"Artık kimse ENOSİS veya TAKSİM demiyor"

Yayın Tarihi: 28/09/15 07:36
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Güney Kıbrıs'ta bulunan, Kıbrıs Üniversitesi İnsan Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek ile Kıbrıs ve çözüm sürecini konuştuk.

Niyazi Kızılyürek, 1995 yılında Kıbrıs üniversitesine girdiği zaman ciddi sıkıntılar yaşamış.

Üniversiteden atılması için kampanyalar başlatılmış, o günlerden sonra, bugünlerde Üniversite yönetim kademesinde.

Niyazi hoca, Kıbrıs için önemli bir isim, güneydeki Kıbrıs üniversitesinde çalışmaya başladığında, adanın hem kuzeyinde, hem de güneyinde çok eleştirildiğini ve bu eleştirileri kıyaslayan bir kitap hazırlığında olduğunu söyledi.

Sadece güney Kıbrıs'ta değil, Türkiye ve kuzey Kıbrıs'ta ki bazı üniversitelerde de görev yapıyor.

Söylediğim gibi Niyazi hocayla Kıbrıs ve çözüm sürecini konuştuk;

"Kıbrıs sorununa, çözüm bulma süreci daha önceki dönemlere göre daha olumlu bir havada gidiyor.

İki liderin beraber tiyatroya gitmesi, her gün görülen bir şey değil.

Sayın Akıncı çözüm için yola çıktı.

Sayın Akıncı'nın seçilmesiyle, Kıbrıslı Türkler çözüm istediğini ortaya koydu.

İki toplumda önemli açmazlar içinde.

Rum toplumu, AB üyeliği ile beklediğini bulamadı, bir hayal kırıklığı yaşıyor.

Masa da çözüm isteyen iki lider var, bu da önemli bir noktadır.

Sayın Talat ve Sayın Hristofyas da çözüm isteyen liderlerdi.

Ama farklı bir durum vardı, Kıbrıs Rum toplumu çözümden çok AB üyeliğini hedefliyordu.

Rum toplumunda bugün için çözüme yönelik bir irade var, son yapılan kamuoyu yoklamalarında çözüme inananların oranı %70.

Türk toplumu da Akıncı'yı seçerek çözüm yolunda önemli bir adım attı.

Çözüm tarafların hangi kurumsal organizasyon içinde yaşayacağını belirlerken, barışma ve uzlaşma için de paralel bir süreç yürütülmeli.

Hakikat ve yüzleşme komisyonları kuruldu birçok yerde, bu uzun soluklu bir süreç.

Elli, altmış yıllık bir çatışma süreci var, kayıplar var, barışma hakikati, hakikatle yüzleşmeyi, yeri geldiğinde özür dilemeyi gerektirir.

Özür dileme yapılan hataların, bir daha yapılmayacağını kabullenmektir.

Genelde mutabakat sağlanır, sonra bu komisyonlar kurulur, Kıbrıs'ta daha farklı bir durum var.

Kıbrıslı Rumlar 1960'lı yıllarda, Kıbrıslı Türklerin neler yaşadığını, 1974'ün Kıbrıslı Türkler için ne anlam içerdiğini, bilmesi gerek.

Aynı şekilde, Türklerde, Rumlar için 1974 ve sonrası ne anlama geliyor öğrenmeli.

Hiçbir uzlaşma dayatılmaz, dolayısıyla bunları bilerek bir uzlaşma yapılmalı.

Dohni de öldürülen Kıbrıslı Türkler için bir anıt mezar yapıldı, oraya yüzlerce Kıbrıslı Rum geldi, bu önemli bir adım.

Bu tür etkinlikler artıyor "bizde yaptık ve konuşmalıyız" yaklaşımı yaygınlaşıyor.

Geçmişi konuşmakla ilgili bir korku var, iki toplumda geçmişini iyi bilmiyor.

Her iki toplumda örgütlenmeler var ve hep biz haklıyız diyorlar.

Bir suç varsa ve kabul edilmemişse, tüm nesiller bunun peşinden gitmeli.

Federal devlete iten sebep nedir?

"ENOSİS" Rumlar için tam bir başarısızlık oldu, daha sonra Kıbrıslı Türklerin içinde azınlık olduğu bir Rum devleti olsun dediler, bu da başarısızlıkla sonuçlandı.

Kıbrıslı Türkler içinde "TAKSİM" mücadelesi vardı, başarısız olundu.

İki ayrı devlet isteği veya Türkiye'ye bağlanma isteği vardı, bunlarda başarısız oldu.

İki toplumun tarih boyunca uğruna mücadele ettiği ülküler ortak başarısızlıkları oldu.

Şimdi ortaya federal bir ortaklık amacı çıktı.

Altmış yıl önce bunları söyleyemezdiniz, şimdi gelinen yer, yeni bir dünya yaratmak.

Kıbrıs'ta çözüm olmazsa, bu kötü hayat devam edecek, fiilen bölünen ve ateşkes bile olmayan bir ada.

Belirsizliklerin ortadan kalkması, en önemli insan hakkıdır.

Gelecek kuşaklara "belirsizliği" miras bırakamazsınız, çözümsüzlük demek, hem Türkler, hem de Rumlar için kumdan kaleler yapmaya devam etmektir.

Artık kimse ENOSİS veya TAKSİM demiyor, ortak amaç federal çözüm, bu yönde müzakere ediliyor, kâğıtlar imzalanıyor.

Güneyde de, kuzeyde de belli bir kesim var, statüden besleniyorlar, güneyde devleti paylaşmak istemeyen, biz yönetiriz diyen bir kesim, kuzeyde de aldığı toprağı vermek istemeyen, küçük çıkarları için geniş bakamayan kesimler, ama bunlar çoğunlukta değil."

Niyazi Kızılyürek özetle bunları söylüyor.

Kıbrıs'ın iki tarafı ve üçüncü ülkelerle ilgili karşılaştırmaları yapabilmek önemli bir avantaj.

İki toplumun daha önceki denemelerinde bir sonuç alamaması, birbirlerine saygı duyarak ve kabullenerek ortak paylaşımla bir yapı kurması, Niyazi hocanın altını çizdiği gibi belirsizliği ortadan kaldırması adına önemli.

Bu amaç için iki tarafta var olan statükonun radikal adımlarla yüzleşmesi, birbirlerini yenmek için değil, ortaklık için mücadele etmesi şart.

Kıbrıslı Türklerle, Rumların çözüme veya çözümsüzlük durumunda ortaya çıkacak sonuçlara hazır olması gerek.

Sürecin sonunda herkes kendi yoluna denirse, kimse bugünkü durumun ilelebet yaşayacağını düşünmesin, bugün yaşanan durum, bugünkü gibi kalmayacak, bu sürecin sonucu çok şeyi değiştirecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları