Böyle grev olmaz beyler

El-SEN'in grevini eleştireceğim peşinen söyleyim. Canı sıkılan sıkılsın. Dünyanın her yerinde devlet elinde bulunan işletmeler batmaya, tökezlemeye ve halkı kazıklamaya mahkumdur. KIB-TEK'in uzunca bir süredir özelleştirilmesi gündeme geliyor gidiyor. Yahu dünyanın en pahalı elektriğini satıyor bu devlet bu halka , bu kadar pahalı elektrik mi olur?

Kim uyguluyor bu elektrik fiyatlarını? Hükümet.

Demek ki elektrik hükümetin yani dolaylı olarak devletin elinde kaldığı sürece biz halk olarak elektriği pahalıdan satın almaya yani kazıklanmaya devam edeceğiz.

Öyleyse ne yapmalı? Özelleştirmeli kardeşim anlıyor musunuz özelleştirilmeli. Özelleştirilen bütün kurumlar, iyi firmalara satıldığı takdirde çok daha kaliteli hizmet verebiliyorlar. Şimdi grevi neden eleştirdiğimize gelelim.

HEM EN PAHALI ELEKTRİK HEM KESİK!

Fahiş fiyatlardan elektrik satın alan vatandaşın borç ödemekten anası ağladı. Anasının ağlamasını bir kenara bırakın ödeyemiyor da zaten.

Birçok vatandaşın elektriğini kesiyorlar da insanlar müsteşarı bakanı aracı koyup açtırıyor. Sendika eylem hakkını tabii ki kullanacak, elektrik kesintisi tabii ki yapacak; bu bir tür eylem hakkı. Ama siz top yekün ülkenin elektriğini keserseniz ve süresiz genel grev ilan ederseniz,

Hükümeti dövmek yerine halkı dövmüş olursunuz ki bu da çok yanlış olur. Eğitim sendikalarını örnek alın; grevlerini tüm okullarda mı yaparlar yoksa bölge bölge mi yaparlar? İş elektriğe gelince daha da farklı, çünkü bu elektrik! Olmazsa olmaz.

El-SEN Başkanı Tuluy Kalyoncu'ya geçtiğimiz gün taş atmıştım "hem eyleme gideceğiz diyorsun hem de gitmiyorsun" diye. Sanırım kendisi vuru öldür anladı.

Hem en pahalı elektriği kullanacaksınız hem de EL-SEN hak arayacak diye elektrikten mahrum kalacaksınız. Okuldaki çocuk ders yapamayacak , gece dersine çalışamayacak, insanlar sosyal hayatından mahrum kalacak, restaurantlar, hizmet sektörleri ve daha birçok alan felç olacak, duracak. Çünkü EL-SEN, Hükümet özelleştirme yapacak diye kızdı, sinir oldu.

Usta hak arama şekliniz yanlış.

HÜKÜMETE BÜYÜK GÖREVLER DÜŞÜYOR

Bir kere elektrik konusunda vatandaş Hükümete son derece kızgın. Çünkü elektrik çok pahalı. Eğer bu kurum içine içine gidiyor da kar etmiyorsa; ilk önce yapmanız gereken Devlete elektrik borcu olan zengin işadamlarının boğazına sarılmak olmalı. Sonrasında da KIB-TEK'i derhal özelleştirmelisiniz. Hükümet hem biriken borçlarını toplayabilmeli hem de kurumu daha kaliteli hizmet verebilecek bir firmaya satmalı.

Bu gemi başka türlü yürümez. Yürümüyor. KIB-TEK'de çalışan insanlara devlette başka yerler açılmalı ve kesinlikle KTHY örneği yaşanmamalı. Hükümet bunun güvencesini verirse o zaman ortada hiçbir sorun kalmaz.

Aksi takdirde bu durum sürdürülebilir bir durum değil.

El-Sen eğer kısmı elektrik kesintilerine gitse ve bunun propagandasını farklı şekilde yapabilseydi; kamuoyunu yanına alabilirdi. Ancak kış mevsiminde, böylesine soğuk hava koşullarında, yaşlısı var, hastası var, çocuğu var, bebeği var. Ne yapacak bu insanlar? Elektrikler kesik diye herkesin şarap döküp sevişeceğini sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Beyler eylem en doğal hakkınız, grev de en doğal hakkınız. Hükümeti dövmekse amacınız, sendikacıysanız nasıl döveceğinizi bilirsiniz ama sizin bu eyleminiz ve greviniz halkı dövmekten ve mahrum etmekten başka bir işe yaramadı. Canınız sıkılsa da, bu yazıyı beğenmeseniz de dün vatandaşla hayli akraba oldunuz. Haberiniz olsun.

***

Sunat Atun'UN KEYFİ YERİNDE

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun uzun süredir Başbakan İrsen Küçük ile limoniydi. Ne olduysa oldu ve buzlar eridi. Hem bundan dolayı hem de Ankara temaslarından ötürü Atun'un keyfi bir hayli yerindeymiş. Birazda TV kanallarına çıkıp yaptığı işleri anlatsa ya..

***

ANKARA'NIN DESTEKLEDİĞİ CUMHURBAŞKANI OLUYOR

Çok iyi hatırlıyorum, Mehmet Ali Talat'ın Başbakan olduğu günlerdi. Ankara'yla o kadar iyi ilişkileri vardı ki Talat'ın kelime anlamıyla Ankara kesenin ağzını açmış, her türlü yardımı yapıyordu. Sonrasında Talat, Sn Erdoğan'ın da desteğini alarak Cumhurbaşkanı oldu. Sn Eroğlu'nu Rauf bey ile Serdar Denktaş desteklemişti. Şimdi de İrsen bey Başbakan ve Kıbrıs İşlerinden sorumlu Bakan Beşir Atalay gelecek katkının artırıldığı müjdesini verdi. Yani işler yoluna girince Ankara yardımını esirgemiyor. Acaba İrsen Küçük'ü Cumhurbaşkanı mı yapacaklar ilerde? Diye düşündüm bir an!!!