"KKTC teknik olarak iflas etmiş bir devlettir"

Yayın Tarihi: 13/11/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

KKTC'nin kuruluşunun 32'nci yıldönümü.

Kötü yönetilen, suistimal edilen, insan odaklı olmayan, sadece makam için kullanılan bir devlet yapısı.

Kimler geldi, kimler geçti, iyi sağcılar ve iyi solcular iktidar oldular, ama iyi yönetici olamadılar.

Adı ne olursa olsun, bu devlete, bu sisteme, bir düzen, bir yaşam mekanizması için ihtiyacımız var.

Çok daha iyi olmalıydı, olabilirdi.

Çözüm, evet çözüm mutlaka, fakat daha sağlam bir yapı ve yaşam standardı ile çözüm sürecine ortak olmak, bizi daha güçlü yapardı.

Bunu anlamak, bundan sonrasında politika ve vizyon geliştirerek bu hedefe ulaşmak şart.

Yıllarca mücadele ettik, bir noktaya geldik ama geldiğimiz noktada kaldık, şimdi de gerileme zamanı.

Müzakere masasında eşit değiliz, bu bir gerçek, "dünya Rumları tanıyor bu sebeple böyle" kolaycılığına da kaçabiliriz.

Bu kaçış gerçekleri değiştirmez, dünya bizi tanısa da, bu yapı ve anlayışla çözümün eşit ortağı olmamız için yapacak çok işimiz var.

Bizim için herşey bitmedi, yani biz "artık olduk" noktasından uzaklaşmalıyız.

Bizim için herşey, hergün yeniden başlıyor.

Bunu en başta toplum ve de yönetici kadrolarının anlaması gerek.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı "KKTC'deki yapının daha güçlü bir varlık haline getirilmesi gerektiğini, bu yapının Kıbrıs sorunuyla ilgili bir antlaşmaya varılması halinde, Federal devleti oluşturacak kurucu devletlerden biri olacağını ve bu kurucu devletin de KKTC'nin olacağını" söylüyor.

Yıllarca herşeyi bir cümleye hapsettik;

Siyasi eşitlik, egemenlik, toprak, bunları söylerken laf ola söylemeyeceksiniz, güçlü olacaksınız.

"Çözüm olmazsa tanınma için harekete geçilmeli" diyorsanız, yine güçlü olacaksınız.

Bu yapı, anlayış, günü kurtarmayı, devlet yönetme zannetmekle, güçlü olmazsınız, kimse sizi ciddiye almaz, adam yerine koymaz, değil eşit, muhatap bile kabul etmez.

Güç paradır, ekonomidir, devletin gelirlerini toplaması, borçlarını ödemesi ve vergi aldığı insanlarına bunun karşılığını ödemesidir.

Önce kendi insanı için şeffaf, adil, hesap verebilir, hukukla güçlendirilmiş, denetlenebilir bir düzen kurmaktır.

Bunun karşılığıda sahiplenilmektir.

Gelinen noktada;

AB kriterlerine göre kamu borcumuz, milli gelirimizin %160'ının üzerinde.

Dünyada ikinci, Avrupa sıralamasında üçüncü borçlu ülkeyiz.

Battı denilen Rum ekonomisi bizden daha iyi durumda.

Bu tablodan habersiz gibi yaparak kurtulamayız.

"Herşey normal, herşey yolunda, 32 yıllık bir devletiz" düşüncesiyle devam edersek, sadece başımızı kuma gömmüş oluruz.

Akademisyen Okan Veli Şafaklı "KKTC teknik olarak iflas etmiş bir devlettir. Türkiye'nin verdiği oksijenle yaşıyoruz" diyor.

Konuşulması, tartışılması gereken, geciken, birçok yanlışa dikkat çekiyor.

Bu ülkede en baştan, popülizm, devlet-memur-maaş-iktidar statükosu kuruldu.

Devlet bütçesininin %80'i maaş ödemelerine gidiyor, maaş ödemek hükümetler için tek başarı.

Bugün için sona gelinde ve en kötüsü kimse bunu görmek, yüzleşmek, istemiyor, gerçeklerden kaçıyor.

Şimdi soru şu;

Çözüm olsun veya olmasın, bu yapı sürdürülebilir mi?

Sorunlar yapısal ve kronikleşmiş, çözüm durumunda bunlar nasıl düzelecek, güney TROYKA nedeniyle önlemler almaya başladı.

Bizde, Türkiye ile yapılan ekonomik protokoller belki bunu sağlayabilirdi, ama çeşitli sebeplerle bu başarılamadı.

Sorunların üstü yıllardır örtülüyor, erteleniyor, çözmek için irade, fedakarlık ve inanç gerekli.

Elbette bir de niyete ihtiyacımız var.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları