Şemiler'in tespitlerindeki KKTC gerçeği

Yayın Tarihi: 30/01/13 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Kendimizi aynalardan nasıl gördüğümüzle, terazilerde aklımızı nasıl tarttığımızı tabi ki bilemeyeceğiz. Buna karşılık şunu söyleyebileceğiz ama: "Laf dinlemiyoruz!" Çünkü laf dinlemeyecek kadar "fikri sabitiz!" Her şeyi bilmek bir yana, kendi "doğrularımızın" da tutsağıyız!

Tabi böylesi bir naturanın sahibi olundukta iki kişinin bir yere gelip anlaşması mümkün olmuyor. Kaldı ki türlü çeşitli, irili ufaklı lobiler oluşturduğumuz gerçeklerde bir "toplumsal uzlaşıya" varalım!

"Dediğimiz dedik" derken gökten peygamberi indirseniz bu memlekette ağzından çıkacak tek kelamının bile kıymet'i harbiyesi olmaz, "git be sen de işine derler!"

BUNLARI NEDEN YAZDIK. Geçen gün izleyemediğimiz İncirli'nin bir televizyon programında Bülent Şemiler, her halde "işte KKTC" dediğince görüşlerini ortaya koyduydu ki biz Kıbrıs gazetesinde yayımlanan özet dökümlerini okuyabildikti.

Doğrusu bu kadarcığı da yetti çünkü her hal'u kârda akıl yolu birdir. Nitekim diyordu ki Şemiler "ülkede tansiyon son derece yüksektir… İnsanlar öfke içerisindedirler… Eskiden her yönden Türkiye'nin önündeydik. Şimdilerde altında kaldık… Muhalefet ve basına çok görevler düşüyor. Mesela Kıb-Tek ne olacak, Zeytinyağı sorunu nasıl çözülecek, vatandaşlıklar durumu nereye gidiyor. Siyasiler bu konularda ne düşünüyor, çözüm yolları nelerdir. Sorgulanmalıdır… Vatandaş hesap sorabilmeli cevabını isteyebilmelidirler… Ambargoyu kendi kendimize uyguluyoruz… Nefret ile politika yapılmaz, falan…"

Şemiler sıradan bir Kıbrıslı Türk yurttaşı değildir. Vakti zamanında Turgut Özal'a danışmanlık yaptıydı. Yani sadece bir "maliyeci, bankacı yahut ekonomist değil, siyasetin şah damarında atan görmüş geçirmiş bir duayen ki "devlet nedir" sorusuna cevap verebiliyor…

HAYIR: Kimsenin kimseyi dinlemediği KKTC'de ne Turgut Özal'lara bile danışmanlık yapan Bülent Şemiler gibilerin kıymet'i harbiyesi vardır ne de mali ve ekonomik kalkınmasını gerçekleştirirken dünyanın takdirini toplamış Ankara Türkiye'sinin…

En doğrusunu biz biliriz! Allah hepimize de akıl izan versin. Ha bir kalbur samanı iki kişiye pay edemeyen cehalet ha bir Kurultay tüzüğünü doğru okuyup anlayamadığı için mahkemelerde sürünen bir siyasi partinin yetkili sorumluları!

Otuz sekiz yıldır Rum'un malı ile oynayıp ganimet ekonomisinden ötesine akıl yoramayan bir toplum tartışma adabını bile yitirip "kavga" ederken "başını nasıl yukarıya kaldıracak ki?" ******

YİNE ŞU VATANDAŞLIKLAR SORUNU

Şemiler Amerika'dan örnekledi. Orada Amerikan vatandaşı olmanın ne kadar zor olduğuna dikkat çekti ve şöyle dedi: "Vatandaş olmak isteyen birisi Amerika'da 30 yıl otursa bile eğer İngilizce bilmez, Amerika tarihinden haberdar olmaz, bunların imtihanlarını geçmezse, falan vatandaş olamaz…"

Az biraz abartmış da olsa kısaca Amerikan vatandaşı olmak o kadar kolay değildir. Vatandaş olan bazı tanıdıklarım nasıl olduklarını anlattılar çok kısaca biz de anlatalım. Önce bir Gren Cart alınır, ABD vatandaşlığına müracaat edilirmiş. Beş yıllık b,ir bekleme süresi varmış. Uygun görülürse daha önce de vatandaşlık verilirmiş ama tabi elit olması, lisan bilmesi çok önemliymiş…

BİZE GELİNCE. ABD'nin 300 milyondan fazla nüfusu vardır. Dolayısıyle sıradan değil, kaliteli ve misyon sahibi vatandaşlara ihtiyaçları vardır…

KKTC'nin de- fakto dediğimizce Kuzey'de ikamet eden kayıtlı yurttaşı tutun ki 300 bin falandır… Çalışan nüfus ise 110 bin kişi bile değildir! Bu nüfusla bu işgücü ile devlet olunur ama "ekonomi" olmaz çünkü hiçbir sektörün çarklarını döndürebilecek potansiyel oluşturulamaz.

Nitekim "primler" esasında çalışan Sosyal Sigortalar da yürüyemiyor, 28 belediye de! Elektrik kurumu da tekliyor çifçilikle hayvancılık da… Kısaca ekonominin en klasik tanımlarından olan "arz-talep" ikilisinin çalışması için en azından "talep" eden nüfusun bir büyüklüğü olmalıdır. Oysa KKTC'de çiçekçilerle taksiciler, berberlerle eczacılar bile "aman artık bu meslekle ilgili işyerleri açılmasın, çalışmalarına izin verilmesin" diye feryat ediyorlar çünkü "talep" edecek nüfus bölünüyor. Nitekim mevcutlar "piyasa ekonomisi" denmesine karşın "rekabeti" bile uygulayamıyorlar, "birlik, dernek" çatıları altında "fiks menü" satış yapıyorlar! UZUN LAFIN KISASI: KKTC'nin nüfusa ihtiyacı vardır. Özellikle Kıbrıslılar bir iki çocuktan fazla doğurmazlar, nüfus gitgide yaşlanırken, "aramıza kimseleri sokmayalım" demek yanlış olur!

Ha, gelsinler ama vatandaş yapılmasınlar! Eğer bu ülkenin işgücüne katılmışlar, aile sahibi olmuşlar, çocuklarının eğitimlerini KKTC'de yaptırtmışlarsa artık o insanlar "bizdendirler." "Hayır vatandaş yapmıyoruz" demek "ırkçılığın" dik alâsı olur.

Kimin vatandaş olacağını, hangi koşullarda olacağını kanunla belirlemek fakat günü geldiğinde o kanunları uygulamak devletin görevidir. Yapamıyor, istismar ediyorsa, suç vatandaş yapılan insanların değil, devletindir!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları