"Bizde de su var, hade bakalım"

Yayın Tarihi: 30/03/12 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

Geçitköy barajının temelleri atılıyor bugün. Türkiye'den üst düzey yetkilileri ağırlayacağız. Son zamanlarda Türkiye'den su geleceğine artık bende inanıyorum. Daha önceleri kesinlikle inanmıyordum. Çünkü her yıl Türkiye'den birileri gelir birşeylerin temelini ve açılışını yapar ve gider. O kadar. Ama her sene aynı icraat olur. Bu nedenle buna pek inanasım gelmezdi. Kıbrıs konusunun daha sert ve sıkıntılı bir döneme girmiş olmasından ötürü akdenizin mantıksal açıdan hareketlenmesini oldukça doğru ve kabul edilebilir buluyorum.

RUMUN DOĞAL GAZI TÜRKÜN SUYU

Evet, sanırım Kıbrıs hiç bu kadar sıcak bir gündeme sahip olmamıştı. Rumlar İsrail'i, Rusya'yı ve AB'yi de yanlarına alarak petrol aradı ve doğal gaz buldu. Türkiye o kadar estti, kükredi baktı dayılıkla olmuyor bu iş, olayı yine siyasetle çözeceğini anladı ve Elinde bulundurduğu en büyük silahı kullandı "SU". Evet su. Herşeyden daha önemli olan su. Geçen yıl Rum tarafının ne kadar ciddi susuzluk çektiğini, tankerle kullanma suyu getirdiğini birçoğumuz hatırlamaz ama ben hatırlarım.

Sn Beşir Atalay ile Sn Veysi Eroğlu'nun ikisinin de KKTC'ye gelecek olması ve Türkiye'nin iki bakanını da Kıbrıs'a göndererek adeta gövde gösterisi yaptığını söyleyebiliriz.

İyi de olacak diye düşünüyorum. Bazen gövde gösterisi yapmak iyidir, dosta düşmana karşı. Bugünün fotoğrafını özetle okuyacak olursa Rum'a ne kadar sert bir cevap verildiğini görürüz aslında. "Bizde su var ve buna tüm Orta akdeniz muhtaç!"

SU'YUN PROJELENDİRİLMESİ

Bugünden itibaren Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu'na çok iş düşüyor. Bu suyun projelendirilmesi gerekiyor kesinlikle. Bakan Amcaoğlu'na şu an yöneltilen en büyük eleştri bu. Türkiye'den ciddi anlamda su gelecek ve bunu nasıl kullanacağımızı, nasıl projelendireceğimiz henüz bilmiyoruz. Bunların hazırlığı bir an önce başlamalı. Eğer bu ülkeye su gelmeyecekse kimse beklemesin çözüm olmaz. Ama gerçekten bu proje iptal olmaz ve bu su gelirse o zaman çözüm de kaçınılmaz olur. İşte çözüme ne kadra uzaksak o kadar yakınız artık.

****************

KISKANILIYORLAR

Konumumdan ötürü bu konuda yazmamak için çok direndim ama artık yazmak farz oldu derler ya o hesap işte. Başbakan İrsen Küçük'ün eşi Gülin Küçük ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dt Şerife Ünverdi'nin birbirine olan yakınlıklarını konu etmek istedim. Bildiğim kadarıyla her ikisi de bu ülkenin önde gelen aydın kadınlarından. Ne geçmişlerinde ne yaşantılarında bir leke, hırsızlık, arsızlık ve kirlilik yok. Olsaydı benim gibi bir gazeteci duyardı diye düşünüyorum. Aksini düşünen varsa açsın bana söylesin!

Bir türlü hazmedilemedi Gülin hanım ile Şerife hanımın dostlukları. "ama olmuyor, hiç olur mu bir bakan ile bir başbakan eşi beraber dolaşsın ya da etkinlik düzenlesin, nerde görüldü yahu". Çok sık duyuyorum bu tür yorumları. Sanki de ikisi UBP ailesinin fertleri değil, sanki de biri rum biri türk, sanki de biri KSP'li biri UBP'li. Kardeşim bundan daha doğal ne var. Gülin hanım Başbakanımızın eşi. Tabii ki birçok faaliyete katılacak. Sizin hoşunuza gitmiyor ya da canınız sıkılıyor diye etkinliklere katılmayacak mı? Şerife hanımda UBP'nin ve bu ülkenin bakanı. Başbakanın eşiyle etkinliklere birlikte gitmeyecek mi? Bunun derdi sizi mi gerdi?

UBP ailesi içerisinde çok ciddi bir kadın dayanışması var. UBP Gazimağusa Milletvekili Afet Özcafer, Sosyal Hizmetler Müdürü de Gülin hanım ve Şerife hanım ile birlikte birçok faaliyeti katılıyor. Onları da mı hor görelim?

HAZMEDEMEYENLER!

Ama mesele başka. Mesele hazımsızlık. Kimin neden bu tür dostlukları hazmetmediklerini hepimiz biliyoruz. Hem de çok iyi biliyoruz. Birileri yazdırıyor gazetecilere. Kimin kimden ne aldığını kimin kime nasıl hizmet ettiğini bilmiyor muyuz sanıyorsunuz? Ara sıra sesinizin kaydedilip kaydedilmediği kaygısına kapılın da daha dikkatli konuşun sağda solda.

Kapı arkalarında konuşulanlar, yapılan dedikodular benim kulağıma gelmiyor mu? Hepsini bende duyuyorum ama bu ülkede konuşulacak o kadar önemli sorunlar var ki durup bunları köşeme taşıma ihtiyacı bile duymadım bugüne kadar. Tarzım da değil. Bu yazıyı da yazmazdım ama saati geldi yazıyorum.

Biri bakan biri başbakan eşi. Birlikte kadın dayanışması gerçekleştirip "özellikle toplumda sosyal risk taşıyan gençlerin, kötü alışkanlıklardan uzak tutularak topluma kazandırılması konusunda başarılı olmuş projeleri yerinde inceleyip, bunları alıp KKTC'ye uyarlamayı planlamak" suç mu teşkil ediyor Allah aşkına?

YAKIŞMAZ!

Bir bakanı çalışmalarının eksikliğinden dolayı eleştirebilir herkes. Bundan daha doğal bir şey yok. Kimse de beni eleştiriyorlar diye rahatsız olma hakkına sahip değil. Siyasettir bu. Takdir edilmek var kötülenmek var. Ama işi gücü bırakıp da büyük bir ailenin önde gelen kadınları birlikte etkinliklere katılıyor diye hakaretamiz üsluplarda bulunmak yakışık almıyor.

Biz gazeteciler öyle şeyleri duyar öyle şeyleri biliriz ki yazmaya kalksak siyasiler karılarından boşanır! Ama adap, terbiye bırakmaz. Zaten gazetecilik de bu değildir. Atarsın dedikoduyu, rezil rüsva edersin. Ama gazetecilik bu değil.

***************

ARABACIOĞLU, DP İLE TERS Mİ DÜŞTÜ

DP Lefkoşa Milletvekili Dr Mustafa Arabacıoğlu hepimizin saygı duyduğu bir siyasetçi. Pazartesi günü meclis genel kurulunun açılması yönünde UBP'ye verdiği destek çokça dedikoduya sebep oldu. Siyasi çevreler bir süre önce 3 milletvekilinin DP'den ayrılarak UBP'ye katılması DP'yi oldukça zor durumlara sokmuştu. Nisap sorunu yaşayan UBP'ye bu şekilde destek vermesi sol partilerince bir hayli eleştirildi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları