Latifoğlu: "Sendikacılık retçilik değildir"

Yayın Tarihi: 06/09/12 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+

HÜR-İŞ Federasyonu Başkanı Yakup Latifoğlu ülkemizin yetiştirdiği ve bozulmamış sayılı sendikacılardan biridir. Her ne kadar da sağ görüşlü bir sendikacı olsa da Hür-İş'in hiçbir sağ partinin arka bahçesi haline gelmesine izin vermemiştir bugüne kadar. Siyasi kimlik ile sendikacılık elbette ki örtüşür, çünkü sendikalarda ülke menfaati için siyaset yapar ama siyasilerin adamı olmazlar.

Sendikacılık bana göre zor bir dönemden geçiyor; sendika başkanlığı ne yazık ki milletvekili olmak ya da bazı siyasi emellere ulaşmak için çekinmeden sendika başkanları tarafından kullanılabilmektedir. Yakup Latifoğlu'na uzun süredir sözleştiğimiz ama bir türlü buluşup içemediğimiz kahve için dün uğradım. Oldukça önemli konular konuştuk. Kendisi de sendikacılığın olması gerektiği yerde olmadığına inananlardan. "Türkiye'deki sendikaların maddi gücü fazla olduğundan üyelerini eğitebiliyorlar ve direnme, dayanışma içinde olma bilincini öğretebiliyorlar. KKTC'deki sendikaların maalesef bu şansı yok" diyerek başladı söze.

Hükümetlere karşı eylemler ya da grevler olduğunda istenen verimin alınamamasında üyelerin bilgisizliği yatıyor aslında. Bireysel gibi görünen sorunların toplumun sorunu olduğunu unutuyoruz. Latifoğlu ülkede sendikacılığın etkinliğini kaybetmesinin ana nedenlerinden biri olarak sendikaların her sorunu retçi bir tavır içinde karşılamalarından kaynaklandığına inanıyor.

"Tüm sendikaları aynı kefeye koyamayız ama uzlaşı için değil kavga çıkarmak için masaya oturursanız o masadan tabii ki uzlaşı çıkmaz. Sırf bu mantık yüzünden birçok sendika hırsla girdiği grevlerden kasası boş çıkmıştır"

Son zamanlarda benim dikkatimi çeken yeni bir oluşum var. Toplumsal Varoluş –Barış Platform'u. Fotoğrafa ilk baktığınızda başı çekenin Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca olduğunu görürsünüz ama şahsen ben bu platformun masum olduğuna inanmıyorum.

Toplumsal Varoluş-Barış Platformu ile ilgili düşüncelerini sordum Başkan Latifoğlu'na " Hükümetin sorunlara karşı mesafeli durması ve çözüm üretmemesinden dolayı yeni çözümler aramak için bu tür hareketlerin oluşması, gün yüzüne çıkması gayet normaldir. Bildirileri elime yeni ulaştı; yönetim kuruluyla değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra katkı koyup koymayacağımızı açıklayacağız" dedi ve kısaca kapattı konuyu. Zorladıysam da ağzından pek fazla bir şey alamadım.

TOPLUMSAL VAROLUŞ –BARIŞ PLATFORM, SENDİKAL PLATFORM'UN AYNISI!

Sendikacılığın itibarının yerle bir olduğu 2011 yılını unutmak mümkün değil. 2011 yılının başlarında tüm sendikaların ve siyasi partilerin katılımıyla iki büyük miting yapılmıştı. Adeta sallanmıştı memleket. Peki sonra ne oldu? Sendikal Platform ile Hür-İŞ'e bağlı sendikalar arasında çıkan anlaşmazlıktan ötürü Hür-İş gerçekleşmesi planlanan üçüncü büyük mitinge katılmama kararı almıştı.

İş bununla da kalmayıp Demokrat parti Genel Başkanı Serdar Denktaş "Sendikal Platform'un bazı üyeleri siyasi mekanizmanın içine girmiştir. Bu nedenle bundan sonra sendikal platformun eylemlerine destek veremeyeceğiz" diyerek Hür-İş gibi yapının içinden ayrılmıştı.

Günün sonunda TDP'de Sendikal Platformu samimiyetsiz bularak ver yansın etmişti. Hiç unutmuyorum TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı'nın birlikte olduğumuz bir canlı yayında "Sendikal Platform temsilcilerine genel grev çağrısı yaptım, aldığım cevaba inanamamıştım; sendikal platform temsilcileri şimdi zamanı değil, genel greve gidemeyiz demişlerdi" diye yaşadığı acı deneyimi anlatmıştı.

Sormazlar mı adama genel greve gidip hükümeti istifa ettirme niyetin yoksa yaptığın ucuz kahramanlık değildir de nedir diye?

Şimdi o günlerden bugünlere gelelim ve Toplumsal Varoluş –Barış Platform'unu inceleyelim isterseniz. Toplumsal Varoluş –Barış Platform'u Sendikal Platformun yüz değiştirmiş halidir. İçindeki sendikalardan ve siyasi partilerden bunu net anlayabilirisiniz. Her ne kadar başı çeken Sn Osman Amca gibi görünse de arka planda Sendikal Platform'un çekirdek sendikalarının olduğunu görürsünüz.

Peki olmasın mı Toplumsal Varoluş –Barış Platform'u? Tabii ki olsun, hiç hareketsizlikten bin kat daha iyidir ama geçtiğimiz yıl neden bu hükümeti devirmek için TDP Genel Başkanı Çakıcı'nın çağrısını geri çevirdiniz? Bu sefer ki, maksat UBP Kurultayı sonrasında yara alacak Hükümeti zayıf kıstırıp erken seçime mi zorlamaktır asıl gaye? Ee bu zaten kendiliğinden olacak, ekstra bir çaba istemiyor ki?

TDP İLE DP'NİN PLATFORMDA NE İŞİ VAR?

TDP ile DP kendi kendiyle çelişmektedir. Demokrat Parti geçtiğimiz yıl nerdeyse kavga ederek terk etmişti sendikal platformu. Hatta Sn Serdar Denktaş'a sormak lazım ulusal prensipleri hiçe sayan, toplumun genelinin hissiyatından uzak yaşayan ve varlığından ötürü rahatsız olduğunuz bir Baraka Kültürün olduğu platformda Demokrat Parti'nin ne işi var?

TDP ise büyük hayal kırıklığı yaşamıştı. Şimdi ne değişti bu oluşumda?

Ben iddia eder ve derim ki Toplumsal Varoluş –Barış Platform'u bu ülkenin kaderini değiştirecek hiçbirşey yapmayacaktır. Umarım yaparlar ama bunun aynısını 2011 de bu toplum izledi ve gördü. Parti başkanları canlı yayında Sendikal Platform üyelerinin birçoğunu samimiyetsiz ve siyasi partilerin kontrolünde olmakla suçlamıştı. Şimdi ne değişti peki?

Hükümeti devirmek için yeni bir şey sunun beyler!

***************

İŞTE EROĞLU-KAŞİF DAYANIŞMASI

Yoksa tüm şans Sn Ahmet Kaşif'e mi dönüyor? Her yerde konuşulan bu. Eğitim Bakanı Kemal Dürüst tam olarak açıklamasa dahi Kaşif'i mi destekliyor? Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu önceki akşam Hasan Taçoy ve Ahmet Kaşif'in de bulunduğu bir yemek vermiş delegelere, her gün delegeler saraya çağrılıyormuş ayrıca. Reisi Cumhurun tarafsızlık prensibi yine yerle bir. Ben Cumhurbaşkanımı ülkeyi siyaseten aydınlık yarınlara taşıyacak görüşmeler ve girişimler yaparken görmek isterdim. Ahmet Kaşif'e çalışırken iddialarıyla anılırken değil. Kurultaya mesafeliyim ama beni kurultaya çekmek istiyorlar diye bir açıklama yapmıştı Derviş bey.

Bu fotoğraftan da anlıyoruz ki sn Eroğlu bağımsız ve tarafsız olması gerekirken UBP Kurultayında aleni taraftır. Ben sözün bittiği yer diyorum. Sanıyor musunuz ki Derviş bey falanca delegeyi arayıp "kaşifi destekleycen" dediğin de ve o delege de "tabii efendim" dediğin de Kaşif'i mi destekleyecek? Hep yazdım yine yazıyorum Tahsin başkan Sn Eroğlu'na karşı yarıştığı zaman Genel Başkandı ama Başbakan değildi ve % 40 oy almıştı. Şimdi İrsen bey Genel Başkan ve Başbakan, sizce kaç oy alır? Başbakan olan bir Genel Başkanın UBP'de seçim kaybettiği görülmüş müdür? Hepsi bir kenara Kurultay yarışı dediğiniz böyle mi olur?

****************

"ALİHAN" USTALARIN SENİ BIRAKMIYOR MU?

Şimdi UBP Kurultayı var ve karşı gruplardayız diye kaç senelik kadim dostum Alihan'dan vazgeçecek halim yok. Sevgili Alihan eskiden gelirdin kahve içerdik, sandüç yerdik, hepsini de bana ısmarlatırdın. Artık uğramaz oldun. Duyduğuma göre ustan Ahmet Kaşif artık bana gelmene izin vermiyormuş

.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları