Kudret hoca bu ortamda ortaya çıkar mı?

Yayın Tarihi: 16/09/15 07:43
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Siyasi partiler önemlidir.

Bizim ülkemizde her ne kadar önemini, değerini, saygısını, güvenini yitirmişse de bu böyledir, siyaset ve siyasi partiler önemlidir.

Bizdeki anlayış;

Siyasi partilerin, siyaset üretmekten çok, siyasetten nemalanma aracı olarak görülmeleri ve kullanılmalarıdır.

Bu söylemlerimi size aktarmama tek bir cümle sebep oldu.

Ülkede gidişatın iyi olmadığını, içinde bulunulan ortamla beraber çözümden de şüpheli olduğunu söylüyor bir vatandaş ve beklentisizliğini şu cümle ile özetliyor;

"Çözüm tüm sorunları çözecek mi? Belki daha kötü olacak. Soruyorum size, bugün oy verebileceğiniz bir siyasi parti var mı? Benim yok."

Ne kadar kötü bir durum, umutsuzluk, çaresizlik, bu nasıl bir çıkmaz?

Siyasi partilerin bazı görev ve sorumlulukları var.

Siyasi partiler aynı zamanda aracıdırlar.

Halk ile iktidar erki, devlet, kamu hizmeti, sürekli üretimle, toplumsal sorunların çözümü, ileriye dönük altyapının hazırlanması, siyasi partilerin çalışmaları ile belirleniyor.

Kuzey Kıbrıs'ta seçilmişler, siyasi parti ve siyasi partilerin ideolojilerinden uzaklaşmış, parti politikası değil, kişisel güçler ön plana çıkmış.

Siyasi partilerin, isimlerden önde olması, kişisel nitelik ve güçlerin parti çıkar ve disiplininden sonra hatırlanması, her ne kadar sorunluysa, kişilerin partiden önde olması da o kadar sorunludur.

Hepsi beraber ve aynı zamanda partisel üretimle gelişen politikalar önde olmalı.

İktidar ve diğer görevler bunlara göre belirlenmeli.

Seçilenler toplum için seçilmiştir, ya da olması gereken budur, ama parti için seçilmenin ön planda olduğunu yaşayarak görüyoruz.

Bunun sonucunda doğal olarak bir daha aday olmak ve seçilmek, daha sonra görev almak ve görev konumunu korumak esas hedef.

Siyasi partilerin yönetme görevi de var.

İktidar olmak, program ve politikalar hazırlamak, göreve gelince de bunları hayata geçirmek.

Bizde parti devlet iç içe geçti, yönetmek, iktidar olmak, politikalar uygulamak veya muhalefet göreviyle iktidarı denetlemek.

Eleştirmek, ama görev alınca her söylediğinin tersini yapmak, bizde en önemli alışkanlıklar ve icraatlar.

Kuzey Kıbrıs, siyaset anlamında oldukça kısır ve üretimsiz bir dönemi yaşıyor.

Durum tamamen diptedir.

Yıpranmışlık had safhada ve toplum son birkaç seçimdir gidişatın doğru olmadığının, artık farkın ve reform beklentisinin mesajlarını veriyor.

Bu mesajlar alınmadı, alınmamakta ısrar ediliyor.

Yeni ve "reform" hükümeti olarak tanımlanan CTP-UBP hükümeti beklenenden uzak, yeni alternatifleri de cesaretlendirerek adeta ekmeğe bal sürüyor.

UBP siyasi parti disiplininden çıkarak, ülke, toplum menfaatinin dışında kişisel hırslara kurban ediliyor.

CTP ortağının bu durumuna seyirci, UBP Genel başkanlığına aday bazı isimler seçilmeleri halinde hükümeti bozmayı vaat ediyor.

Partisel çıkar kılıfında, kişisel çıkarlar yine ön planda.

Kudret Özersay, Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasında siyasi bir oluşuma gitmemekle eleştirilmişti.

Hatta hala daha eleştirenler var, acele etmemesini şimdi anlıyorum.

Hükümet seçenekleri tek tek tükendi, bu ortamda seçim artık çözüm değil, sandığa küsmek ciddi bir seçenek oldu, siyasi partiler ve yönetimleri için tek amaç iktidar olmak ve orada kalmak, makam almak.

Günün sonunda hem sistem, hem de sistemciler değişmiyor.

Hükümet bu şekilde reformlardan uzaklaştıkça, partiler kendi içinde kişisel çatışmalara yenildikçe, zaman uzayıp yıpranma sürdükçe, yenilik daha ihtiyaç olacak.

Kudret hoca bu sürecin sonunda ortaya çıkar mı, bu ortaya çıkış yeni bir sistem ve anlayışı da getirir mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları