DP'de tek adamlılık rahatsızlığı

Yayın Tarihi: 04/09/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Demokrat Parti'nin cumartesi sabah ki basın toplantısına çok istememe rağmen katılamadım, saati ne yazık ki benim için geçti. Ama mitingine gittim. Peşinen söyleyim ki bu yazıyı sırf Demokrat Parti'yi ya da Sn Denktaş'ı karalamak için yazmıyorum; edindiğim izlenim ve partinin alttan üstten gelen tepkilerin yansıması sonucudur.

MİTİNG SAYICA ZAYIFTI

Bir partinin gücü hiçbir şekilde yaptığı mitingle ölçülemez. Bunu daha önce de yazmıştım. Yine aynı noktadayım. Partilerin düzenlediği mitinglerin sayıca kalabalık geçmesi ancak partililerin coşmasına ve kamuoyuna daha fazla güç etkisi yayar. O kadar. Yani burada önemli olan sayıca kalabalık değil, varlık mücadelesinin devam ettiğini gösterebilmektir.

Ama sayıca kalabalığa değinecek olursak İskele-Gazimağusa'dan oldukça kalabalık partililerin keza Girne'den çokça partilinin geldiğini söyleyebilirim. Yine güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre Güzelyurt ile Lefkoşa beklenenin altında bir katılım göstermiştir mitinge. Özellikle Lefkoşa'daki katılımın hayli düşük olduğunu birçok partiliden işittim.

Bu durumda DP Lefkoşa İlçe Başkanı Kemal Öztürk'ün Lefkoşa'daki partililerle olan ilişkilerini bir daha gözden geçirmesi gerekiyor. Kemal başkan yanlış anlamasın ama hakkında sürekli şikayet duyuyorum. Kaldı ki Sn Öztürk oldukça yüksek karakter sahibi bir DP'lidir. Demek ki bir yerlerde bir şeyler eksik.

Serdar Denktaş HALA DEĞİŞMEDİ

1 Eylül mitinginin organizasyonunu kim yaptıysa oldukça hatalı yapmış. Demokrat parti'nin yakalamış olduğu ivme ve yükseliş tam anlamıyla Genel Başkan Serdar Denktaş'ın başarısı şeklinde gösterilmiş; ki hepimiz biliyoruz Merhum Kurucu Cumhurbaşkanımızın vefatı dolayısıyla Sn Denktaş uzunca bir dönem partide aktif olamadı. Serdar başkanın yokluğunda, parti başta Genel Sekreter Bengü Şonya olmak üzere tüm ilçe başkanlarınca adeta sırtlandı ve taşındı.

İşte böylesine önemli bir görev bölümünün yaşandığı dönemde Serdar Denktaş gerek bilerek gerekse birileri tarafından TEK ADAMLILIK kimliğine büründü/büründürüldü.

Gelin biraz daha inceleyelim DP'nin mitingini. Tek adamlılık derken neyi kastediyorum.

REKLAMLARDA SADECE SERDAR DENKTAŞ VARDI

Serdar Denktaş tabii ki DP'nin Genel başkanıdır ve sürükleyici odur; bu nedenle tabii ki yapılan reklamlarda en öndeki figür Sn Denktaş olacaktır. Ama ülke çapında yapılan tüm reklamlarda sadece Serdar Denktaş'ın fotoğrafı vardı. Siyaseten verilmeye çalışılan imaj "tek adamlılık" imajıdır. Kimse bunu masumlaştırmasın. Bu işlerin eğitimini almış biri olarak söylüyorum. Haa bunu Serdar başkan bilinçli mi yapmıştır yoksa genel başkan yardımcıları mı kendisini bu duruma düşürmüştür orasını bilemem. Ama billboardlarda sadece O'nun resminin oluşu tüm misyonu, başarıyı ve çabayı tüm partililerin üzerinden alıp sadece Serdar Denktaş kimliğine atfetmiştir. Son derece yanlış bir algı yaratılmış olmakla beraber partililerin çoğu bu ilanların şeklinden rahatsız olmuştur. Serdar başkan bunu iyice araştırırsa kendisi de öğrenebilir.

"İŞTE SERDAR DENKTAŞLAR" NE DEMEK?!

Mitingte ki konuşması sırasında "DP büyüyor ama Serdar Denktaş'ın ekibi yok diyenlere yanıt olarak İşte Serdar Denktaşlar" ifadesini kullanan Serdar Denktaş'ın hiç değişmediğini buradan da anlıyoruz. Bu cümleyi belki düz bir mantıkla kurmuştur ama bilinçaltında yatanın yine tek adamlılık olduğunu anlarız.

Tanrı aşkına "İşte Serdar Denktaşlar" ne demek? Orada duran her bir partilinin kendi kimliği, kitlesi ve varlığı yok mudur? Yani tutun Genel sekreterden, İlçe başkanlarına, gençlik kollarına ve tüm fertlerine kadar her birinin ayrı ayrı niteliği, kimliği, çevresi, adı yok mudur ki "İşte Serdar Denktaşlar"?

Bunu kimse masumlaştırmaz; hala nasıl bir siyasi mantıkla birinci parti olması hedeflenmektedir Demokrat Parti'nin ve sadece "Serdar Denktaş" figürünün ön plana çıkarılmasıyla bir parti birinciliğe veya ikinciliğe taşınabilir mi?

DP BU ŞEKİLDE BÜYÜYEMEZ

Demokrat parti bu ülkenin önemli bir zenginliğidir ve olmazsa olmazıdır. Ancak yalnızca Serdar Denktaş değil tüm parti başkanları "BEN" hevesinden kurtulamazsa partiler siyaseten bir yere varamaz. Ve bu mantıkla Demokrat parti de bir yere varamayacaktır. Serdar başkanın birkaç yıl önce yaptığı inanılmaz hatalar neticesinde kapanma noktasına gelmesinin ardından partinin önde gelenleri bu partiye son bir şans tanıyıp toparlamış ve yeniden halkın önüne çıkarmıştır. Ancak 1 Eylüldeki mitingde ben DP'de hala tek adamlılığın hüküm sürdüğünü gördüm; partilileriniz çok rahatsız Sn Başkan.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.