Tarihe, tarihi ayıp

Yayın Tarihi: 03/05/17 07:30
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda, adaya ilk ayak basan, Gazi birlik Amfibi Deniz Piyade Alayı'nın Komutanı Deniz Yarbayı İbrahim Neşet İkiz anlatıyor;

"Kıbrıs çıkarması olağanüstü başarılı bir çıkarmadır. Kıbrıs Barış Harekatı'nda olağanüstü katkısı olan rahmetli Orgeneral Suat Tulga, son anda Boğazköy - Mağusa akademik plajlarına olacak çıkarmamızı Genelkurmaya komutan görüşü olarak, 'Ana hedefimiz Lefkoşa, Girne'nin doğu veya batısına bir plaj seçelim' diye çok yerinde bir istekte bulunmuştu.

Genelkurmay bu isteği kabul edince, bizden Girne'nin doğusunda veya batısında bir plaj seçmemiz önerildi. Çıkarma gemileri komodoru mümtaz asker Albay Ahmet Özon ile ben çıkarma birlikleri brifing salonunda perşembe gecesi, çıkarma plajı üzerinde mutabık kaldık.

Detaylı çalışmalara geçildi. Hiç beklenilmeyen çıkarma plajının seçimi yanında, ikinci hayati unsur da büyük bir başarı ile uyguladığımız ve çıkarma harekatı doktrinine uygun olan sahte konvoy harekatıdır.

Deniz Kuvvetleri Harekat Daire Başkanı Tümamiral Nejat Serim Ankara'dan Mersin'e gelmişti. Kendilerine birkaç kere sahte konvoyun önemini arz etmeye çalıştım. 'Neşet yarbayım olanaklarımız şu anda buna imkan vermiyor, olanaklarımız belirli' demesine rağmen ısrarlarım karşısında dayanamayarak sahte konvoyu organize etti.

Sahte konvoy gece zikzaklar uygulayarak örnek bir şekilde, akademik Mağusa plajlarına yöneldi. Karşı taraf daha önce de bu plajlara çıkarma yapılacağını istihbarat etmişti. Bütün olanaklarını oraya konsantre etti.

Çıkarma konvoyu 60 küsur gemiydi. Alayımız 2 taburlu olağanüstü şevk ve azimle dolu 850 civarındaydı. Marşlarla barış hattını geçtiler. Azami suretle geçildi. Zırhlı araçla karada ve denizde harekat yeteneğine sahip araçlarla hareket edildi. Asker olağanüstü coşku dolu ve azimliydi. 'Mutlaka bu çıkarmayı başaracağız' diyorduk hepimiz. Mersin'den harekatımızda marşlarla gemiler inledi. Bele kadar sulardan geçtik. Rüzgar gibi çıktı ekip ve yüce Allah'a şükrettim.

Karşı taraf olanakları içerisinde her türlü tedbiri bilinçle almıştı. Buraya çıkmamızı beklemiyorlardı. Bizim görevimiz kıyı başını tutmaktı. Deniz aşırı harekatlar, uygulamada silahlı kuvvetlerin en ağır güçlüklerle karşılaştığı harekatlardır. Özel birliklerle yapılır. Prova da aynı şartlarla yapılır ki hakiki harekatta hatalar çok ağır sonuçlar doğurur. Kıyı başının tutulmasından amaç ileri harekat için silah malzeme ve kıtaların emniyetle çıkacağı sahadır.

Her askerin savaş alanına giderken hissettiği şey evine muzaffer olarak dönmesidir. Kıbrıs çıkarması, örneği az görülen bir çıkarmadır. Olanakları içerisinde karşı tarafın hazır olduğu bir adaya 'Türkler çıkarma yapamazlar. Teşebbüs bile etseler çıkamazlar. Çıkabilenler bile olsa biz onları yok ederiz' mantalitesini bu çıkarma yok etmiştir."

20 Temmuz 1974'te Kıbrıs'a ilk çıkan birliğin komutanı İbrahim Neşet İkiz'in anlattıkları üzerine konuşacak başka bir şey var mı?

Tüm Kıbrıs için tarihi bir gün ve olaydı.

Söz konusu yer yine burada şehit olan Üst. Teğmen Yavuz Sokullu'nun adını alarak "Yavuz çıkarma plajı" olarak bilindi.

Manevi anlamı büyük, önemli bir bölge, o günden sonra bu adada yapılan hataların arkası gelmedi, gelmiyor.

Bazı şeyler sözle olmuyor, anlamına uygun, abartmadan, değerini vererek korumak, yaşamak ve yaşatmak gerek.

Bu bölgenin kiralanması, bağışlanması, satılması, adı ne olursa olsun, tarihe ayıptır, tarihi utançtır.

Bu işten vazgeçilmesi bile yeterli değil, düşünülmesi bile akla ziyan.

Bu ülke de varolmak için canını verenlerin kemikleri sızlatıldı.

Yetmedi, Türkiye'den gelip buralarda canını kaybedenlerin de kemikleri sızlatılıyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları