Al petrolü ver kuzeyi "mi"?

Yayın Tarihi: 26/09/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Ankara ile KKTC Hükümeti'nin petrol ile ilgili konumu ve tartışmaları her geçen gün ciddiyetini kaybediyor.

Şu an kabul gören bir gerçek var ki bu da Güney Kıbrıs'ın petrol aramaya başlamış olması.

Yani adam akıllı sondaj dedikleri durum., Türkiye Başbakanı Erdoğan'ın ilk günden beri tehditkar ve meydan okuyan açıklamalarına tanık olduk.

Erdoğan meydan okudukça Rum tarafı halkına "rahat olun ben amerikayla görüştüm bir şey olmayacak ya da İngiltere'den garanti aldım" dedi durdu.

Şu an geldiğimiz noktaya bakıyorum da Rumlar haklı çıktı maalesef..

TÜRKİYE SÖYLEDİĞİNİ YAPAR SANIYORDUK

Elbette savaş çığırtkanlığı değil yapmaya çalıştığım ancak bir hayal kırıklığı da diyebiliriz.

Tabii bu hayal kırıklığı aslında Türk tarafının ne yapacağını şu an bilememesinden kaynaklanıyor.

Sn Erdoğan "donanmam bunun için var dedi, BM Rumları durdurmazsa gerekeni yaparız dedi" peki ne yaptı; hiçbirşey.

Bu bence Sn Erdoğan için tam anlamıyla bir prestij kaybıdır.

Dünya Erdoğan'ı söylediğini yapan cesur bir Lider olarak tanımıştı. Peki bunun yerine bir akşam ne duyduk; "Erdoğan ile Eroğlu kıta ahanlığı antlaşması imzaladı", iyi ki birkaç gün sonra DP Genel Başkanı Serdar Denktaş bazı köşe yazarlarını bilgilendiren bir sohbet düzenledi de belgeleriyle ne olup bittiğini öğrendik.

Türkiye Kuzey akdenizde petrol arayacak, bu nedenle antlaşma imzalandı.

Uyanında balığa gidelim derler adama.

2003 yılında zaten Türkiye ile KKTC arasında yer altı zenginlerini araştırıp bulma kopnusunda bir anlaşma imzalanmıştı ve Türkiye

Yıllardır Kuzey akdenizde petrol aradı durdu, bulsa zaten zengin olmuştuk.

PETROL KONUSUNDA TEK BİLGİLİ DEMOKRAT PARTİ

Petrol konusuyla ilgili ne Hükümetin ne de Muhalefetteki diğer partilerin ortaya koyduğu net bir açılım yok.

Tabii bu noktada CTP Lefkoşa Milletvekili Dr.Mustafa Yektaoğlu'nu ayrı tutmak istiyorum; Mustafa bey 1 yıldır petrol ve doğal gaz konusuna dikkat çekmeye çalışıyor ama duyan yok.

Organize olarak da Demokrat Parti Petrol konusunda son derece ciddi bir araştırma yaptı ve geçtiğimiz akşam Başkan Serdar Denktaş bir grup köşe yazarını evinde sohbete davet etti. İyi ki gitmişiz; neler öğrendik neler..

Türkiye ile KKTC arasında zaten 2003 yılında petrol aranması konusunda "yer altı zenginleri kapsamında" bir anlaşma yapılmış ve

Türkiye aramışta aramış petrolü. Ama petrol yapılan aramalarda bulunamamış.

Serdar beyin dikkat çektiği bazı önemli konular vardı ki "Türkiye'nin söylediğini yapan bir devlet olarak bilinmesine karşın şu an yaşanan petrol krizine yeteri kadar mantıklı bir girişim süreci başlatamaması"…

alel acele imzalanan bir kıta sahanlığı anlaşması ve bozuk aksak bir gemiyle sismik araştırmasının başlaması.

Dahası var Türkiye devletinin "alt devletçik" statüsünde olan KKTC ile nasıl olurda anlaşma imzalayabilmesi.

Bu da yetmezmiş gibi Türkiye'nin Akdenizde en uzun sahil şeritine sahip olmasına karşın Rumların başlattığı petrol sondajını durduramaması…

Hep bu başlıklar geceye damgasını vurdu ve ardından şu soru geldi "PEKİ NEDEN? TÜRKİYE UYUYOR MU? YOKSA BİZİM

BİLMEDİĞİMİZ BİR AL VER Mİ YAŞANDI?"

Evet asıl önemli soru işareti bu.

Türkiye uyumuş olamaz, son derece akıllı insanlar var Başbakan Erdoğan'ın yanında.

Peki öyleyse neden Türkiye maliyeti son derece pahalı olan ve daha önceleri başarısızlıkla sonuçlanan bir petrol arama sürecine girdi Kuzey Kıbrıs'ta?

Ve neden Rum tarafını durduramıyor?

İşte bu sorular akla ister istemez gerçekleşen Obama-Erdoğan görüşmesini ve hemen bu görüşmenin ardından ortaya çıkan "tamam kardeşim biz de adanın Kuzeyinde başlarız aramaya" kararını getirdi.

AL PETROLÜ VE KUZEYİ

İster kabul edelim ister etmeyelim şu an Türkiye'nin adanın Kuzeyindeki varlığı Türkiye'yi uluslar arası alanda zorda bırakıyor.

Rumlar petrolü aramaya başladı ve bulunacak petrol ile doğal gaz Avrupa'nın 30 yıllık ihtiyacını karşılayacak nitelikti. Böyle bir olayın gerçekleşmesinin ardından .

Rumlar neden Türklerle antlaşma yapsın ya da neden Çözüm arayışına girsin.

AB Kurallarına aykırı olmasına rağmen AB'yi girmeyi başaran Rumlar Uluslar arası Deniz Hukukuna ters olarak da petrol arıyor ama Amerika, Avrupa , İsrail, İngiltere bu işin arkasında.

Yani kelime anlamıyla Türkiye yalnız kalmış durumda.

Ve Türkiye bu noktada Bölgesel hakimiyetini kullanmazsa çok yakında belli bir deniz sınırı içinde hapis kalacak.

Tüm bunları biz görüyoruz da Ankara görmüyor mu?

Tabii ki görüyor. İşte bu durum karşısında sadece meydan okumaktan öteye gidemeyen bir Türkiye başka bir şey mı aldı diye soruyor insan kendi kendine.

Antlaşma'nın olmayacağı ve Rumların böyle bir çözüme ihtiyacınında olmadığı her türlü güvenceye sahip olduğu ap açık ortayken pek ala "PETROLE KARIŞMA, ADANIN KUZEYİ VE KUZEY AKDENİZ SENİN OLSUN" uzlaşını yapmış olabilirler Türkiye ile.

Tahsin Ertuğruloğlu'nun "Devletin adı değişecek" demesi boşa sarfedilmiş bir söz değil.

Kanımca bu kriz rüzgarı böyle esmeye devam ederse 2012 yılında çözümsüzlük ve adanın taksimi kaçınılmaz olacak.

Kuzeyde yeni bir devlet ilan edilecek bunun tanınmasına formüller bulunacak.

Rum adayı bırakmaz diyenlere "artık Rumların büyük bir zenginliği ve güvencesi var cevabı sanırım yetecektir".

Türkiye'nin de Kuzey Kıbrıs'ı olacak. Hem de legalleşmiş. Peki ya Kıbrıslı Türkler ne yapacak?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.