Çözüm olmazsa ne olacak?

Yayın Tarihi: 31/08/15 07:39
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Üç haftalık bir aradan sonra, yine, yeni, yeniden bu köşeden sizlere ulaşmak güzel.

Üç hafta boyunca dinlenmeye, gündemden çok da kopmadan, uzak durmaya ve zaman ayıramadığım herkese ve her şeye zaman ayırmaya çalıştım.

Elbette mümkün olanı, mümkün olduğu kadar yapabildim.

Ülkede önemli konular yıllardır olduğu yerde.

Yıllardır aynı önem ve hassasiyetle, birbirleriyle ilişkili yaşamsal meselelerimiz var.

Kıbrıs sorunu ve buna bağlı çıkmazlar.

Memlekette çarklar dönmüyor, kuzeyde dev Türkiye ve güneyde dünya ile bütünleşmiş, AB üyesi, güney Kıbrıs arasında sıkışmış bir yapı.

Durum bu olunca, hem Türkiye, hem de güney'deki gelişmeler bizi etkiliyor.

Bir de bizim çıkmazlarımız eklenince, iş daha da karmaşık bir hal almakta.

Kıbrıs sorunu müzakere süreci devam ediyor, mülkiyet, bu konu ile ilgili bilgi kirliliği, bunu fırsata çevirenler, endişelenenler ve suiistimal edenler.

Üretmek yok, sadece olmayan gelişmeler üzerinden yorum yapmak, tamamen algı operasyonu ile halkı kandırmak.

Artık bireysel değil de, toplumsal düşünmenin zamanı gelmedi mi?

Bunların hepsini yapmak kolay, zor olan doğruyu bulmak.

Doğruyu herkes biliyor ama çoğunun işine gelmiyor.

"Nasıl olursa olsun" yaklaşımıyla hayat bulacak bir çözüm modelini benimsemiyorum.

Çözümün adından çok içeriğine önem verilmeli, Kıbrıs Türk insanını bugünkü olumsuzluklardan kurtaracak her modelin adı "çözümdür".

Söylediğim gibi benim için çözümün adı değil, içeriği önemli.

Çözümsüzlüğü, üstelik daha en başından savunmak, bugünkü yapıyı savunmakla eş anlamlı.

Mahkemeye yansımış bir olay konuşulurken ilk söylenen şudur;

"Olay mahkemede, dava sürerken konuşmak doğru olmaz".

Yani sonuca odaklanmak lazım.

Konuşulmasın demiyorum, ama konuşulanlar var olduğu çerçevede olsun.

En yetkili ağızlar, özellikle mülkiyet konusuyla ilgili endişelenecek bir noktada olunmadığının sürekli altını çiziyor.

Bu süreç canlı tutulmalı, sadece Rum basını dikkate alınarak, içinde bulunulan bilgi kirliliğinden faydalanarak, yapılan aslında bu ülkeye ve ülke insanına en büyük zarardır.

Kıbrıslı Türklerin en büyük çıkmazı;

Çözüm olmazsa ne olacak?

Çözümsüzlük sonrasında bir belirsizlik hâkim.

Bununun izahatını veren yok, bu gidişat nereye kadar, çözüm olmazsa, kuzey Kıbrıs nasıl bir şekillenme, nasıl bir istikrar düzenine kavuşacak?

Bu ülkede yaşanan birçok olay dünyanın en geri kalmış ülkelerinde bile yaşanmıyor, yaşansa bile bu kadar sıradan, bu kadar kabullenilmiş, bu kadar içselleştirilmiş olmuyor.

Peki, yıllarca mücadele etmiş bu ülke insanının çocukları, siyasi düşüncelerine göre ayrılmaya, haksızlığa, adaletsizliğe, ülkeye ait her türlü imkândan uzak tutulmaya, yolların, dağların, denizlerin, keyfi ve şahsi çıkarlar uğruna kullanılmasına devam mı edilsin?

İstediğimiz bu mu, her türlü hukuksuzluğun hüküm sürdüğü bu ülke de insan odaklı, hukukun var olduğu, fırsat eşitliği ve adaletin temel kabul edildiği bir yaşamı istemiyor muyuz?

Şimdi şöyle bir düşünce aklınıza gelebilir;

Bunları yapmak için çözüme mi ihtiyacımız var, bunları biz yapamaz mıyız?

Tablo ortada yapamıyoruz, bundan sonrada yapamayacağız.

Sadece konuşup, eleştirip, homurdanacağız, her zaman yaptığımız gibi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları