Kıbrıs yine kaybetti ve yangın helikopterinde son nokta

Yayın Tarihi: 24/06/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Kıbrıs'ın yangınla ve siyaset çıkmazıyla imtihanı devam ediyor.

Yıllar geçse de bu anlayış değişmeyecek, en azından benim aklımdan geçen bu.

Günlerce kontrol altına alınamayan, söndürülemeyen, doğayı yok eden, can kayıpları yaşanan bir yangın olayı yaşadık, yaşıyoruz.

Yangın verdiği zarardan çıktı, siyasete geçti, boyut değiştirdi.

Yazık, çok yazık, kim kazandı? Kaybeden kim?

Kıbrıs ve Kıbrıslılar kaybetti, egolar, güvensizlik ve statüko kazandı.

Peki, nedir önemli olan, yangın mı, doğa mı, zarar mı, yoksa bu olayı siyasi şova çevirmek mi?

Bu ülkenin çözümsüzlükle geldiği noktaya üzülen, en erken zamanda çözüm isteyen, biri olarak bir kez daha umudum sarsıldı.

Anastasiades ilk önce yardım teklifini kabul etmedi.

Sonra şartlar sundu, adı üstünde "yardım" elbette yanlış yaptı.

Oysa yardımı teklif edenin de, yardıma ihtiaycı olanın da şart sunmaya lüksü yoktu.

Anında Kıbrıs Türk tarafından, hükümet düzeyinde, Dışişleri ve Ulaştırma Bakanları kanalıya olay kriz noktasına sürüldü.

Türkiye'nin tecrübeli, diplomasi dilini en iyi kullanan siyasilerden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu çok sert açıklamalar yaptı.

Kutlamak lazım, Kıbrıs bir kez daha kurban edildi.

İki taraflı bir yanlış var ve iki yanlış bir doğru etmiyor.

Türkiye helikopteri güneye indiği zaman, oradaki kaynaklardan su taşıdığı zaman ne olacak, Türkiye siyaseten, Kıbrıs Cumhuriyetini tanımış mı olacak? KKTC çok büyük bir kayıp mı yaşayacak?

Mesele bunlar mı?

Olan dağlara, ağaçlara, doğaya, kuşlara, yılanlara oldu.

Bir "yardım" talebi bu kadar istismar edilebilirdi.

Kıbrıs yine kaybetti.

*************************************************

Bu noktada bir başka konuya geçmek istiyorum.

Geçtiğimiz hafta, geçen yıl KKTC de kiralanan yangın helikopteri ile ilgili bir yazı yazmıştım.

Yazıma ciddi bir geri dönüşü oldu.

KKTC'nin kiraladığı yangın helikopterini daha uygun bir fiyatla, hatta satın alınmak üzere bulmak mümkün olamaz mıydı?

Ana fikir ve savunduğum buydu.

Konuyla ilgili dönemin Çevre Bakanı Hakan Dinçyürek, ADA TV de program konuğum oldu.

Eski Bakan ve bağımsız milletvekili Hakan Dinçyürek süreçle ilgili şunları seslendirdi;

"Biz bir kanal açtık. Bu kanalı açarken çok sıkıntılar çektik. Ama bu kanal kullanılırsa çok faydalı olacak. Biz altyapıyı hazırladık. Şimdi yol hazır, umarım kullanılır. Bir yangın helikopterini almak veya kiralamak süreç ister, maliyet ister.

İhale şartnamesini hazırladık, ihaleye çıktık. Türkiye 19 helikopter kiraladı. Onların uluslar arası sıkıntısı yok. Biz ilk defa böyle bir icraat yaptık. İlk defa ihaleye çıktık, Türkiye'nin toptan aldığı fiyatın altında bir fiyata kiraladık. Ara bölgeyede müdahele edebilecek, güneyde istenirse oraya da müdahele edebilecek bir sözleşme yaptık.

Uluslararsı sigortası da buna uygundu. Çok yoğun bir mesai harcadık. Geçen yıl 20 yangın çıktı. 15 tanesine yerden, karasal müdahele yapılabildi. 5 yangına helikopter müdahele etti. Bu yangınlara araçlar ulaşamazdı.

Yangın helikpopterinin taşıyabileceği kapasiteye, suyu püskürteceği modele göre fiyatı değişir. Bu araçları alıp hasta taşımak için, yolcu taşımak için kullanamazsınız hepsinin ekipmanları ayrıdır. Bu helikopterin bu süreçte sadece kendisi için yapılan kasko sigortası 4 milyon Euro'dur.

Biz ilk defa bir yangın helikopteri kiraladık. Türkiye'ye müdür gönderdik. İhtiyacımıza uyugun helikopteri anlamak için Türkiye'den yardım aldık. Ben veya müdürler, ya da ihale komisyonu başkanı bilemeyiz ki bu araçların modelini, kapasitesini.

Türkiyenin tecrübesinden faydalandık. Türkiye'nin hizmet satın aldığı şirketlerden aldık. Onların aldığı fiyatın altında aldık. Aracı satın almak başkadır, kiralamak başkadır. Ekibiyle kiralamak başkadır. Türkiye bu işi yıllardır yapıyor. Ben bir karar verecektim. Ya bu ülkeye helikopter gelmeyecekti, ya da Türkiye'nin kiraladığı fiyatın daha altında kiralayacaktım. Benden önce hiç olmadı. Benden sonrada olmadı. Bu yıl yok. 9 ayda yaptık biz bunu. Özel havacılık kurallarına göre sigortasız uçamazsınız. Burada mutlaka bir yangın helikopteri olmalı."

Eski Bakan Hakan Dinçyürek süreci böyle anlattı.

Sonuç olarak;

Daha uzun zamana yayılan, daha iyi araştırılmış, daha iyi hazırlanılmış bir süreçte daha iyi bir organizasyon yapılabilir.

Şu da bir gerçek ki bu ülkenin bir yangın helikopterine her zaman ihtiyaç var.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları