Polisin tahsilatla, maliyeyle ne işi var?

Yayın Tarihi: 08/09/14 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz günlerde Ünal hocamla karşılaştık.

Ünal Akifler, bu ülke için önemli bir değer.

Ünal hoca ve onun gibi değerlerden bu ülke ne kadar faydalanıyor?

Belki "hiç diyemeyiz" ama "yeterince diyecek" kimsenin olmadığından da eminim.

Belli konular, yapılması gereken belli işler vardır.

Ve bu işler uzmanını ister, konunun içinde olan insanlar, yapılacak olanın en iyisini yapar.

Hem daha hızlı, hem daha ekonomik hem de daha bilinçli.

Tabi ki olmuyor.

Popülizm ve particilik her konuya, her makama, her işe, parti içinden sözde uzmanlar çıkarıyor.

Haliyle tablo ortada, bir yığın iş ve bir yığın işin içinden çıkamayan, bir yığın insan.

"Artık yoruldum, pes ettim. Ne konuşuyorum, ne de yazıyorum. Ne değişti ki bu ülkede?"

Ünal hoca böyle sitem etti.

Haksızda değil.

Kimse birşeyleri değiştirmek, daha iyisini yapmak için uğraşmıyor, çaba göstermiyor.

Hükümetler değişiyor, gelenler, gidenler bir şeyleri değiştiremiyor.

Çok basit adımlar vatandaşın hayatını kolaylaştırmak için atılmıyor.

Sanki her gelen yönetim "aman birşeyleri ellemeyelim, başımıza dert almayalım böyle gelmiş böyle gider" havasında.

Özellikle kamuda ki bürokratik işlemlerin kolaylaştırılması, vatandaşın hızlı ve güvenli hizmet alması, kamusal alanlarda daha rahat, daha kısa zamanda ve işlerin sorunsuz halledilmesi, devletin en baştaki görevleri.

Sadece vergi toplamak, alacağını tahsil etmek, karşılığında hizmet anlamında bir yığın sorun vermek.

Bu yanlışların sebebi, ne Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü, ne de ambargolardır.

Bunun tek sebebi anlayıştır, başıboşluktur, vurdumduymazlıktır, denetimsizliktir, ceza-ödül dengesizliğidir.

Toplum sadece hissetmek istiyor, devletin güvenli korumasını, adaleti, eşitliği ve hak ettiği hizmeti almayı.

Bir arkadaşımla beraber polis müdürlüğüne gittik.

Trafik cezası var ve ödeyecek.

İnsanlık hali, üzerinde nakit parası yok "kredi kartı ile ödeme yapabilir miyiz?" diye sorduk.

Cevap; "hayır ödemeleri sadece nakit olarak alıyoruz".

Kredi kartı neden kullanılmıyor?

Polis bu paraları tahsil edip, maliyeye gönderiyor.

Aslında yapılan iki iş.

Polisin tahsilatla, maliyeyle ne işi var?

Polis güvenliği sağlayacak.

Üzerinde ekstra bir iş.

Bir kişiye ait üç trafik cezası, farklı zamanlarda yazılmış.

2011 yılına ait olan var, 2012 yılına ait olan var, 2014 yılına ait olan var.

Yıllardır vatandaşın eline bu ceza belgeleri ulaşmamış.

Bilindiği gibi bu belgeleri özel şirketler dağıtıyor.

Bu şirketler yerli mi, yabancı mı, yapılacak iş dağıtım, adanın her yerini, adresleri biliyorlar mı?

Bunlar nasıl seçiliyor, bu işi nasıl alıyorlar?

Hepsi soru işareti.

İlk zamanlar dağıtmak için aldıkları belgeleri, gerekli yere ulaştırsalar da, ulaştırmasalar da paralarını bir tamam alıyorlardı.

Düşünün bir ayda yaklaşık on bin ceza belgesi çıkıyor.

Allahtan bu uygulamaya son verildi.

İlgili şirketler dağıtım yaptıkları oranda ödeniyorlar.

Ve bugün ceza belgelerinin %70 sahibine ulaştırılıyor.

Son beş yılda polis teşkilatına istihdam yapılmadı, bunun yanında son beş yılda 384 polis mensubu emekli oldu.

Mali polis bölümü kuruldu, 30 polis memuru bu bölüme ayrıldı.

Kameralarla ilgili ayrılan polis çalışanlarda var.

Yani kadro azalıyor, ihtiyaçlar, görevler, yük artıyor.

Maliye para ile ilgili olarak görevi kendi yapacak, polis en başta personel anlamında ihtiyacı giderilip kendi işini yapmaya bırakılacak.

Polisin işi para toplamak değil, güvenliği sağlamak, yollarda, sınır kapılarında, limanlarda, kendi işini yapmak.

Bunların olması zor değil ama ihtiyaç.

Gerekli olan, önyargısız, iyi niyetle iletişim ve anlayış.


#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları