Atatürk'ün partisi CHP

Yayın Tarihi: 13/01/17 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Kıbrıs konusu Cenevre'de görüşülmeye devam ediyor.

Yıllardır süregelen sorun da yine tarihi günler yaşanıyor.

Çözümü ve en önemlisi barışı yürekten destekliyor ve bekliyorum.

Her türlü yol denendi, Cumhuriyet, ENOSİS, Taksim, iki ayrı devlet.

Yine gelinen nokta federasyon seçeneği.

Çözümü ve barışı sahiplenen biri olarak, ne baştan evet, ne de baştan hayırcıyım.

Görüşüm yine aynı;

Kıbrıslı Türkler için belirsizliğin bitmesi benim çözümümdür.

Cenevre'de önemli aşamalar, gelişmeler yaşandı.

Konular tekrardan masaya geldi, haritalar sunuldu.

"BM uzmanı Rum ve Türk uzmanlar birlikte bir çalışma yaparak sunulan bu iki haritanın daha öce Mont Pelerin'de varılan uzlaşıya uygun olup olmadığını incelediler. Kıbrıs Rum önerisi olan yüzde 28,2 ve Kıbrıs Türk önerisi ise olan yüzde %29,2 önerileri yaklaşmış önerilerdi. Bu oranlara uygun olduğu anlaşıldı. Haritalar korunmak üzere kilitlendi. Haritalar artık BM'nin tasarrufundadır".

Haritaların sunulduğu görüşmeden sonra, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Barış Burcu bu açıklamayı yaptı.

Mont Pelerin görüşmesi çökmüş ve ortaya bir sonuç çıkmamıştı.

Hatta Cumhurbaşkanı Akıncı, toprak konusunda daha esnek davranmadığı için çok ciddi eleştiriler almıştı.

Demek ki Mont Pelerin'de süreç çökerken, toprak konusundaki yakınlaşma baki kaldı.

Süreç uzar ve zamana yayılırsa bu toprak oranı sınır olarak mı kabul edilecek?

Kıbrıs Türk tarafı toprak karşılığında, yönetim ve güç paylaşımından haklar alacak.

Siyasi eşitlikle federal devleti yönetecek, dönüşümlü Başkanlık da siyasi eşitliğin en önemli göstergesi olacak.

Peki, bu konuda kazanım elde edildi mi?

Yani toprağın karşılığını aldık mı?

Neden bunu soruyorum? Çünkü bizim topraktan başka verebileceğimiz bir şey yok.

Ve vereceğimiz tek argümanı, karşılığını almadan verirsek, daha sonrasında ciddi sıkıntılar yaşanabilir.

Biz toprak, Rum tarafı da siyasal hak, yönetim ve ortak devlette siyasal eşitlik verecek.

Anlaşmanın özü bu, bunun anlaşıldığı nokta, kabul edildiği makul sınır çözümü getirecek.

İlk kez ilgili taraflar masaya geldi, Türkiye iç sıkıntılar yanın da Kıbrıs'ta çözüm için Cenevre'de.

Türkiye iç sıkıntıları yaşarken, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefetin hedefinde.

Türkiye Büyük Millet Meclisin de sistem değişikliği görüşmeleri gergin bir ortamda devam ederken, yine Kıbrıs Türkiye iç konularına malzeme yapılıyor.

Hele Cumhuriyet Hak Partisi, Türkiye siyasetinde bir fark yaratamamanın, bir alternatif olamamanın yanın da, Kıbrıs konusunda da ciddi bir politika üretemedi.

AKP'nin, Kıbrıs konusuna bakışı bugün gelinen aşamanın önemli bir adımıdır.

AKP'nin, Türkiye'deki politik vizyonu eleştirilebilir, bu Türk seçmeninin tercihidir.

Ama Kıbrıs konusunda adım atan bir politika güdülmektedir.

Kıbrıs Türkiye için elbette önemli, fakat iç siyasi malzemesi değildir, yapılmamalıdır.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz;

"Buna, 'kapsamlı çözüm' deniyor. Bu, kapsamlı bir çözülmedir, çözüm değildir. Türkler kovuluyor, Rumların gelmesi sevinçle karşılanıyor. Türk askeri adada işgalci gibi gösteriliyor ve buna ses çıkartılmıyor. Rum egemenliği memnuniyetle karşılanıyor. Bu mantıkla hiçbir şey çözülmez. Çünkü 1974'teki zaferi artık Rumlar kabul etti de bazı bizim içimizdekiler kabul edemedi. Sindiremediler içine. İlla verecekler. Bu, AK Parti'nin taviz çözümüdür."

İşte sol parti CHP'nin Kıbrıs üzerinden, AK Parti'ye eleştirisi.

Hatırlanacaktır ki, daha önce de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu;

"Kıbrıs'ı aldık, Beşparmak Dağları'na, Akdeniz'e CHP'nin milliyetçiliğini yazdık, orada şehitlerimiz var, kan döktük orada bu ülkenin bağımsızlığı için. Şimdi sen kalkacaksın masalarda Kıbrıs'ın büyük bir kısmını onlara teslim edeceksin" demişti.

"Yurtta sulh, cihanda sulh" diyen, Atatürk'ün partisi CHP milliyetçi görüşlerle muhalefetlik etmeye çalışıyor.

Atatürk'ün, Cumhuriyetin, Başkanlık sisteminin tartışıldığı bir siyasi ortamda, CHP esas görevini unuttu.

Kıbrıs ve KKTC için bugüne kadar nasıl bir açılım, nasıl bir politika, ne gibi gelişmeler düşündü, üretti, TBMM getirdi, önerdi ve kabul ettirdi.

Daha önce yeri geldikçe yine yazdım, hatırlattım ve sordum.

Dönemin CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ile daha önce bir söyleşi yapmıştım.

CHP'nin Kıbrıs'a bakış açısı ve özellikle ticaretle, Mersin kapısındaki sıkıntıları ve kuzey Kıbrıs spor kulüplerinin, Türkiye'deki spor organizasyonlarına alınmaması konusunda girişim yapmayı düşünüp düşünmediklerini sormuştum.

Aldığım cevap "Bu konularla ilgili pek bilgim yok. Daha detaylı anlatırsanız elimizden geleni yaparız" şeklinde olmuştu.

Yani, bilgi sahibi olunmadan, görüş sahibi olunmuştu.

Demem o ki Kıbrıs, Türkiye için, Türkiye'de Kıbrıs için önemlidir.

Türkiye iç siyaseti, Kıbrıs'ı siyasi malzeme yaparsa, yazık olur.

Bu adada yaşayan insanlar var, her sabah kronik sorunlarla uyanan Kıbrıslı Türkler var.

Son sözü bizler söyleyeceğiz ve kendimiz için en iyi olanı biz seçeceğiz.

Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları