Çiçek, Eroğlu'na da yüklendi

Başbakan İrsen Küçük ile beraberinde dün ankara'ya giden heyet Türkiye Başbakan yardımcısı Cemil Çiçekle önce daha sonra da Başbakan Erdoğan ile biraraya geldi.

Her iki toplantı da beklendiği gibi hayal kırıklığı ve sert söylemlerle son buldu.

Aldığım duyumlara göre özellik Başbakan irsen Küçük'ün Türkiye Başbakanı Erdoğan ile yaklaşık 45 dakika gibi kısa süren görüşmesinin ardından basına yaptığı açıklama da yuvarlak cümleler seçmesi "içerde kriz yaşandı ama gizlendi" yorumlarına neden oldu.

Özellikle Başbakan İrsen Küçük ile Başbakan erdoğan arasında geçtiği iddia edilen şu replik çok önemli;

Erdoğan: Her ne kadar açılan pankartlar 3-5 kişi tarafından açılmış olsa dahi geriye kalan 10 bin kişi bu pankartları neden indirmedi

Küçük: Öyle bir kalabalıkta bunu yapmak bir arbedeye yol açabilirdi diye düşündü sendika temsilcileri, ama şunu açıkça söyleyebilirim ki 2 Martta ki mitingte böyle pankartlar olmayacak.

Erdoğan: Çok üzüldük, gereken tepkiyi vermek için çok geciktiniz…

Evet bana ulaşan kısa bir replikti bu; aldığım bilgilere göre bu tür başka konuşmalarda gerçekleşti.

Başbakan yardımcısı Cemil Çiçekle yapılan toplantı da Cemil Çiçek yapılması gereken özelleştirmelerin biran önce yapılması gerektiğini, KKTC bütçesinin ciddi bir açığı bulunduğunu ve KKTC Hükümetinin ek kaynaklar yaratma zorunluluğunu belirtti.

Tabii bu konuşmayı Sn Çiçek'in nasıl bir üslupta yaptığını bilemiyoruz.Ama yapılan basın toplantısındaki açıklamalara bakıldığında Cemil Çiçek "Kıbrıslı Türkler bizim kardeşimizdir" diyor ama ardından ver Allah Allah.

SOYER'İN SUÇLANDIĞI CÜMLELER

Ne diyor Cemil Çiçek bakın "Sanki bu protokol ilk defa sizin döneminizde uygulandı. Sanki bu tedbirlere dün ihtiyaç yoktu, 3 yıl evvel ihtiyaç yoktu da sizin döneminizde ortaya çıkmışcasına ve Ankara'dan talimatla ortaya konulan tedbirler olduğu ortaya konuyor. Sayın Soyer'in de bunlar yapılmalıdır diye imzaları var".

Burada CTP Genel başkanı Soyer'in son günlerdeki sözlerine sitem ediyor Cemil Çiçek ama anlamıyor ki Sn Soyer Cemil Çiçek'in olayları anlatımındaki üslubuna içerlemiş, konuların yanlışlığına değil.

ÇİÇEK CUMHURBAŞKANI EROĞLU'NA DA YÜKLENDİ

"Sayın Cumhurbaşkanının başbakan sıfatıyla yaptığı iki protokol var. Belediye, Cumhurbaşkanlığı, genel ve parti içi seçimler her defasında geciktiriyor. İşin boyutu taşınılmaz noktaya geliyor".

Yani diyor ki Sn Çiçek Cumhurbaşkanı Eroğlu'na "sende iki protokol imzaladın ama bir şey yapmadın seçime gidip Cumhurbaşkanı oldun kaçtın"..

Sn Cemil Çiçek'in açıklamalarına baktığımızda teslim etmek zorundayız ki haklı olduğu pek çok konu var ama hala bir şeyi yanlış yapmakta ısrar ediyor. Bu konular basının önünde konuşulmamalı biz yine suçlu gösterildik kamuoyu önünde. Olmadı be reisler olmadı gene!!!

BENDEN SÖYLEMESİ

BAKAN ÇAVUŞOĞLU "GREVLERİ YASAKLAYACAĞIZ"

Ülkede çeşitli alanlarda devam eden grevler her geçen gün halkı da germeye devam ediyor.

Özellikle mahkemelerde ve okullarda yaşanan grevler artık toplumu bıktırmış durumda.

Sendikaların hak arayışını yanlış anlayan veya hak arayışına girmesini yanlış bulan kesinlikle kimse yok.

Uygulanan ve hükümetin başını yakan Ekonomik Pakete karşı Sendikal Platformunda kendine göre tepkisini koyması gayet normal, AMA bu grevlerin belli alanlarda artık abartıya kaçtığını herkes konuşur oldu.

Şubat tatilinin geride kalmasının ardından okullar açıldı ancak bazı okullar hala açılmadı.

Bazı okullardaki öğrenciler ne karne alma sevincini yaşayabildi ne de yeniden okullarının açılmasının sevincini yaşayabildiler.

KTOEÖS ve KTÖS okullarda yaşanan sorunlar ile ilgili grevler yapsalar bu anlaşılabilir ancak ekonomik paket için bazı okullarda süresiz greve gitmeleri başlarda haklı bir tepki olarak dursa da şubat tatilinin ardından bu grevlere devam edilmesi artık sendikaların haklı yanlarını haksıza çevirmiştir.

Sendikaların grev yapma gibi hakları bulunduğu gibi öğrencilerinde eğitim alma hakları var.

Ve bunun sendikalar tarafından uzun süreli engellenmesi oldukça yanlıştır.

Günlerdir okurlarımdan bu konuyu işlemem için hem telefon aldım hem de yazılı mesajlar aldım.

En nihayet dün Kıbrıs Genç TV'deki sabah programımda da Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanı Nazım Çavuşoğlu'nu konuk aldım.

Uzun uzun konuştuk bu konuyu.

Bakan Çavuşoğlu'na "Aileler artık otoritenizi sorgular oldu, bu konuda harekete geçmek için ne bekliyorsunuz" sorusunu sordum

Bakan Çavuşoğlu " Bakanlar Kuruluna grev yasaklanma fikrini sundum ancak bakanlar kurulu bunu reddetti ancak ben bunu sunmaya devam edeceğim çünkü grev amacını aşmış ve çocukların eğitim haklarını artık ellerinden almaktadır.

Buna daha fazla katlanamam. Çocuklar okuma sevincinden uzak kaldılar böyle grev olmaz" dedi.

Bakan Çavuşoğlu haksız sayılmazdı bu konuda ki gözlemlediğim kadarıyla Sendikaların bugüne kadar ki eylemlerine gereken sabrı aileler fazlasıyla gösterdi sanırım.

BAKAN TÖRE'DEN HAYVANCILARA BASKI!!!

Kıbrıs Türk Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı ve hükümetin hayvancılıkla ilgili politikasını protesto etmek amacıyla bugün Meclis ve Tarım Doğal Kaynaklar Bakanlığı önünde protesto eylemi düzenledi ama bu eyleme pot kırmasıyla Kabine ünlenen Tarım Bakanı Zorlu Töre'nin eylem yapan Yönetim Kurulu üyelerine çeşitli baskılar kurduğunu işittik.

Aman Sn Bakan zaten hassas bir dönemden geçiyoruz, adamlara haklarını vermiyorsunuz bırakın bari eylemlerini yapsınlar.

Nedir bu baskı kurma alemi.

Dün bu konuda çok sayıda telefon aldım ama hepsini kaleme almıyorum burada.

Sizi tanırım az çok neyi söyleyip söylemeyeceğinizi bilirim.

ÇÖZÜM OLACAĞI HEVESİNE KAPILMAYIN

Türkiye ile KKTC ilişkilerinin bu kadar gergin gitmesi ve önceki gün Liderlerin temsilcilerinin ara bölgede bir araya gelerek yaklaşık 5,5 saat süren bir görüşme yapması kamuoyunda "kesin bir çözüm yapılacak bundan dolayı bu kadar uzun görüşmeler yapılıyor ve ilişkiler konusunda Türkiye kendi kendinden bizi soğutuyor" yorumlarına neden oldu.

Yanılmayın beyler ne Amerika, ne İngiltere ne de Türkiye bu adadan çıkacağı bir antlaşmanın olmasına izin vermez.

Aklınızda bulunsun...