Evin için darmadağın

Yayın Tarihi: 17/05/13 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Başbakan Sayın İrsen Küçük'ün ABD gezisi devam ediyor.

Daha öncede söylemiştim.

Dış temas ve lobicilik faaliyetleri en büyük eksikliğimiz.

Bu konuda da yıllarca adeta gözlerimizi kapatıp, kulaklarımızı tıkadık.

Söz hakkımızı da düşüncelerimizi seslendirmeyi de hep başkalarına bıraktık.

Tanınmamış bir devlet olarak dış temasları her zaman içte Cumhurbaşkanı dışta ise toplum lideri olarak kabul edilen seçilmişlerimiz yürüttü.

Rahmetli Denktaş hem kuzey Kıbrıs, hem de Türkiye hükümetlerini yıllarca tek başına temsil etti uluslar arası arenada.

Bu durumda bir yerde kolaycılığa kaçma oldu.

Sorumluluk almama, Kıbrıs konusu gibi önemli ve zor bir konuda duymadım, görmedim, bilmiyorum üçlü oyununu oynama cazip geldi her daim.

Bir de alışıla gelmiş sözler aşinalaştı hep kulaklarımızda.

Ne istedilerse onu söylediler.

Onlar ne istedilerse biz hep onları duyduk.

Ve kırk yıllık bir masaldır dinlediğimiz.

Kıbrıs adasına yön verdiğini zannedenler bu adanın kırk yılını çaldılar adeta.

Hatayı kabul etmeden, hatadan nasıl dönülebilir ki?

Taraflara baktığınızda;

Kıbrıs'ta hiç kimsenin suçu, günahı yok!

Peki, bu duruma nasıl gelindi?

İşte herkesin cevabından kaçtığı soru bu.

KKTC Başbakanı Sayın Küçük ABD'ye giderken pek de planlı ve programlı bir organizasyonla gitmedi.

Altyapısı oluşturulmamış ve aceleye getirilmiş bir gezi planlaması oldu.

Bir gezi diyorum çünkü bu şekilde yapılan organizasyonun adı sadece gezi olur.

Buna karşı mıyım, ya da beni rahatsız mı etti?

Kesinlikle hayır.

Hatta daha iyisini ve gerçekten amacını karşılayanı koşulsuz desteklerim.

Bunlar olmalı, yapılmalı, üçüncü ülkelere dünya siyasetinin, tüm coğrafyalar için kararların alındığı merkezlerin içinde bu anlamdaki kuruluşların binalarında, odalarında, koridorlarında ayak ses ve izlerimizin mutlaka olması gerek.

Düzeyi ve konumu hiç önemli değil.

Kaç ülke, kaç birlik, kaç kuruluş, kaç insan olursa o kadar iyi.

Yeter ki sesimizi, var olduğumuzu anlatmak gerçek niyet olsun.

Bu durumu irdelerken samimi olmak gerek.

Tekrardan altını çizerek söyleyeyim;

Bu tür girişimlere kesinlikle destek verilmeli.

Bu destek içinde hiçbir koşul aranmamalı.

Ne maddi boyut nede gezi ekibi tartışılmamalı.

Bu yeni dünyanın kati yol haritasıdır.

Konuşmaz, anlatmazsanız sizi kimse anlamaz, anlamak istemez.

Bu düşünceleri elbette normal koşullar için seslendiriyorum.

Bu noktada itiraz konusu sadece şu olabilir;

Sayın Başbakanın ABD gezisinden umulan nedir?

Bu gezi sonucu kuzey Kıbrıs'a, Kıbrıs Türküne ne kazandıracak.

Amaç ülkesel, bölgesel, toplumsal fayda mı yoksa tamamen iç konulara, iç siyasi çekişmelere, bu anlamda bazı makamlara mesaj vermek mi?

Buradaki tek amaç Sayın Erdoğan'ın Türk yürüyüşüne katılma daveti ise evet amaca ulaşılmıştır.

Bu gezinin Türkiye makamlarının bilgisi dışında olması elbette mümkün değil.

Günlerdir yapılan yayınlar ve haberlerle Cumhurbaşkanlığı sarayına verilen "tasfiye" mesajları, Türk yürüyüşüne katılan ilk KKTC'li Başbakan vurgusunu ısrarla göstermek, gezinin iç siyasete dönük anlamlar içerdiğinin en önemli göstergeleridir.

Sayın Başbakan birkaç gün sonra adaya dönecek.

Yine güzel olumlu açıklamalar yapılacak, mesajlar verilecek.

Önemli olan daha sonrası.

Bunların arkasının getirilmesi gerek.

Ve en önemlisi artık bu ülkede öncelikle iç huzur sağlanmalı.

Evin içi darmadağın ama dış bahçe güllük gülistanlık.

Benim yaşamımda kalite anlamında, ekonomik anlamda, sağlık, eğitim, güvenlik, sosyal alanlarda çöküş yaşanırken ve de ülkeyi yönetenler bunların başlıca sorumlusuyken böyle bir ülke dışa hangi kaliteyle anlatılacak.

Ya da ne kadar samimi olacak.

İlk önce evin içini düzenleyelim gerisi kendiliğinden gelir.

Evin için darmadağınken bunun aksini kimseyi inandıramazsınız.

Çünkü gerçek olmayanı önce siz sonrada bu ülkede yaşayanlar bal gibi biliyor.

Yeter ki niyet üzüm yemek olsun, bağcıyı dövmek değil.

Bunun tersi sadece suya yazı yazmak gibidir.

Siz yazdık sonra o kaybolur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları