İşsiz gençler bayramı

Gençlik ve Spor Bayramı her zaman olduğu gibi coşkuyla kutlandı; ne kadar klasik bir cümle değil mi?

Şu sıralar hayatımızda yer verdiğimiz birçok şeyi aslında yapmak için yapıyoruz.

Bayramlar, kutlamalar, hafta sonu yemekleri ya da seyehatlarımızdaki alış verişlerimiz hep yapmak için yaptığımız olaylar.

Nedense bunlardan sıkılsakta yapmaktan vazgeçmiyoruz.

Genç olarak nitelendirdiğimiz kesimin aklına bile gelmemiştir aslında dünkü gençlik ve spor bayramı.

Çünkü biz gençlerin içinde bulunduğu bambaşka sorunlar ve çok başka sorunlarımız var.

Tabii ki en başta gelen derdimiz parasızlık.

Gençler ya düşük ücrete çalıştırılıyor ya da işsiz bir şekilde anne- babasının vereceği harçlıkla geçiniyor.

Olacak gibi değil.

Yalnızca Avrupa ülkelerinde değil birçok sanayi ve zirai alanda faaliyet gösteren ülkelerde gençler için onlarca iş sahası var.

Kuzey Kıbrısa baktığınızda ise partilerin istihdam sözlerinin ve işe alınan ve çok yakında işten atılacak yüzlerce genç dışında pek de fazla çalışma alanı yok.

GENÇLER MUTSUZ VE DEPRESYONDA

Son yıllarda psikologların klinikleri dolup taşıyor, depresyona giren pek çok genç tedavi olmayı da reddediyor ve ya kendine ya da çevresine ciddi zararlar veriyor.

İntiharlar, trafikte hızlı araç kullanma ve kötü alışkanlıklar; hep bunlar gençlerin depresyonda ve mutsuz olmalarından kaynaklanan durumlar.

Özetleyecek olursan gençlerin başı büyük dertte.

Ayrı bir Gençlik ve Spor Bakanlığı olması bu ülke için çok önemli getiriler sağlayabilirdi.

15 binden fazla gencin boşta gezdiği bir ülkenin 40 binde kayıt dışı turisti var.

Bu gençleri kim kurtaracak uyuşturucu ya da fuhuş batağından.

Bakmadığımız için kızlarımızın ve oğullarımızın nelerin içinde olduğunu hiç görmüyoruz.

AYRILIKLARDA CİDDİ ARTIŞ VAR

Evlenenlerin birçoğu 2 yıl dolmadan ayrılıyor.

Ya başka bir partner buluyorlar ya da parasızlıktan ve ailelerin müdahalelerinden dolayı mahkemenin yolunu tutuyorlar.

2 yıl önce düğününe gittiğiniz bir çifte mahkemede birbirlerine hakaret ederken rastlayabiliyorsunuz.

Tüm bunların kökeninde maddiyat ve parasızlık var.

Geleceğe güvenle bakamamak da cabası.

Ayrılmanın yolunu tutmaya hazırlanan yüzlerce çiftin olduğunu söylesem "hadi canım sende" diyeceksiniz ama gidin alın istatistikleri, bu gerçeği göreceksiniz.

Evet.

19 mayıs gençlik ve spor bayramını 15 binden fazla işsiz ve mutsuz genç sizce coşkuyla kutlamış mıdır?

***

SAMİ DAYIOĞLU'NUN ARACINA NEREDE NE ÇARPTI?

TDP Dışilişkiler Sekreteri Sami Dayıoğlu önceki gün Güzelyurt'tan Lefkoşa'ya dönerken talihsiz bir kaza geçirmiş.

Lefkoşa'ya 3 km kala çembere girmeye hazırlanırken aracın hızını 50 kmninde altına düşürmüş iyi ki yavaşlamış Dayıoğlu; yola atılan bir köpek kendini Dayıoğlu'nun aracının önüne bırakıvermiş.

Bu kazanın ardın köpek koşarak kaçmış ancak arabada hasar büyük.

Dayıoğlu sigortayı köpeğin kendisine çarptığına ikna edebilmek için oldukça uğraşmış.

Ama dahası var bu kaza öyle bir yerde olmuş ki sormayın.

Ben yazmıyorum, Sami Dayıoğlu'nu arayın sorun.

FAİZ SUCUOĞLU YENİ TRANSFERLERİN PEŞİNDE

UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Dr Faiz Sucuoğlu aldığım bilgilere göre dün akşam Minareliköyde oldukça gizli birkaç görüşme gerçekleştirmiş.

UBP'ye yeni katılımlar konusunda bazı geniş ailelerle biraraya geldiğini ve bu ailelerin reislerini ikna ettiğini öğrendik.

Partide Sucuoğlu'nu kıskananların sayısı her geçen gün artıyormuş.

Bir de Başbakan Küçük'e yakın olunca varın gerisini de siz düşünün.

Yalnı Faiz bey TV programlarından kaçınmazın rakiplerinize alay konusu olmaya başladı haberiniz olsun…

KIBRIS TÜRK HALKI TERÖRİST DE OLDU EN SONUNDA

KTHY çalışanlarının önceki gün Başbakanlık önünde gerçekleştirdiği olaylı eylem sırasında Başbakan Küçük o kadar çok sinir olmuş ki Bakanlar Kurulu sonrasında KTHY mağdurlarına "KTHY'yi batırdınız, terörist eylemle olmaz" dedi.

Olacak iş değil.

Anlaşılan Başbakan Küçük'ü toplantıda dolduruşa getirmişler.

Sanırım İrsen bey KTHY'yi kimin batırdığını ve KTHY mağdurlarının aylardır hak arayan vatandaşlar olduğunu, terörist olmadığını unutmuş.

Aman İrsen bey muhalefet dün tüm gün sizi çekiştirdi. Kötü bir gaf olmuş.

GÜNÜN SÖZÜ

ATATÜRK DİYOR Kİ!

Basının tam ve geniş hürriyeti iyi kullanmasının, ne derecede nazik bir vaziyet olduğunu söylemeye lüzum görmem. Her türlü kanuni kayıtlardan evvel bir kalem sahibinin ilme, ihtiyaca ve kendi siyasi telakkilerine olduğu kadar vatandaşların hukukuna ve memleketin, her türlü hususi telakkilerin üstünde olan, yüksek menfaatlerine de dikkat ve hürmet etmek manevi zorunluluğu, asıl bu mecburiyettir ki umumi düzeni temin edebilir. Bununla beraber bu yolda yanılma ve kusur olsa bile; bu kusuru düzeltecek etken ve vasıta; basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilme vasıtası, yine basın hürriyetidir.(1924)