Varlığımızı yitirirken "şu kimlik meselesi"

Yayın Tarihi: 27/05/11 10:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Akıl alır gibi değil doğrusu Hükümetin son zamanlarda yapmayı planladıkları; neyse ki iyi bir muhalefet var ve bazı önemli şeyleri engelleyebiliyorlar.

Son zamanların modası oldu, KKTC'ye işlemek için gelip 3-5 yıl kaldıktan sonra vatandaş olmayı istemek, ekonomisi günden güne kötüye giden bir ülkenin vatandaşı olmak hem de.

Öz kültürel değerlerimiz kaybolup giderken bir de yeni moda bu.

Yolda sokakta benimle karşılaşan bazı türkiye kökenli insanlar soruyor bana "vatandaş olma durumları nedir, ben 6 yıldır burdayım, hakkımız artık"..

çalışma hakkında bilgim yok deyip geçiştiriyorum.

Dünyanın hangi ülkesinde Hükümetler böylesine hassas bir durum üzerinden politika yapar?

5800 beyaz kimlik verilmesi gündemde, bunu bir yere kadar anlayabilirim.

Adam hani 10-15 yıldır burda yaşamaktadır ve artık yasalara göre hakkı doğmuştur, burada esnaftır, yatırım yapmıştır ancak Kıbrıs meselesi yüzünden vatandaş yapamazsınız ve hayatının kolaylaşabilmesi için verirsiniz beyaz kimliği.

Bu anlaşılabilirdir ama gerisi kesinlikle kabul edilebilir bir durum değil.

ÇAVUŞOĞLU BU BELİRSİZLİĞİ ÇÖZMELİ

KKTC'ye kontrolsüz girişlerin önüne artık geçilmeli, bu iş kabak tadı verdi.

Ülke de yaşanan suçların sayısına bakar mısınız Allah aşkına?

Bıçaklama, vurma, darp ve daha nicesi.

Olacak iş değil.

70-80-90'lı yıllarda buraya gelip yerleşen vatandaşlar daha da rahatsız bu durumlardan.

Hele onlar aş ve yemeklerinin tamamen ellerinden çalındığını düşünüyor.

İçişleri Bakanı Nazım Çavuşoğlu bu işe bir an önce bir düzenleme ve disiplin getirmeli.

Bu kadar mı vazgeçtik bu ülkeyi sahiplenmekten?

Ya da bu kadar mı vazgeçtik sevmekten?

AZALIYORUZ

Bakınız beyler artık bu ülkede yaşama isteği, mutlu olabilmek ve dört elle hayata sarılıp yarına bakabilme isteği kalmadı.

Eğer yolda yürürken, markette alış veriş yaparken yüzlerine baktığınız her insan tanıdık geliyorsa çok azaldık demektir bu.

Eğer konuşurken çekiniyorsak sesimiz duyulacak diye birilerinden, bir kez daha dikkat edelim kimi seçeceğimizi bundan sonra.

***

BABA DENKTAŞ'I BEKLERKEN

Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş'ın sağlığı bir anda kötüye döndü.

YDÜ hastanesine şu sıralar günde iki kez uğruyorum.

Serdar Denktaş yıkılmamak için ayakta zor duruyor, yüzüne baktığımda birkaç yaş ihtiyarladığını gördüm.

Kurucu Cumhurbaşkanımızın ciğerlerinde toplanan su dün boşaltıldı ancak enfeksiyon kaptı.

Gerçi bu beklenen bir gelişme dedi Prof Dr Kaptanoğlu ancak ekledi "endişeliyim ve süreci kaygıyla takip ediyorum.

Prof Dr Kaptanoğlu ile dün konuşurken yüzüne baktım her ne kadar mimiklerini, gizlemeye çalışsada zor bir 24 saate intikal ettiğini anlayabilirdiniz apaçık.

"elimizden geleni fazlası ile yapıyoruz, dakika dakika takip ediyoruz. Bünyesinin güçlü olması şansımızı artırıyor ancak hayati tehlikesi devam ediyor ve ben endişemi koruyorum" dedi.

Derin bir nefes aldı doktor; kolay değil koca bir tarih onun ellerine emanet.

DP Genel Başkanı Serdar Denktaş ile birçok söyleşimde ne zaman konuyu rahmetli abisi Raif Denktaş'tan ya da Hayattaki yol göstericisi babası Rauf Denktaş'tan açsam gözleri dolar ve zorlanır konuşmakta.

Söylemek lazım ki dün hastane de Serdar Başkanın yüzüne bakarken hırsı Raif Denktaşa bakışları da Baba Denktaşa benziyor diye düşündüm.

Bir ah çektim içimden ve sessizce mırıldandım; HADE BEYLER UYANIN BİTSİN BU KÖTÜ ŞAKA…

SEFA KARAHASAN DOSTUM ALINMASIN BANA

Sefa Karahasan'ı severim, iyi bir meslektaştır.

Kendine has bir duruşu ve yapısı vardır Sefa'nın.

Genç TV'de dün sabah gazeteleri okurken Yayın Yönetmeni olduğu gazetede küçük bir hata yaptı bende bunu söyledim, benim huyum bu?

Sefa çıktı geldi sabah kahve içtik "haklısın ama bu kadar da abartma be dostum" dedi.

Gülüştük konu kapandı.

Haklıydı.

Bazen kendimi tutamıyorum.

CEMAL BAŞKAN TOKEL'E YÜKLENDİ

Bir süre önce gerçekleşen kabine değişikliği sonrasında kabine dışı kalan Türkay Tokel önceki gün yaptığı açıklamaya LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları kızmış olacak ki dün birlikte yaptığımız söyleşide Türkay Tokel'e yüklenerek "Başbakan Küçük uygun görmüştür görevden almıştır Sn Tokel'i.

Turkay bey değerli biridir ancak son dönemlerde örgütlerde aleyhine oluşan ciddi bir rahatsızlık ve muhalefet vardı.

Başabakan Küçük bu değişikliği yaparken birçok yanlışı da gözönünde bulundurdu.

Unutmayın ki Turkay bey değiştirdiği mesai saatleriyle çalışma düzenini darmadağın etmişti; ama Şerife hanımın gelmesiyle herşey yoluna girdi" dedi.

Bu tartışma büyüyeceğe benziyor.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları