Aman eylemcileri Erdoğan görmesin

Daha farklı bir yazı yazmak ve daha farklı başlık atmak isterdim ama olmadı.

Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın gelişine saatler kala KTAMS'ın binasının önüne polis araçlarının ve itfaiyenin gittiğini ve çığlıkların yükseldiği telefonunu aldım.

Apar topar olay yerine gittim.

KTAMS'ın asmış olduğu pankartı polis almak isterken KTAMS yetkilileri pankartı içeri çekmişlerdi.

Oldukça kalabalık bir polis grubu vardı.

Ahmet Kaptan ve KTAMS yöneticilerinin öfke ve sinir yüzlerinden okunuyordu.

Haksız da sayılmazlardı. "bir verip beş alıyorsun utanmadan besleme diyorsun".

Evet pankartta yazılı olanlar bunlardı.

Sonuçta tutuklamalar oldu, arbede yaşandı.

Al sana kriz.

SAYGI DUYMAK LAZIM

Ülkemize gelen Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan saygı duymak ve iyi bir şekilde ağırlamak gerekiyor.

Bunu sonuna kadar savunuyorum.

Geçtiği yola çıkıpta hakaret eden pankart açmak hiçte doğru değil.

ANCAK eğer KKTC bir Hukuk Devleti ise eğer bu ülke Demokrasi ile yönetiliyorsa Sivil Toplum örgütlerinin hakaret içermeyen pankart açma hakları da vardır.

Bu hazmetme meselesi.

Var sayalım hakaret içermeyen ama sitem eden pankartlar asılı kaldı; buna bizim Hükümetimizinde başkalarınında saygı duyması lazım.

KTAMS'ın pankartında hakaret yoktu sitem vardı.

Aylar önce de Başbakan Erdoğan kalkıp bu halka BESLEME demedi mi?

Biliyorum birileri kendisini gofa getirdi ya da yanılttı ama ağzından bu sözler çıktı.

Şimdi de Sivil Toplum örgütleri sitem ediyor.

Sonuçta önemli bir kitlenin temsilcileri.

Bu protestolar sitem halinde kalırsa ne ala.

Ancak hakarete dönüşürse o zaman tamam Hükümet göndersin polisini müdahale etsin.

Demokrasi beyler demokrasi ve hoş görü.

Özellikle Hamitköy çemberinde eylemciler ile hoş geldincilerin arbede yaşaması; bununda ötesinde polisin eylemcilerin olduğu yeri otobüslerle kesip Erdoğan'ın onları görmesini engellemesi de hiç hoş olmadı.

Hayatımda izlediğim en ilginç ziyaretlerden biri olacak Sn Erdoğan'ın ziyareti.

Yacak bucak zorla gizlenen, darp edilen, tutuklanan eylemcilerin gölgesinde sıcak bir gün geçirdik.

En önemlisi de Sn Erdoğan Ercan havalimanında halka "bilik ve tek yürk" çağrısı yaparken Hamitköy çemberinde eylemcinin dayak yiyor olmasıydı.

Böyle bayram olmaz.

***

SON İKİ GÜNDÜR ACİZ OLDUĞUMUZU ANLADIM

Son iki gündür Sn Erdoğan gelecek diye yollar boyanıyor, yıkanıyor, kaldırımlarda bir temizlik Allah Allah.

Yahu bizim Başbakanımız İrsen bey Ankara'ya gittiğinde arabasının geçeceği yollar boyanıp her tarafa resimleri mi asılır?

Tamam aynı ölçekte kıyaslama yapma diyebilirsiniz ama sonuçta gelen bir başka ülkenin Başbakanıdır; bu kadar üst düzey ilgiye gerek var mı?

Tayyip bey bizim için özel ise zaten özeldir, O'nu seviyorsak zaten seviyoruzdur.

ÖZGÜRLÜK BAYRAMI VE ECEVİT

Belki bir gazeteci olması ya da sosyal demokrat kimliği ile öne çıkan bir yapısı olduğu için her zaman ap ayrı bir sempati duymuşumdur Rahmetli Bülent Ecevit'e.

En önemlisi de 20 Temmuzda gelip bizleri Rumun zulmünden kurtarması Ecevit'i her Kıbrıslı Türkün kalbinde sultan yapmıştır.

Bugün 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı ama artık evlerde ne Ecevit fotoğrafları asılı ne de onu hatırlayanlarımız..

SÜHEYLA KÜÇÜK HEPİMİZİ KORKUTTU

Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr Fazıl Küçük'ün kıymetli eşi ve "Kıbrıs Cumhuriyeti"'nin ilk first ladysi dün kalbinden rahatsızlanması üzerine YDÜ hastanesine kaldırıldı ve kalbindeki pil değiştirildi.

Süheyla Hanıma acil şifalar diliyoruz.