şu kadar istihdam yapıldı diye.

İhtiyaç varsa elbette istihdam yapılacak.

Ama yanlış olan bu işi yapmakla görevli kurumların çiğnenmesi.

KKTC'nin kamusal alanda ki istihdam olayını düzenlemek ve gerekli prosedürü uygulamakla görevli kurumu Kamu Hizmeti Komisyonudur.

Bu anlamda izlediği bir yol haritası vardır.

Gerekli yer ve mevkiler için münhal açılır.

Bu münhallar duyurulur.

Müracaat etmek isteyenlere belli bir süre verilir ve müracaatları alınır.

Tabi ki başvuracak adaylar da istenilen özellikleri taşımakla mükelleftir.

Yani bir inşaat mühendisi mutlaka ki doktorluk münhalına başvuramaz.

Bu durumu düzenlemesi ve doğru şekliyle yapılmasından Kamu Hizmeti Komisyonu sorumludur.

Ve altını çizerek söyleyelim bu kurumun özellikle siyasi anlamda tamamen bağımsız olması gereklidir.

Ama öyle olmuyor.

Komisyon adayları siyasi yönetimler tarafından atanıyor.

Yani bağımsız değil.

Bu noktadan hareketle ülkenin uzun bir zamandır gündeminde bulunan bir olaya sözü getirelim;

Kamu Hizmeti Komisyonu bir münhal açtı.

Alınacak kadro "Denetçi memuru".

Yirmi dört kişi istihdam edilecek.

Başvurular yapılıyor.

Başvurusu uygun bulunanlar sınava çağrılıyor.

Başarılı olanlar doğal olarak bu göreve atanıyor.

Fakat içlerinden beş kişi "mezuniyet alanlarınız uygun değil" denerek iş başı yaptırılmıyor.

Yani işin özünde devletin iki kurumu kendi içinde çelişkiye düşüyor.

Sınav yapma yetkisi elinde olan Kamu Hizmeti Komisyonu ile personel eksiği olup istihdamın yapılacağı kurum olan Sayıştaylık.

Denetçi yetiştiren bir kurum veya eğitim veren bir üniversite yok.

Başka fakültelerin altında farklı bölümlerden mezuniyetlerle bu açık giderilmeye çalışılıyor.

Bu sınavlarla ilgili olarak Üniversitelerden ve YÖDAK'tan görüş alınmış.

İstenilen mezuniyetler işletme, ekonomi, maliye, ticaret ve muhasebe ile idari bilimler.

Örneğin; Sınavlar sonucu atanan ve işbaşı yapamayan gençlerden biri Endüstri Mühendisi ama İşletme alanında Master yapmış.

Başka bölümlerden mezun olan fakat atamaları kabul edilen başka insanların olduğu söyleniyor.

Savcılık, Kamu Hizmeti Komisyonuna dava açtı.

Karar, devlet kurumları birbirlerine dava açamaz.

Bir Kurumun aldığı kararlara bir diğer kurum saygı duyacak.

Ama bu atamalar yapılamaz diye de bir hüküm yokmuş.

Bu insanların iş başı yaptırılması gerekirdi.

Daha sonra ara emri alınabilinirdi.

Olay yargıda olduğu için atamaları yapılan gençler başka yerlerde de çalışamıyorlar.

Ortada bir mağduriyet var.

Ve bu durumda bu gençlerin hatası değil.

En başından "sizler bu vasıflara haiz değilsiniz müracaatınızı kabul edemeyiz" denmeliydi.

Bu sorunu ilgili kurumlar ve en nihayetinde devletin çözmesi gerek.

Hiçbir sınava katılmadan, başkalarının hakkını engelleyerek, tamamen siyasi tercihlerinden dolayı kamuya istihdam edilen insanların haberlerini her gün duyuyoruz.

Bu genç insanlar işin doğrusunu yapıp da olması gerektiği şekilde haklarıyla bu işe atanmışlar. Araya hatırlı DAYILAR koymamışlar. Şimdi böyle yapmakla hata mı işlediler?

Ortada trajikomik bir durum var.

"Yarın falanca dairede işe başlıyorsun". Diye başlayan sözle istihdam, devletin resmi kurumlarınca yapılan ve hak edilerek kazanılan istihdamdan daha sağlam olamaz.

Kapatın Kamu Hizmeti Komisyonunu, her daire, her kurum kafasına göre adam beğenip işe alsın.

Bu olay kilitlenmiş durumda. Bu genç insanlar haklı fakat mağdur.

Çözüm; Devlet otoritesinin hukuk kuralları içerisinde bu mağduriyeti gidermesidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları