"Gerisini Kıbrıs'ta tamamlayabiliriz"

Kıbrıs sorunu müzakere süreci bir hissa daha verdi.

Sonuç çıkacak mı, iyi ve olumlu haberler, gelişmelerle beraber gelecek mi?

"Nasıl bir anlaşma?" sorusundan çok "her iki taraf nasıl barışır?" sorusu önemli.

Ortaklık, paylaşmak, hem Kıbrıs adasını, hem ortak kaygıları, ortak kaynakları, ortak geleceği ve en önemlisi affetmeyi nasıl başaracak, çabalar yeterli mi?

Göreceğiz, önümüzde bir süreç daha var.

Ve süreçler yaşandıkça, umut var demektir.

Bu, çözüm olsunda nasıl olursa olsun anlayışı değildir.

Gelişmeleri takip ederek, neler yaşanacağını göreceğiz, şuan için hiçbir şey temenniden öte gitmiyor.

Her taraftan çeşitli bilgiler, görüşler geliyor.

Hal böyle olunca, bilgi kirliliği de bolca oluşuyor.

Özellikle sosyal medya, içinden çıkılır gibi değil.

Herkes ve özellikle kendi görüşünü bir başkasına empoze etmeye çalışanlar yine sahnede.

Bu durum her görüş için geçerli.

Oysa sonuç odaklı olmalı her şey.

Sorunun özü gözden kaçırılmamalı.

Sorun sadece garantiler veya asker değil, bu konu üzerinde formül bulmak, yeni düşünceler ortaya atmak, tek başına çözümü getirmeyecek.

Her anlamda eşitlik, bugüne kadar kendi kendini yönetme mücadelesi verdik, ne kadar başardık tartışılabilir, fakat Kıbrıs Türkü için eşitlik, siyasette de, yönetimde de önemli.

Kıbrıs Rum tarafı bunu anlayabilmeli, her iki tarafın da güvenlik kaygısı var.

Ve her iki taraf bu konuyu da ilerletecek adımları atmalı.

Zaten konu ile ilgili önemli açılımlar, öneriler yapıldığı görülüyor.

Ama söylediğim gibi tek başına çözümü getirmiyor, tek sorun asker ve garanti sistemi değil.

Güneyde seçim yaklaşıyor.

2019 yılında Türkiye de Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak, bu seçimin nasıl bir ortam içinde yapılacağını tahmin etmek zor değil.

Ortadoğu da yeniden şekillenme devam ediyor, Kıbrıs bunlardan ayrı tutulamaz.

Her çaba bir umuttur, ama bu umudu beslerken, gerçekleri de ortaya koymak gerek.

Bizlerin görevi temennileri seslendirmekten çok, topluma gerçeği yansıtmaktır.

Sorun çözülmedikçe ve tüm konular bitmeden, sadece belli konulara yoğunlaşmak eksik kalır.

Birbirine üstünlük sağlamaya çalışmakla, barış için çalışmak arasında çok farklar var.

Konferans ne kadar sürer bilemem, fakat sonuçla ilgili bir öngörüm var.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ilk gün söyledi;

"Kapsamlı bir çözüm zor ama imkânsız değil. Anahtar konularda büyük uzlaşılar da başarı sayılabilir. Gerisini Kıbrıs'ta tamamlayabiliriz. Aksi takdirde başarıdan söz edemeyiz".

Söylenen birçok cümle içinde, belki de bunlar bulunduğumuz sürece en yakın olanı.

Görüşmeler devam eder, ortaya bazı yakınlaşmalar çıkar, uzak noktalar ise aynı yerde durur, bir başka durum belgesi hazırlanır ve sürece ara verilir.

İyi niyetli ve olumlu adımlar ortaya çıkarsa, yani mesele sadece masadan suçlu olarak kalkmamaksa, ileriye taşınacak bir süreç ortaya çıkabilir.

Tabi konjoktürü de hesaba katarak ve esas mesele olan yönetimi paylaşmak içselleştirilirse.