"İş yapmakta en zorlandığım ülke Türkiye"

Yayın Tarihi: 07/08/15 07:42
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs sorununa çözüm bulma yolundaki süreç ve buna bağlı tartışmalar devam ederken, yaşam da aynı hız ve zorluklarıyla sürüyor.

Bir çözüm olasılığının, olumlu anlamda etkileyeceği en önemli konu ekonomik getiri olacak.

Bugünkü yapının, istikrarsızlığın, belirsizliğin, ekonomiyi, ticareti nasıl etkilediğini bizzat yaşıyoruz.

Uzaklaşılan üretim kapasitesi, gün geçtikçe büyüyen tüketim ekonomisi, taşıma suyuyla dönen değirmenden farksız.

Meriç Erülkü bir iş adamı, dünyanın birçok ülkesine buz, yani su satıyor.

Türkiye, güney Kıbrıs, hatta Çin'e ihracaat yapıyor.

"İş yapmakta en zorlandığım ülke Türkiye" diyor.

"Türkiye çok teferruatlı bir prosedür izliyor. Bunlar üç dört ay sürüyor. Binlerce lira ücretler ödeniyor. Sadece bir numune gönderebilmek için bin TL masraf ödüyorum. Güney Kıbrıs'a da satış yaptım, oraya da numune gönderdim, onlar aldıkları numunenin parasını kendileri bana ödedi.

Geçtiğimiz günlerde, bir kahve üreticimizin malları Mersin'den geri geldi. Sebep, etiket üzerindeki bilgilerden ürününün nasıl kullanılacağına dair eksiklik varmış. Türkiye bunu yapabilir, bunun amacı da, yerli üreticisini korumak.

KKTC, Türkiye'nin bize uyguladığı kıstasları, örneğin su şirketlerine uygulasa, buraya bir litre su gelemez. Bu kadar prosedürü, bu kadar küçük bir ülke için uygulanamaz.

Mütekabiliyetlik gereği Türkiye'nin bize uyguladığını, eksik veya fazla olmaksızın biz de onlara uygulamalıyız. Ve bundan kimse gocunmamalı. Çin'e mal gönderdik. İki ay süren bir yolculuk oldu. Devlet analizlerini yaptı ve piyasaya girmesine izin verdi. Türkiye ile de eşit şartlarda ticaret yapalım. İstediğimiz bu."

Türkiye kendine göre önlem alarak iç üretimcisini koruyor.

Başka ülkelerle daha rahat ve kolay ticaret yapılırken, KKTC ile aynı şartlarda bir ticaret yapılamıyor.

Şöyle bir benzerlik bağı kurulabilir;

İki ülke arasında bir sınır kapısı var.

Ülkenin birinde, sınırı geçecek vatandaş her türlü kontrol ve denetimden sonra zar zor sınırdan geçerken veya geri döndürülürken, bir diğer ülke vatandaşları elini kolunu sallayarak, herhangi bir denetim ve kontrole uğramadan diğer ülke içine rahatça girebiliyor.

Türkiye ile KKTC arasındaki ticari ve elbette diğer ilişkiler bu zeminde sürüyor.

Türkiye ile kuzey Kıbrıs arasında aynı şart ve aynı uygulamalarla şekillenen bir ticaret ilişkisi olmalı.

Yeni hükümet bu konular üzerinde ne kadar çalışır, bu hantallık, yavaşlık içinde sorunlara ne kadar motive olur, iç uyumunu nasıl sağlar, radikal adım ve girişimlerle ülkeyi nasıl rahatlatır ve çözüm sürecini izlerken, aksi durumlara hazırlığı ne şekilde başarır, göreceğiz.

Üretilen her ürünün, önce kendi insanımız, daha sonra bulunacak pazar için gerekli güvenliği, eksikliği, kalite ve standartı sağlamak devlet adına hükümetin görevidir.

Hellim olayı bir fırsattır, hellimi istenilen noktaya, kaliteye, rekabet edecek noktaya getirmek, devletin hızlı şekilde çözeceği en önemli konulardandır.

Hellimi tescillemek yetmez, esas mesele şimdi başladı.

İşin özeti; önümüzde çok sorun var, bizden kaynaklanan ve bizim dışımızda oluşanlar.

Bizim çözebileceklerimiz, dış sorunların çözülmesine de yardımcı olacak.

Yeter ki yine geç kalmayalım.

Not: Biraz dinlenmek, yenilenmek, zaman ayıramadığım herkese ve herşeye zaman ayırmak amacıyla, yazılarıma ve ADA TV deki programlarıma üç hafta ara veriyorum. Yeniden görüşmek üzere bana biraz müsaade.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları