Beyin cerrahına 3200 TL maaş

Yayın Tarihi: 06/11/15 07:35
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Sıla Usar İncirli, Tıp-İş Başkanı.

Babası rahmetli Naci Talat'ı zamansız kaybettikten sonra, doktor olmaya karar vermiş ve bu mesleği seçmiş.

Son günlerde sağlıkla ilgili sıkıntı ve olumsuzluklara dikkat çekiyor, anlatıyor, örgütüyle eylemler, grevler yapıyor.

Bunların sebebi elbette toplumun her kesiminin daha iyi bir sağlık hizmeti alabilmesi.

Hepimizin derdi bu değil mi?

Ne şiş yansın ne kebap anlayışıyla devlet yönetilirse, işte böyle temel nitelikteki sektörler zamanla çöker.

Sağlık sistemi çöktü ve altında kalanlar henüz farkında değil.

Sıkıntı büyüyor, çözüm yönünde ise henüz yol alınamadı, çünkü sorun günlük kararlarla çözülebilecek noktayı aştı.

Tıp-İş Başkanı Sıla Usar İncirli sıkıntıları şöyle özetledi;

"Doktorların küsme lüksü yok. Ama sağlıkta son noktaya gelindi. Halkın hastaneleri çöküyor. Son iki yılda emekli olan hekimlerin yerine bile hekim alınamıyor. Sağlıkta bütçe yok, ayrılan kaynak yeterli değil.

Devlet dedi ki, "zaten hekimlerin sayısı az, kamu dışında da hekimlik yapın. Benim bütçem az, sizin özlük haklarınızı veremem. Kamuda mesailer dışında da hekimlik yapabilirsiniz".

Bir beyin cerrahının maaşı bugün 3200 TL'dir. Günün sonunda kamu hastanelerinde çalıştıracak doktor bulamıyoruz. Acil serviste doktor yok. Şubat ayında münhal açıldı, kimse gelmedi, çalışmak isteyen yok. Kadın doğum uzmanı münhali açıldı, başvuracak doktor yok. Yıllarca hekimlik, uzmanlık eğitimi alınacak sonra bu devlet onların diplomalarını alacak, rehin tutacak, mecburi hizmet yapacaksın diyecek. Bunun yanında maaş da 3 bin kusur lira.

Türkiye de en ücra yerlerde bulunan hastaneler, bizim Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesinden iyi durumdadır. Bir hastane yapamayacak kadar aciz miyiz? Yeni bir hastaneye ihtiyacımız var. Hastaneye ihtiyacımız var ama, insan kaynağı olmadan da yeni bina ne işe yarayacak? Onkoloji hastanesi bitmek üzere, onkolog yok. Kıbrıslı bir onkolog vardı, biz ona 3200 TL maaş verdik, gelmedi.

Gece acil servise gelseniz, bomba mı düştü diye bakarsınız. Bir kaza, bir de ciddi durumda hasta geldi mi, bunlara aynı anda hizmet verecek organizasyon yok. Bütün ülkeye hizmet verecek bir sağlık ağı kurmalıyız.

Çocuk onkoloğu istifa etti, plastik cerrah istifa etti, kardiyolog istifa etti, onların görevini kim yapacak? Kardiyoloji de çok ciddi kriz var. Hastaya tam anlamıyla zaman ayırmak, ilgilenmek mesai saatlerinin uzatılmasıyla mümkün olabilir. Fakat tek başına bu yeterli değil. Tüm altyapıların, yasal eksikliklerinin giderilmesi gerek. Hekim tam gün hastanede kalacak, ama ameliyathane, bakım odası, fiziki alt yapı olmayacak peki ne anlamı var? Her şey tam olsun, biz tam gün çalışamaya hazırız. Umarım olmaz ama bu sıkıntılar giderilmezse daha çok doktor istifa edecek."

Yılların ihmali ve yanlışları en sonunda dibe vurdu.

Devlet hizmeti için değil, iktidar olmak ve hep orada kalmak için harcanan kamu kaynakları, hizmetten gitti, yatırımdan, ilerlemeden, yenilenmeden kesilen kaynaklar popülizm uğruna harcandı.

Devlette istihdamın önüne geçmek için düzenlenen kamu çalışanları ve özlük hakları yasası, en fazla sağlık ve eğitimi vurdu.

Eğitim bitti, sağlık bitti, yargı şimdilik uyarıyor, hepsi birden sona gelince, bu feryatların önemi kalmayacak.

Düşünebiliyor musunuz, en az on yıl eğitim, uzmanlık, askerlik sonrasında meslek, bu meslek masa başı memurluk değil, insan hayatı, bir canın sorumluluğu, beyin cerrahlığı ve maaş 3200 Türk Lirası.

Acil serviste çalışamaya açılan münhale başvuran yok, onkolog yok.

Devlet her hizmette zayıf, güçsüz, aciz durumda.

Bunun acısını ise hepimiz yaşıyoruz.

Ve mesele bunu ne kadar farkında olduğumuz veya olmadığımız.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları