Müthiş bir istatistik!

Birçok konuda çok geri kaldık.

Devlet yapısı, siyasetin arka bahçesi olarak kullanıldı yıllarca, hala daha da aynı şekilde kullanılıyor.

Enerjimizi, toplumsal çıkarlara odaklayıp, harcayacağımıza, sadece kişisel çıkar ve bununla bağlantılı siyasi ihtiraslara kurban ettik.

Tepeden tırnağa, buram buram popülizm kokuyor memleket.

Tüm toplum, en yukardan en aşağıya kadar politize olmuş.

Hayatın her alanını, devlet politikasını, yapılacak, yapılmayacak herşeyi politik stratejiler belirliyor.

Gerçekten artık bazı şeylerin değişmesi gerek.

Bu memlekette artık yaşam pamuk ipliğine, tesadüflere, guduruya ve şansa bırakılmamalı.

Kıbrıs'ta ve özellikle kuzeyde, her sorun çözümsüzlük halısının altına itildi.

Bir diğer düşünce de, bizim yapmamız gerekenleri birileri gelip, bizim yerimize yapsın noktasını savundu.

İki görüş hâkim oldu bu ülkeye.

Çözümsüzlüğü her türlü olumsuzluğun yaratıcısı gören görüş ve ülkedeki her türlü olumsuzluğu Türkiye çözer görüşü.

İkisi de kaybetti.

Yıllardır çözümle her sorun bitecek görüşü de, Türkiye sorunlarımızı halleder görüşü de çürütüldü.

Böylesi bir kolaycılığa sığınıldı.

Ortaya çıktı ki sorunları yaratanda, çözmesi gerekende ve çözmeyende biziz.

Evet, kolaycılığa kaçıldı, mevcut durumu en iyiye getirmek yerine ötelendi, üstü örtüldü.

Çözüm olsa da, olmasa da bu düzeni kurtarmak ve bize yakışan yapıyı yaratmak.

Savunulan iki görüş çöktü ama esas çöken bizler olduk.

Ve sonuçta, temelleri sağlam olmayan bu bina çöktü, hepimizde altında kaldık.

İşin kötüsü de kurtulmak için herhangi bir çabamız yok.

Şimdi tek şansımız bu viraneyi ayağa kaldırmak.

Devlet mekanizmamızın en önemli eksikliklerinden biri de istatistikî veri ağının olmamasıdır.

Elinizde kullanabileceğiniz veri, bilgi, emsal veya yeterli argüman yoksa, olanlarıda heba ediyorsanız planlamayı nasıl yapacaksınız?

Hiçbir alanda sağlıklı, doğru, kullanılabilir bilgi yok.

Kayıt yok, kuyut yok, bir ilgisizlik, bir boş vermişlik, bir başıboşluk ve karşılığında, ciddiyeti ve devlet otoritesini, sallamayan bir düzen.

Başka ülkeler, önlerindeki on yılların planlamasını yaparken, biz yarını bile planlayamıyoruz.

Yarım avuçluk ülkede hangi bölgede neler öncelikli, hastalıklardan, üretilen ürüne, insan profiline, toprak kalitesine, yaş oranına kadar kayıt altında olması gereken her ne varsa sadece tahminle belirlenebiliyor.

Mesela;

Kanser hastası sayısı artıyor fakat yeterli veri olmadığından kesin bir bilgi yok.

İlaç kullanımı bilinçsiz ve kontrolsüz.

Yılda 40 milyon TL'lik ilaç çöpe gidiyor.

Devlet ve özel eczanelerin ilaç alımına harcadığı miyonların çok büyük kısmı ziyan oluyor.

Ve esasında yazık oluyor.

Çok basit hesap tutma, giriş-çıkış kaydı ile envanter belirleme maddi manevi zararı en aza indirme, yapmamız gerekenlerin en başında gelen tasarrufu artık ciddiye alma zamanıdır.

Yeniden yapılanmanın ve reformun ilk adımı tasarruftur.

Veri tutma, güncelleme ve kullanma başlangıç noktasıdır.

Bunlar için zaman ve enerji harcanacağına tek derdimiz siyasi kaygılar.

Bu konuda da oldukça başarılıyız.

İstikrarlı bir durum söz konusu.

28 yılda 23 seçim yapılmış bu ülkede.

Gerçekten alkışlanacak müthiş bir istatistik!