Ertuğruloğlu ve UBP

Yayın Tarihi: 18/03/11 10:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Bu yazıyı yazmadan önce birkaç kez düşündüm.

Tahsin Ertuğruloğlu'nu ne kadar sevdiğimi herkes bilir; kendisinin şüphesi varsa onu bilemem.

Ertuğruloğlu'nun UBP'ye ihraç meselesi ile ilgili açtığı dava dün sonuçlandı.

Dava sonucuyla ilgili taraflar farklı açıklamalarda bulundu.

Her iki taraf da daha detaylı açıklamalarını sanırım hafta sonuna kadar yapmaya devam edecek.

Yani bu konu daha çok tartışılacak demek istiyorum.

Tabii sonucu ne olursa olsun ne Tahsin beyin UBP'ye döneceğini ne de UBP'nin artık Tahsin beyi istediğini sanmıyorum.

Tahsin bey yaşadığı nca sorunun ardından UBP Tavanına karşı bir samimiyeti kalmamıştır;

UBP Tavanına baktığımızda ise kavga zaten büyük.

Herkes bakanlık yarışına soyunmuş; başkanlık yarışına soyunacak olanlar da çok yakında kendini belli eder.

Tarih değiştikçe olayların kendisi ve şartlarda ne kadar hızlı değişiyor.

Boşuna dememişler önce menfaatler sonra fikirler çatışır diye.

Şu an UBP'nin yaşadığı durum bu?

ERTUĞRULOĞLU TARİHİ FIRSATI KAÇIRDI

Biraz geçmişe uzanıp UBP ve Tahsin Ertuğruloğlu'nu irdelemek istedim bugün.

Evet Tahsin bey tarihi bir fırsatı Cumhurbaşkanı adayı olmayı denemek ile geri tepti.

Düşünsenize Genel Milletvekilliği seçimlerinde KKTC Genelinin en yüksek oyunu almış; herkesin çok sevdiği ve değer verdiği bir siyasi kimlik olarak halkın arasındaki yerini almış. Sn Ertuğruloğlu için söylenenler "dürüst, adam gibi adam ve lider"..

Evet; Tahsin bey için söylenenler bunlardı.

Az biraz sabırlı olsaydı süreç onu kesinlikle başbakanlık koltuğuna taşıyacaktı.

Mevcut UBP Milletvekilleri içinde tam 11 Milletvekili yanındaydı.

Bunların içinde Ahmet Kaşif dahil bazı bakanlar ve vekiller de vardı.

Peki ne yaptı?

Belli yerlerin dolduruşuna gelerek ; partiden atılacağını bile bile çıktı ve Cumhurbaşkanlığına aday oldu.

Ne gereği vardı peki bunun?

Sn Eroğlu'ndan sonra UBP içerisinde daha güçlü bir aday yoktu.

Ve O'nun karşısına kimse rakip olarak çıkmaya cesaret edemezdi.

Evet bu tarihi bir fırsattı ve Tahsin bey bu fırsatı eliyle tepti.

Böylesine kişilikli bir siyaset adamının siyasetteki hataları yüzünden oyun dışı kalması beni üzüyor.

Ama bu macera bitti.

Seçimlerin ardından düzenlediği ilk basın toplantısında ona Derviş Eroğlu'nun parti içindeki gücüne rağmen destek çıkan Milletvekili arkadaşlarını yerden yere vurdu.

Bu da yetmezmiş gibi neredeyse kendi dışındaki herkesi UBP'li olmamakla suçladı.

Olacak iş değildi bu…

Şimdilerde yanında çok az bir zümrenin kaldığını görüyorum çünkü bu ülkenin seçmeni çıkarcıdır ve gücün yanında yer almayı tercih eder çoğu zaman, haklı olanın yanında değil.

Yeni partisini kurdu kuruyor.

Hayırlı olsun tabii.

Bu süreçte yapması gereken UBP'ye geri dönüp köprüleri yeniden kurmak olmalıydı.

Çünkü O bir UBP'li ama yapmadı ve şansını yeni oluşumdan yana deneyecek.

Peşinen söyleyim yeni oluşumun pek de tutacağına inanmıyorum çünkü haklı bir zemini yok.

Bundan sonra ne olur peki?

Başbakan İrsen Küçük parti içinde ciddi bir güce sahip ve alıp yolu yürüyecek.

Bu kadar net.

Başbakan Küçük'ün önünü kimsenin kesmeye gücü yetmez.

Ama şu milletvekillerin "BENDA BAKANLIK İSTERİM" diye aleni açıklamalarda bulunmaları Parti disiplinin ağır ağır kaybolduğuna dalalet..

***

NECDET NUMAN DA BAKANLIK İSTİYORMUŞ, VAR MI ARTIRAN?

Ne zor iştir hükümet etmek bu ülkede.

Herkes herşeyi olmak istiyor.

Şu kabine belirlenmedi diye her milletvekili acaba bende olabilir miyim bakan diye hayalini kurmaya başladı.

Ne güzel şeydir bu bakanlık; gerçi ben hiç olmadım ama kıymetli bir bakanla çalıştım.

Peşinen söyleyim zor iş.

Başbakan Küçük gayri ihtiyari zamanı gelince kabinesini açıklayacak; iyi güzel hoş da bu gecikmeyi fırsat bilen her milletvekili bakanlık istemeye başladı, alamayacağını bile bile. "alamazsam istifa ederim" sözlerini de yaymaktan geri durmuyor vekiller.

Ne güzel olur UBP milletvekillerinin bakan olamayanlarının istifa edip ayrı bir parti kurup bir daha seçilmemek üzere siyasetten ebediyen çekip gitmeleri.

Hakkaten güzel olurdu. Siyasi ahlakı sorgular hale geldik artık.

Parti disiplini çok önemli ve bazı şeyler parti içinde konuşulmalı.

Zorlu Töre'NİN İŞİ ZOR

Milletvekili seçilir seçilmez Bakan olması Zorlu Töre için pek hayırlı olmadı anlaşılan.

Bakanlık yapmak farklı bir şey tabii.

Bakan olduğu günden beri sürekli hata yapan Sn Töre'nin çok yakında görevden alınacağını duyuyorum sürekli.

Bana her gelen telefonda görevden alınacak bakanlar arasında Zorlu beyin adı var.

Halbuki toplum tarafından çok da sevilen biri.

Sanırım yanlış ekiplerle yola çıktı ve ekibi sürekli hata yapmasını sağlıyor.

Yoksa Zorlu Töre görevini kötüye kullanacak biri değil.

Ekibini bir daha gözden geçirmeli.

Ben daha bugüne kadar basında bir tane iyi haberini okumadım Sn Bakanın!!!

İLKAY KAMİL'İN YERİ DEVLET ÇEKİNDEN DE GARANTİ, AMA!

İçişleri bakanlığı önemli bir bakanlık; her vekilin bu bakanlıkta gözünün olması çok doğal.

Siyaset bu, gocunacak bir şey yok.

Birkaç gündür yaptığım bazı telefon görüşmelerinde ve sağlam yerlerden aldığım bilgilerde İçişleri Bakanı İlkay Kamil'in kabinedeki yeri oldukça sağlam ve garanti.

Zira Hükümet işleyişinde Başbakan Küçük'e de yardımcı oluyor.

Parti içinde de milletvekilleri kendisinden saygı nedeniyle çekiniyorlar.

Ancak Bakan Kamil'in agresif tavırları O'nu alternatif bir lider yapısından uzak kılıyor.

Bu nedenle Bakan Kamil'in siyasi yaşamı İçişleri Bakanı olarak devam edecek.

Sn Bakan kızmasın bana ama çokça milletvekilinin de tepkisi var kendisine.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.