Tatar bu işi yapıyor ama piyasa hala pahalı

Ekonominin rakamlarına baktığımızda ilerlediğini, büyüdüğünü görüyoruz. Bu bana birazda hayali zengin olduğumu düşlemek gibi geliyor. Bazen kendimi buna o kadar bir inandırıyorum ki mutlu oluyorum. Ama gidip kocaman bir villa almak istediğimde villayı alacak kadar zenginliğimin olmadığını farkediyorum.

İşte ekonominin şu anda içinde bulunduğu durumda böyle. Rakamlara baktığımızda inkar edemeyeceğimiz bir iyileşme ve ilerleme var. Maliye Bakanı Ersin Tatar işleri ağır ağır yoluna koyuyor. Bunu teslim etmek lazım. Ama bazı sorunlar var ki hala aşılamadı. Örneğin vergi toplama konusu. İnsanlar vergilerini ödemek istemiyor. Bunun asıl nedeni vatandaşın parasının olmayışı. Vergi vermekten iş ola kaçan da var ama asıl sıkıntı parasızlık.

KAYIT DIŞI DOLU DİZGİN GİDİYOR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı'nın birlikte gerçekleştiridiği çalışma ve dayanışmanın olumlu sonuçları gayri ihtiyari Maliyede hissediliyor. Mali açığın hızla kapandığını rakamlara baktığımızda hepimiz görüyoruz. Ama gelin görün ki bunu ben dahi bu şekilde yazdığımda "ne maliye iyi gitmesi yahu" diyebiliyor herkes. Ve vatandaş mali yapının iyi gitmediğini düşünmekte son derece haklı.

PİYASA HALA PAHALI

Tasvip edersiniz etmezsiniz. Maliye Bakanı Tatar'ı ben başarılı bulurum. Yalnızca mali yapının değil ekonomik yapının yükü de omuzlarındadır.Cambridge çıkışlı bir adam ve profesyonel bir ekonomist. Hataları ve eksik bıraktığı konular yok mu var. Örneğin vergi toplama konusunda daha başarılı bir grafik çizebilirdi. Ya da yerli sıcak paranın dışarıya kaçmasını engelleme konusunda daha başarılı çalışmalar yapabilirdi. Bunlar önemli eksikler. Ama öte yandan baktığımızda mali yapının bir disipline girdiğini gayet rahat söyleyebiliriz. Ahmet Uzun dönemini kimse hatırlamak istemiyor. Ferdi bey birçok CTP'nin önde geleni tarafından hala Ahmet Uzun'u bakan bıraktığı için suçlanır. Benimde birkaç acı anım var ama bunu zamanı gelince anlatırım.

Vatandaş markete girdiğinde temel satın aldığı ürünlerin ucuz olduğunu görmek ister, ucuzladığını görmek ister. Bu henüz yok. Örneğin et ve süt ürünleri hala en yüksek seviyede seyrediyor. Meyveler hala pahalı. Hele tavuk deseniz o daha enterasan. Hacıali resmen kazıklıyor vatandaşı. Markette 20 TL'ye satın aldığınız çiğ tavuğu, sokaktaki kızarmış tavuk satıcısından 11 TL'ye alabiliyorsunuz. Usta bu ne fark ne kazıktır Allah aşkına?!!! Bunu bir ara oldukça geniş yazmak lazım.

İşte bütün bu fiyat dengelerinin biraz üstüne gidilmesi lazım. Serbest ekonomidir deyip baştan savarsanız, "ekonomi iyiye gidiyor" dediğinizde size koyu koyu söverler.

Vatandaşa biraz jestin zamanı gelmedi mi Sn Tatar?

*****************

ARTESA ALİHAN'IN PEŞİNE DÜŞTÜ

Bizim gazeteci Alihan'ın bir golf arabası var. Canım kardeşim Alihan Artesa'nın eline düştü ya. Vermiş arabayı tamire , Artesa demiş ki "3 bin Tlye tamir" ederiz. 3 bin tl olmuş 5 bin tl. bizim Alihan da 4 binini vermiş kalanı gelecek ay vereyim demiş, onlarda kabul etmiş ama Alihanı hergün rahatsız ediyorlarmış. Sn Şaban Emre, Alihanın arabası en nihayet bir golf yani BMW falan değil. Adama arabayı bir daha satmanın bir anlamı yok. ÇANGAR BMW'ye bu kadar para almıyor.. Biraz anlayış. Bu arada Alihan söyle bakalım İlkay Kamil kurultayda aday mı?

*************

OKUR MEKTUBU

HER SAHNEDE DANSI BECEREN BÜYÜK GAZETECİLER.

Öyleleri vardır ki adamız Kıbrıs'ın Starlarından büyük gazetecisi olarak sözüm ona tarafsız olarak vatandaşlarımıza havadis yetiştiriyorlar.

Kendilerinin kaç siyasi rol aldıklarını ve hiçbir başarı elde edemeden siyasi yaşamlarının son bulduğunu, sanki Kıbrıs Türk halkı bilmiyor. Annan Planı döneminde, kendi asıllarını unutup, sponsorlarının sesi olan bu büyük gazeteci geçinenleri, bizler unutmadık. Bügün de belli çıkar çevrelerinin sesi olma misyonlarına tanık oluyoruz.

İşi gücü bırakmışlar, kendi yakın geçmişlerinin unutmuşlar, UBP Genel Başkanı İrsen Küçük'ün şahsında, UBP'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik, hayali haberlerle provokatörlük yapmaya çalışıyorlar.

UBP'nin KKTC Devleti'nin teminatı ve en güçlü, disiplinli ve inançlı bir kitle partisi olduğunu unutma gafleti sergiliyorlar.

UBP'yi kendi şahsi çıkarları uğruna taptıkları, sözcülüğünü üstlendiklerini tapınaklara benzetiyorlar. KKTC Devleti'nin Cumhurbaşkanı'nı UBP'nin ruhani lideri olarak gösterme gayretkeşliğine soyunuyorlar.

İcazet aldıkları odakların gazeteciliğini sürdürerek, İrsen Küçük'ün üzerinden UBP Kurultayı'na yönelik bölücülük misyonu üstlenerek, İrsen Küçük – Derviş Eroğlu kavgasını körüklüyorlar.

Küçük Ailesi'nin özelinde ve siyasi geçmişinde hiçbir şaibenin olmadığı halkımız açık ve net bir şekilde biliyor.

İrsen Küçük, amcası Merhum Liderimiz Dr. Fazıl Küçük'ün siyasi mirası ile ile Kıbrıs Türk Halkının bir ferdi olarak hepimiz gibi tabi ki gurur duyuyor ve duymakta haklıdır.

Ancak İrsen Küçük bugün bulunduğu UBP Genel Başkanlığı ve Başbakanlık görevlerine, kendi mücadele azmi, hizmetleri ve 38 yıllık siyasi mücadelesi sayesinde gelmiştir. Öğprencilik yıllarında Erenköy'e çıkarak savaşmış ve varoluş mücadelesine fiilen katılmıştır.

Derviş Eroğlu'nu UBP, en yüce makam olan KKTC Cumhurbaşkanlığı Makamı'na getirmiştir. Bugün UBP'nin lideri İrsen Küçük'tür.

Kasım ayında yapılacak UBP Kurultayı'nda birden fazla adayın olması, Demokratik bir haktır. Kimin başkan seçileceğine ise bazı gazeteciler ve UBP'yi bölerek üzerinde vesayet kurmak isteyenler değil, hiçbir vesayeti kabul etmeyen, KKTC Devleti'ne yürekten bağlı UBP tabanı karar verecektir. Herkes bunu böyle bile!

Her sahnede dans edip, her dönemin adamı olan, çıkara dayalı kalem oynatmayı meziyet sanan büyük gazeteciler de, şahsi ikbal uğrundaUBP'nin içinde kavga var izlenimi yaratanlar da bilsinler ki, onlar kaybedecek, UBP ve KKTC Devleti sonuçta kazanacak taraf olacaktır.

Güven Püsküllü

*****************

İLKER ZÜĞÜRT'TEN İZMİR ÇIKARMASI

Kıbrıs Türk İşadamları Konseyi Başkanı İlker Züğürt geniş bir gazeteci kadrosuyla hafta sonu İzmir'e adeta çıkarma gerçekleştiriyor. Türkçe Olimpiyatlarına katılacak olan Züğürt ve ekibi, İzmir ve Manisa da önemli temaslarda bulunacak. İlker Züğürt başkan oluşunun ardından İşadamları Konseyi hayli bir atılım içine girdi.