"KTHY konusu sonlandırılamadı"

Bu ülkenin kullanılmayan, ziyan edilen birçok kaynağı var.

En önemli ve en çok harcanan kaynak da insan kaynağıdır.

Bilgili, iyi eğitimli, kendini yetiştirmiş, cesur ve atılımcı insanları kullanmadığımızdan dolayı kaybediyoruz.

Yazık, gerçekten çok yazık.

Aslında hem elimizdeki kurumsal ve iyi yönetilmesi gereken değerleri, hem de geleceği bu şekilde zarara uğratıyoruz.

En önemli sorun; Devletin hantallığı ve parti-devlet anlayışının her dönem etkin olması, verimli insan kaynağının kullanılmaması ve yenilikçiliğe kapalı, parti ilişkisi ile görev alan yöneticiler ve bununla gelen vizyonsuzluk.

Demokrasiden hiç bahsetmiyorum.

Çünkü, yıllardır aynı siyasi partiler, aynı siyasi çekişmeler ve aynı isimler bu ülkenin yönetiminde söz sahibiyse, bu ülkede demokrasi ancak sandığa gitme anlamında vardır.

Demokrasinin en önemli yanı, denetlenme, hesap verme, istifa ve bu unsurları oluşturan anlayışın yerleştiği mekanizmalardır.

Güney Kıbrıs ne derece örnek gösterilebilir bilemem, ama iki yaşanmışla anlatmaya çalışayım.

Kıbrıs'ın güneyinde, Mari'de bir deniz üssünde patlama meydana gelmişti.

"13 kişinin ölümü ve elektrik santralinin ağır hasar görmesiyle sonuçlanan, 11 Temmuz'daki patlamanın sorumlularına ilişkin hukukçu polis Poliviu'nun hazırladığı rapor, Rum yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas'a büyük sorumluluk yüklemişti. Rum polisi de olaya ilişkin bir rapor hazırlayıp, Başsavcıya sunmuş ve aralarında eski Bakanların da bulunduğu 14 kişi suçlanmıştı."

Dava üç yılın sonunda sonuçlandı ve sorumlu görünenler cezalandırıldı.

Kuzey Kıbrıs'ta benzeri olayları görmediğimiz için, bizim tarafta da olay ilgi gördü.

Bazı gazetelerde "Örnek olsun" diye manşetler atıldı.

Önemli bir karar, hem sorumlulara, sorumluluklarının ağırlığını anlatmak, hem de kamusal vicdanı rahatlatmak açısından önemli.

Rum Halkı bu olaya kadar, bu denli kötü bir süreç yaşamamıştı.

Onlar için, KKTC'den elektrik enerjisi satın alacak kadar kötü günlerdi yaşadıkları.

KKTC'de benzer olaylar gündeme geldi ama aynı sonuçla anılan finaller yaşanmadı.

Denetleme kurulları kuruldu, işlev sıfır, dosylar hazırlandı, ilgili birimler topu hep bir birine attı.

Ve çok canlı, çok taze ve yakın bir örnek, Kıbrıs Türk hava Yolları.

Siyasetin kirlettiği bir kurumu, siyasetin aklamasını bekliyoruz.

Kıbrıs Türk Havayolların da ne oldu, neler yaşandı?

Ambargo var denen bir ülkede, herşeyin olumsuz yaşandığı bir ortamda, Avrupa da 48 noktaya uçan, 36 yıllık şirket nasıl kepenk kapattı?

Yani bir gecede kapatılan 36 yıllık şirketin bu duruma düşmesinin sebebi nedir, kimdir, kimlerdir?

Bu soruların cevabı yıllardır verilmedi.

Kurum kapandı, sebebini bilen, açıklayan yok.

Ne olduysa oldu, yapılan, yapanın yanına kaldı.

Ne kurumun kapandığı dönemde hükümet olan erk, ne de hesap soracağım diyerek iktidar olan siyasal görüş, vicdanları rahatlatamadı.

Mecliste, KTHY'nin kapatılmasıyla ilgili kurulan komite işi uzattıkça uzattı ve en sonunda şöyle bir sonuç açıkladı;

"Süreç tamamlanamadı, sonlandırılamadı, yeniden başlamak için önerge ve genel kurul kararı gerekli."

Yani konu şimdilik kapandı, tekrar açılır mı, açılsada sonuç alma amaçlı bir açılış olur mu, bunu göreceğiz.

Siyaset kurumu yine, yeni, yeniden uzlaştı.

Elbette konuyu sonuçlanana kadar gündeme getireceğiz.

Unutuyoruz, gündemlerimiz değişken ve anlık fakat KTHY yarasını kapatmayacağız.