"ELAM" şoven eğitimin sonucudur

Yayın Tarihi: 18/11/15 07:44
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Elbette dünyanın neresinde olursa olsun terör, terördür.

Acımasızdır, ideolojik veya siyasi olabiliyor.

Birileri desteklerken, birileri bu olaylardan zarar görüyor.

Artık birebir, artık askeri güçlerle savaşlar yaşanmıyor, bir kayma var sanki, karıştırılmak istenen bölge, orada birilerini besleyerek, büyüterek, aracı olarak kullanarak hedefe sürükleniyor.

Dünyanın her yerinde, her bölgesinde benzer olaylar yaşanıyor.

Fransa'nın başkenti Paris, cuma akşamı saat 21.20'de başlayan altı farklı saldırıyla, geriye dönüşü olmayan bir döneme girdi.

Saldırılarda 129 kişi öldü, 99'u ağır 352 kişi yaralandı.

7 teröristin gerçekleştirdiği saldırıları IŞİD sahiplendi.

Dünyanın neresinde olursa olsun, Ankara, Paris, Beyrut hiçbir farkı yok.

Terör artık dünyanın sorunu oldu.

Sorun ortak olunca, çözüm de ortak olmalı.

İnsan hayatının hedef alındığı her anlayış lanetlenmelidir.

Ve dünya, bu silahın tek hedefli olmadığını anlamalı.

Bu örgütler neden ortaya çıkıyor, neden destekleniyor, insanlar neden bu örgüt ve eylemlere katılıyor.

Bir insan hem kendini, hem de başka insanları nasıl bir ruh haliyle havaya uçurabilir, katledebilir.

Anlamak zor, nedenleri iyi araştırılmalı, normalleştirilmemeli ve sorunun ortak olduğu hazmedilmeli.

Bunlar her gün, her yerde yaşanabiliyor, etkileri de her yerde aynı olmalı.

Yıllar önce, Kıbrıs adasında da terör olayları yaşandı.

Yine birileri devreye girdi, Türk ve Rumlar arasında gerilimi besledi, iki toplum kendi yaptıkları olayları, karşıya yıkmaya çalıştı.

Amaç ortamı germek, ayrılığı kuvvetlendirmek, hedeflenen noktaya ulaşmak.

Başka ülkelerin ada üzerindeki hakları baki kalmak suretiyle, bölmek, yönetmek, birbirine düşürmek, bundan kazanan olmak.

Bugünkü duruma baktığımızda, bu amaca ulaşılmış olduğu görülebiliyor.

Peki, bunca yıldan sonra Kıbrıslılar bunu anlayabildi mi?

Kıbrıslı Türklerde bir sorun yok, ama adanın güneyinde, Kıbrıslı Rumlarda, bu konuda güven veren bir ortam yok.

ELAM'ın yaptığı son eylemler bunu gösterebiliyor.

Bunu genelleme yapmak için söylemiyorum.

Tabi ki ELAM'ın eylemleri tüm Rum halkını temsil etmiyor.

Temsil etmiyor ama bağlıyor, şöyle bağlıyor;

Bu hareket ve olayları tasvip etmiyor, rahatsız oluyor, çözüme engel görüyorsa, samimiyse, en başta Rum halkı ELAM'a bunun tepkisini gösterecek, göstermelidir.

ELAM güneyde ciddiye alınmayabilir, fakat kuzeyde güvensizliği körüklüyor.

Çözüm yanlılarında güvensizliği sağlarken, çözüm karşıtlarında yeni bir karşı koyuş malzemesi oluyor.

Mutlaka arkalarında çözümsüzlüğü destekleyen kesimler de vardır.

Rum yönetimi bir an önce tedbir almalı, sonuç çıkarmalı, sessiz ve tepkisiz kalmamalı, bunu icraata dökmeli.

Esas meseleyi de gözden kaçırmamak gerek;

ELAM üyeleri arasında 15 ve 19 yaş gurubu arasından gençler var.

Neden bu olayların içindeler, neden bu kin, bu nefret?

İşin özünde, Rum tarafının şoven eğitim sistemi var, esas sorun, esas bataklık bu ve bataklık kurutulmadan ıslah olmayacak.

Rum yönetimi yıllar içinde yarattığı şoven ve ırkçı eğitim sistemini ciddi şekilde gözden geçirmeli, yoksa bu olayları yine konuşacağız.

Söylediğim gibi, Rum halkı da tepkisini göstermeli, elbette gerçekten çözüm umutlarını canlı tutmak istiyorlarsa.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları