"Asrın projesi" var mı?

Yayın Tarihi: 11/11/13 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Bu ülkenin önemli sorunlarındandır.

Susuzluk veya kuraklık ya da yağış anlamında su kaynaklarının yetersiz olması.

Ki yağışın olması bir dert olmaması bir başka derttir bu memlekette.

Devlet rekabet edilmesi en zor sektördür.

Buda bize has bir durumdur aslında.

Verimlilik sıfır, üretim sıfır, tüketim, uyumsuzluk, israf had safhada.

Başıboş bir yapı, kimsenin gerçek anlamda sahiplenmediği sadece faydalanma anlamında hak iddia ettiği bir düzen.

Suyla başladık ya yazıya, susuzluğu iyi biliriz.

Her şeyin başıdır hatta "su hayattır" diye de boşuna söylenmemiştir mutlaka.

Su kaynakları fazla ya da yeterli sayılacak derecede olsa neler yapılmaz ki.

Her alanda üretimi hızlandırır, uçurur.

Tarımdan, sanayiye, inşattan turizme kadar her alanda, her sektörde gerçek anlamda verim ve dinamizm demektir.

Hele bizim gibi her sektörü sorunlu ve verimsiz olan, gelişmekte bile sayılmayan ülkelerde.

Büyük şehirlerin birçoğunda günlük kullanılabilecek su ancak birkaç günde bir gelir yaşam alanlarına.

Hatta kırsal bölgelerde bırakın tarımsal veya başka amaçlar için su kaynaklarının bulunmasını, öyle yerler var ki evlere bile iki hafta da bir su gidiyor.

Elde olan ve zaten kıt kanaat durumda bulunan kaynakların etkin ve ekonomik kullanılması bir yana müthiş de bir su israfımız, dikkatsizliğimiz ve sorumsuzca tüketimimiz söz konusu.

İlk başta söylediğim gibi devlet bir sektör oldu.

Ama üretmeyen bir sektör.

Bu noktada devletin yapacakları önemli, planı, programlı, kaynakları yönlendirme ve kullanma amaçlı projeler.

Hiçbir şey elbette sadece sözle olmaz.

İşte Türkiye den gelecek su.

Namı diğer "Asrın projesi".

Tabi ki önemli bir olaydır yapılacak olan.

Böylesi dev bir proje amacı, düşüncesi, niyeti ne olursa olsun doğru planlama ve projelendirme ile olması gereken yerde ve zamanda kullanılmasıyla bu ülke için önemli birçok olayın başarılmasını sağlayabilir.

Hazırlıklar her yerde, her bölgede, her toprak parçasında devam ediyor.

Yüklü araçlar geçiyor yollarda, dört tarafta suyu taşıyacak borular konuşlandırılmış.

Bu borular ki Türkiye ile KKTC'yi yürekten, gönülden, göbekten, böbrekten bir birine bağlayacakmış!

Sanki ayrıymış gibi.

Bu borular ki otuzuncu yılı kutlanacak olan KKTC'nin spor açılımında Türkiye'nin amatör liglerine katılma projesini de gerçekleştirecek!

Ayni borularla değimlidir ki elektrikte gelecek kuzey Kıbrıs'a, yani bize yapacak bir şey kalmayacak!

Asrın bu projesiyle Rumları da serinletecek, kıskandıracaktık oysa.

Devlet bütçesinin %35'ne denk geliyormuş ayni proje.

Bunlar asrın projesi için bazılarınca üretilen tek şey olan bazı laflar.

Bir şeyler hızla gidiyor yolunda.

Ama bu yol bizim yolumuz değil.

Çünkü bizim bir yolumuz yok.

İşte esas mesele bu!

Bu su bu ülkeye gelince sadece gelmiş olacak.

Var mı bir proje, bu su nerelerde kullanılacak, hangi alanlara ağırlıklı olarak aktarılacak, nerede depolanacak?

Hangi bölgede, hangi ürün yetiştirilebilecek?

Topraklarımızın bölgesel karakteri nedir, hangi bölge hangi alanda daha çok verim ve üretim sağlar?

Bu ülkenin bu sorulara cevap verecek, çalışmalar yapacak, planlı programlı ciddi düşüncelere hayat verecek insan kaynağı var.

Ama öncelik üretmek değil ki.

Öncelik her türlü kaynağın, her türlü imkânın çeşmesini, en başta tutan olmak.

Suyun gelmesinde etkili olamadık, hiç olmazsa kullanımında etkin olalım.

Tüm sektör temsilcileri, bölge temsilcileri, siyasi erk, üniversiteler, akademisyenler, aydınlar bir araya getirilmeli.

Kısa vadeli, orta ve uzun vadeli projeler hazırlanmalı ya da yurt içinde veya dışında bu iş için destek alınıp programlar düşünülmeli.

Ülkenin önceliklerini, sektörlerin verimliliğini en iyi bizler bilip, değerlendirebiliriz.

İstediğimiz gibi yapmak varken bunu yerine getiremediğimizden hep başkalarının söylediğini yanlışta, eksikte olsa yapmak zorunda kalıyoruz.

Daha sonra da hatayı kendimizde değil başkasında arıyoruz.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları