KKTC'de engelli olmak

Yayın Tarihi: 12/11/10 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Bazen güne öyle bir başlarsınız ki, sanki her şey sizi mutlu etmeye yeter.

Sanki etrafınızda olup bitenlere inat, memlekette olmaması gereken ve yinede olan hiçbir şeye aldırmadan, bir anlık bile olsa hissettiğiniz mutlulukla, bir anda yaşamanın anlamı basitleşir.

İşte bunun adı huzurdur.

Çıkmak istersiniz, kendinizi sokağa atmak, dolaşmak.

Halinize, sağlığınıza ve bu anları yaşamakla sahip olduğunuz şansa şükredersiniz.

Bu şansı hiç olmayan insanları düşünürsünüz.

Yürümek isteyip de, yürüyemeyen, görmek isteyip de, görmek istediklerini göremeyen, duymak isteyip de, duymak istediklerini duyamayan veya konuşamayan yani hayatın yükünü diğer insanlara oranla sırtında daha fazla taşıyan insanlar.

Bedensel veya zihinsel doğuştan veya sonradan vücut bütünlüğünü kaybeden ama yinede var olan, ve tek istediği toplum tarafından kabullenmek, fark edilmek, saygı duyulmak olan engelli insanlar, insanlarımız.

KKTC Anayasasın da devletin, bir sosyal devlet olduğu ibaresi vardır.

Ve 57. madde de "Özel olarak korunma hakkı" şöyle açıklanmıştır;

(1) Devlet, savaş ve görev şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul gazileri korur ve toplumda kendilerine yaraşır bir yaşam düzeyi sağlar.

(2) Devlet, ruhen ve bedenen özürlülerin topluma uyumlarını sağlamak amacı ile onların eğitim, rehabilitasyon, istihdam ve sosyal yardımları için gerekli kurum ve kuruluşların kurulmasını sağlar.

Evet, KKTC Anayasası'nın 57. maddesi bu cümlelerden oluşuyor.

İçinde bulunduğumuz süreçte bu maddenin pratik olarak uygulanır durumda olduğu bana göre tartışmalıdır.

Devlet tarafından yapılan tüm düzenlemeler, öncelikle normal insanlar içindir.

Bugün için herhangi bir devlet kurumuna ait bir binaya gittiğiniz zaman engelli insanların kullanacağı ve kolayca işlerini göreceği düzenlemeler yoktur.

Engelli çocukların, tam anlamıyla eğitim alabileceği günün şartlarına uygun okulları yoktur.

Bu insanlarımıza yapılabilecek en büyük yardım eğitimdir.

Eğitimle aşılmayacak, üstesinden gelinmeyecek engel yoktur.

Böylesi bir eksiklik ortada iken cami olan yerlere yeni camiler yapılmasının, yeni meclis binasının gündeme getirilmesinin ne gereği var?

Bu kadar çok kaynağımız varda, yatırım yapılacak yer konusunda sıkıntımı yaşıyoruz.

Her şey insan için anlayışını ne zaman oy kaygısının, çıkar pazarlıklarının önüne koyacağız.

Bu devlet engelli vatandaşlarına gönderdiği yoklama belgelerini zarflamaktan aciz mi?

Kendi vatandaşını rencide eden, onuruyla oynayan bu devlet vatandaşlarının geleceğini nasıl sağlayacak?

Ayni zamanda devletin, engelli insanların yaşamlarını sağlamak adına çalıştırılabilecekleri iş alanlarını yaratmak gibi bir de görevi vardır.

Bu konuda iş sadece devlette bitmiyor.

Özel sektör de kapılarını ve iş olanaklarını engelli insanlara ve engelli insanların ailelerine açmalıdır.

Her şey bağış yapmakla bitmiyor.

Bu insanlar bir şeylerle uğraşmalı, ellerinden geldiğince üretmeli ve her şeyiyle yaşamanın sadece normal insanlara özgü olmadığını farkına varmalı.

Bu noktada elbette topluma da önemli görevler düşmektedir.

Lütfen bir an için düşünün, neden sokakta engelli vatandaşlarımızı göremiyoruz.

Neden bu insanlar eve kapanıyor?

Yeri gelmişken konu ile ilgili anlatmak istediğim bir olay var.

Bir arkadaşım bir vesile ile Amerika'ya gitmişti.

Yaşadıklarını ve tanık olduklarını anlatırken şöyle bir olaydan da bahsetmişti:

"Uçaktan inip havalimanında yürürken, bir adam gördüm. İki bacağı da dizden aşağıya doğru protezdi. Görevli olduğunu anladım. Üstelik şort pantolon giymişti. Kimse ona bakmıyordu ve o da sadece işini yapıyordu. Kimseden rahatsız olmadan".

Bir an için aklımda bu olayı canlandırdım ve bu olay KKTC'de olsa idi, bu insan acaba ne kadar zorlanırdı diye düşündüm.

Aslında, olay insanları olduğu gibi kabul etmek ve herkesin bir engelli adayı olduğunu anlamak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Erçin ŞAHMARAN yazıları