"Ülkemizdeki politika çok pis"

Son, yani 28 Temmuz tarihli seçimde birçok beklenti öncelikliydi.

Hemen hemen her siyaset temsilcisi ayni noktada buluşmuştu.

"Bu sistemle buraya kadar, hem siyaset kurumu hem de toplum bu tıkanıklığı aşacak iradeyi göstermeli" ortak noktanın cümlesi buydu.

Bu anlamda toplum üzerine düşeni nispeten yerine getirdi ve siyaseten üretmenin merkezi olan Meclise yeni ve genç isimleri taşıdı.

Peki, bitti mi?

Tabi ki hayır.

Aslında daha yeni başladı.

Ya da olması gereken buydu.

Siyaset henüz üzerine düşeni yerine getirmedi.

Evet, hükümet yeni ve zaman noktasında cimrilik yapmamalıyız.

Ama görünen o ki değişme ve ders çıkarma niyeti henüz yok.

İşte bu noktada toplumun baskı anlamındaki gücü ortaya çıkmalı.

Yani yarattığı değişim isteği ve iradesinin burada kalmaması gerektiğini hatırlatmalı.

Geçtiğimiz Cuma akşamı ADA TV de yayınlanan "Söz Sizde" programında konuklarım ekonomist Radar Reşat ve Akademisyen köşe yazarı dostum Ediz Tuncel idi.

Değişimi ve beklentileri konuştuk.

Seçimler öncesindeki beklentilerin henüz karşılanmadığı ve bu anlamda bir hayal kırıklığı yaşandığı ortak düşüncemiz oldu.

Radar Reşat uzun yıllar yurt dışında yaşamış alanında tecrübeli ve bizi dışarıdan görebilecek, değerlendirebilecek dünya görüşüne sahip bir insan.

"Değişimi canlı tutmak gerek" diyor.

Ve seçim öncesi ile sonrasında beklentilerinin karşılanmadığını altını çiziyor.

"Seçim sonuçları değişimi destekleyen bir durumu ortaya çıkardı. Ben bunları yazdım da, tamamen beklenilen seviyede olmadı ama bir temizlik yapıldı. Temizlik diyorum çünkü burada politika çok pis. Ülkemizde ki politika çok kirlenmiş. O kadar ki çevre kirliliği politikada ki kirliliğin yanında hiç kalır. Toplum kirli politikanın esiri olmuştur. Toplumun tutumu elbette ayrı bir konu. Değişim başlangıcı olacak diye umdum seçim öncesinde. Geçici hükümette yasa dışı olanların üzerine gidildi. Bunun yeni hükümete kalmasını bekliyordum hiç olmazsa.

Tam halkın "beni düşünenler var" dediği noktada görünen o ki gerçekten ortada büyük bir sorun var. Siyasi partilerin öncelikleri kendi içindeki sorunlar. İktidar önceliklerini ortaya koysun. Bizim için ne yapıyorlar? Benim alım gücüm gitti, önüm kapalı, iş yok, özellikle gençler için, ekonomik olarak ne yapılacak, özel sektörün önünü açacağım çok güzel bir cümle ama bunu bir açın bakalım, toplum için nedir anlamı?

Göremiyorum. Esas konulardan çok işte özelleştirilsin mi, buraya cami açılır mı, uçak alanını geri alacağız, şirket kuracağız. Bunları mı duyacaktık. Koalisyon ve hükümet önemlidir ama bu koalisyonun temelleri nelerdir halk için. Halk adına ne yapacaksınız? Önemli olan bunlardır.

Siyasi partilerin ilkesi, temeli olur. Kıbrıs Türkü bu mevcut uygulamalardan, alışkanlıklarından vazgeçmeli. Kişisel çıkarları bırakmalı ki artık kişisel çıkarlarda olmama noktasında. Başka ülkeler yaptı. Kirliliği affetmedi. Kirli olanları temizledi. Ve bir işi hak edene hakkını da, parasını da verdi. Ama düzelttiler. Bu ülkede hesap sorulmuyor. Zenginlik yaratmadan, hiçbir şey yaratmadan zengin olmak. Nereden geliyor bu kaynak. Öyle evler gördüm Amerika da bile yok."

Bunları söylüyor Radar Reşat.

Devletin, kurumların fakirleştiği, battığı, aciz durumlara düştüğü bu çarpık sistem de nasıl olurda zenginler türer.

Denetimsizlik, vergi anlamındaki adaletsizlik ve nerden buldun diye kimseye sorulmaması devlet düzeninden çok rant düzenini andırıyor.

Gerçekten bizim kadar yapanın yanına kar kalan bir başka ülke her halde yoktur.

Ve tüm bunlar esasında tablonun bütünüdür.

Odaklanmamız, konuşmamız, çözmemiz gerekenler aslında bunlardır.