Demirci "Türkiye'deki sendikalar da AK Parti'nin tavırlarından rahatsız"

Yayın Tarihi: 09/12/11 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Sendikalar dediğimizde aklımıza sürekli eylem yapan zaman zaman arbedelerle yüzleşen kitleler gelir aklımıza.

Bir eleştiri yapacak olursak bizim ülkemizde Sendika başkanlarının kolay kolay değişmeyen kişiler olduğunu hatırlarız hep.

Gerçi siyasette de durum öyledir.

Görmüyor musunuz Başbakan İrsen Küçük'ün Başbakanlığını hala hazmedemeyen kesimler az değildir.

Neyse siyaseti bir kenara bırakıp sendikacılığı konu etmek istedim bugünkü yazımdı.

Kamu-iş Sendikası Başkanı Sami Dilek'in davetlisi olarak Ankara'da gerçekleşen Türk-İŞ'in 21'nci Olağan Genel Kurulunu izlemek için dün Ankara'daydım.

Bizdeki sendikacılık sistemi ile Türkiye'deki sendikacılık anlayışının ne kadar farklı olduğunu gözlemleme fırsatı buldum.

Hür-İş Federasyonu Başkanı Yakup Latifoğlu ile Memur-sen Başkanı Çelebi Ilık'la da beraber uzun uzun sendikacılığı konuşma fırsatı buldum.
Tabii Ankara'daki Türk-İŞ olağan Genel Kurulunun ağır bir misafiri de vardı ki Başbakan İrsen Küçük.

SAMİ DİLEK VE KAMU-İŞ

Kamu-İş Başkanı Sami Dilek ile sendikalaşma ve sendikal yaşamın sosyal topluma yansıyamalarını uzun uzun konuştuk.

Ankara'da bulunduğum sürede Dilek'in temas içinde olduğu dev isimlerle de tanışma fırsatı buldum.

Bu isimler öyle mevkilere sahipki gemiden ineni vatandaş yapmak yerine bu insanları KKTC'ye kazandırmalıyız.

Türkiye kamuoyunda ciddi prestiji olan Kamu-İş'in yakın zamanda Uluslar arası konferanslara katılarak yeni bir temsiliyet alanı yaratacaklarını öğrendim.

Sami Dilek'in Kamu-İş'teki serüveni oldukça uzun.

Sendikacılığın tozlarını yutarak Başkanlığa yükselen Dilek'in Kamu-iş'i bugünkü konumuna gelmesinde büyük emekleri olduğunu çevresindeki arkadaşlarından dinleme fırsatı buldum.

Açıkçası bugüne kadar her sendikayı aynı kefeye koymuşuz.

BAŞKANLAR ZAMANI GELDİĞİNDE BIRAKMASINI BİLMELİ

Türkiye'deki Sendikacılık kelime anlamıyla kendi içinde bir disipline ve görgüye sahip.

Sendika başkanı olabilmek için uzun yıllar kadrolarda çalışmanız ve kendi içinde var olan bir disiplinle Başkanlığa yürümeniz gerekiyor.

Yani bizde olduğu gibi kısa sürede Sendika başkanlığına yükselmeniz pek olası değil.

Daha da önemlisi Sendika başkanı olduğunuzda bu görevi belli bir süre sürdürebiliyorsunuz, eğer misyonunuzu tamamlamışsanız "görevi bırak" telkiniyle karşılaşıyorsunuz, eğer inat eder ve bırakmazsanız karşı grup sizi ilk seçimde alaşağı ediyor.

Yani yine bizi örnekleyecek olursak yıllarca Sendika ya da Federasyon başkanı kalmanız mümkün değil.

TÜRKİYE'DEKİ SENDİKALAR DA AK Parti'NİN TAVIRLARINDAN RAHATSIZ

Ankara'da Türkiye Kamu-Sen Dışilişkiler Sekreteri Ahmet Demirci ile uzun sohbet etme fırsatı buldum.

Türkiye Kamu-Sen 415 binden fazla bir üye yapısına sahip. Kamu-Sen'in KKTC'deki temsilcisi Memur-Sen Başkanı Çelebi Ilık'ın ayarladığı bu sohbetten önemli şeyleri dağarcığıma yerleştirdim.

Türkiye'deki sendikacılığın kolay kolay vücut bulmadığını anlattı.

Türkiye Kamu-Sen Dışilişkiler Sekreteri Demirci "AKP Türkiye'de de Pasif Sendikacılığı yaratmayı denemiş ve bunu bir dönem başarmıştır.

Öyle gözlemliyoruz ki AK Parti Hükümeti nasıl bir zamanlar kadrosuz memurları işten atma tehdidiyle hak arayan sendikalardan uzak tutmaya çalışmış ve yandaş sendika oluşturmuştur.

Şu an KKTC'de de aynısı yapılmaya çalışılıyor.KKTC'de de yapılmaya çalışılan Sendikaların pasifize edilme çalışmasıdır.

Bunu Türkiye'den gözlemleyebiliyoruz.

Dahasını da söyleyecek olursak AK Parti Hükümeti KKTC Devletinin Hükümranlığını sorgular hale getirmiştir"… dedi ve devam etti anlatmaya.

Bu sözler keskin bıçak gibi sözlerdi desek yeridir.

Öyle anlıyorum ki Türkiye'de Türkiye Memur-Sen hariç birçok sendika AK Parti ile kavgalı.

KUMLU "ÖZELLEŞTİRMEDEN BİR HAYIR GÖRMEDİK"

Türk-İş Başkanı Mustafa Kumlu'yu dinleme fırsatı buldum, Türk-İş Kurultayı'nın ilk gününde o kadar cümlenin içinden bize uygun tek bir cümle bulup çıkardım.

Kumlu ısrarla "Uzun zamandır Hükümet tarafından başlatılan özelleştirme furyası beklenilenin ötesinde kötü sonuçlar doğurmuştur.

Özelleştirmelerin karşısındayız" diye bir ifade kullandı.

Geçmiş dönemde Kıbrıs'tan da sorumlu Devlet bakanı olan Cemil Çiçek'in sözlerini hatırladım bir an "özeleştirinde de nasıl özelleştirirseniz özelleştirin".

Bu sözleri kullanmıştı Cemil Çiçek. 400 binden fazla üyeye sahip olan Türk-İş Konfederasyonunun başındaki adam Mustafa Kumlu da "özelleştirmeden bir hayır görmedik" diye ısrarla vurguladı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da konuşması sırasında önemli bir söz sarfetti "örgütlü olmak birlikte hareket edebilmektir".

Kıbrıs Türk halkının en büyük sorunu birlikte hareket edememek sanırım.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları