Fakir tesellisi çeken bir ülke

Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın ülkeden ayrılmasının ardından herşey normale döndü.

Hükümet 19-20 Temmuz kutlamalarındaki olumlu-olumsuz tavrının ardından O iki gün boyunca susan muhalefet tarafından protestosunu izliyor.

Hükümeti devirirsiniz deviremezsiniz.

Erken seçim olur ya da olmaz; en başarısız Hükümet Muhalefet görmeyen hükümetlerdir.

CTP-TDP ve DP'nin dün Başbakanlık önünde bir eylemi vardı ve eylem sırasında her üç Partinin temsilcisi girip Başbakan İrsen Küçük ile görüştü.

Konu elbette ki kutlamalar esnasında yaşanan darplardı; Parti Liderlerinin açıklamalarına baktığımızda Başbakan Küçük parti liderlerine "konuyla ilgileneceğim" dediğini anlıyorsunuz.

İlgilenir mi ilgilenmez mi orası meçhul ama muhalefet Başbakan Küçük'ün tesellisinin üstüne yatırsa orda kalır.

Şu sıralar toplumun aklındaki düşünceye baktığınızda her kesimde ciddi bir huzursuzluk olduğunu gözlemlersiniz.

YANAR DÖNER BİR YAPI

Hani derler ya neresinden tutsan elinde kalır; tam o havadayız.

Herkes diken üstünde.

Rum evlerinde oturanlar aman anlaşma olmasın diyor, polisten dayak yiyenler ve nüfus dengesinden şikayet edenler ah antlaşma olsa diyor, görüşmelerde bir gün kırmızı bir gün yeşil ışık yanıyor.

Halkın ruh durumu da tamam değil.

Her yerde bir koşuşturma var; bazı kesimler Başbakan'a yakın dururken bazı kesimler de Saray'ın özlemini duyduğunu tekrarlıyor.

Haaa bir de var ki hem saraycı hem hükümetçi .

Bu çıkar gruplarının dışında bir de Ankaracılar türedi.

Bazı Sivil Toplum örgütleri ve bireyler birinci derecede Ankaracı; bu da tuhaf bir moda oluverdi son zamanlarda.

Tüm bunlar bizi yanar döner bir toplum yapısına sürüklüyor..

Bir taraftan sürekli ölümlü trafik kazaları olurken, bir taraftan da dövizin zengin ve fakir ettiklerinin hikayesini dinliyoruz.

Bildiğiniz gibi döviz aldı başını gidiyor.

Parası çok olana ne güzel de borcu olanlar yandı..

Azınlığın mutlu çoğunluğun mutsuz olduğu bir ülkede her ne halse Hirbirşey olmamış gibiyiz!

Sıkıntılarımız çoğu zaman kursağımızda kalıyor.

Ya kendi kendimizle uğraşıyoruz ya da yakınlarımızla kavga ediyoruz.

Bir de çok dikkatimi çeken bir şey var, gelenek midir nedir.

Hükümet hep teselli eder sorunlardan yana toplumu, bakanları iltifat duymak ister hatta bir fakir tesellisi tutturur birçoğu, Muhalefette kendi içinde öyle büyük kavgası vardır ki zar zor da olsa bir araya gelip Hükümeti protesto eder.

***

Turgay Avcı'YA BİRİLERİ YÜRÜ YA KULUM MU DEDİ?

ÖRP Genel Başkanı Turgay Avcı'yı son derece heyecanlı gördüm bu aralar.

Böyle yüzüne renk mi geldi nedir.

Açıklamasını da okudum; kurultay tarihi vermiş, örgütlerin yenilenmesinden bahsediyor.

Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın gelişi bir tek O'na yaramış galiba…

KEMAL ÖZTÜRK OLMASA DP NE YAPARDI?

DP Lefkoşa İlçe Başkanı Kemal Öztürk artık her yerde DP'yi temsil eder oldu. Edemez mi tabii ki eder.

Serdar Başkandan yetkiyi aldıysa tabii ki eder.

Eder etmesine de bu aralar Serdar Başkan Rauf beyle ilgilendiği için Genel Sekreter Şonya'da sürekli yurt dışı parti ilişkileri ile uğraştığı için artık DP Öztürk'e emanet.

Bu boşlukta ansızdan bir olağanüstü kurultay olmasın diyorum..

SERDAR TURGANER'İ GÖZ TUTTU

Yaz aylarına girilmesinin ardından Kamu-İş Başkanı Mehmet Özkardaş ile yaşadığı sendikal sorunların da son bulması Hava Sporları Federasyonu Başkanı Serdar Turganer'i rahatlatmış diye duymuştum.

Ancak herkes sıcaktan terlerken Turganer bir grip olmuş ki sormayın.

Yakın dostları kendisine "bu iyi halini göz tuttu" deyip espri yapıyorlarmış.

Acaba Özkardaş'ın günahı mı tuttu Serdar Başkan?

KSP SENDİKAL PLATFORMDA İSTENMİYOR

Kıbrıs Sosyalist Partisi Sendikal Platformu içindeki duruşundan ve bazı sendika başkanlarının aleyhine propaganda yaptığı gerekçesiyle artık istenmiyormuş.

Aldığım duyumlara göre KSP de sürekli olarak YKP ve BKP'nin Sendikal Platformdan ayrılacağını yayıyormuş.

Sendikal Platformdan bazı yetkililerle konuştum ve KSP dışında tüm partilerle birlikte hareket edildiğini öğrendim...