Erken seçim yolu açıldı

Yayın Tarihi: 15/11/12 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Başbakan İrsen Küçük'ün UBP Genel Başkanlığı'ndaki yetkilerinin durdurulması adına mahkemeye başvuran Ahmet Kaşif davayı kazandı ve mahkeme İrsen Küçük'ün UBP'deki genel başkanlık yetkilerini sınırlandırdı. Gün boyunca yanlış yorumlandı bu karar. Başbakan İrsen Küçük hala UBP Genel Başkanı, mahkeme sadece yetkilerini sınırladı. Olay bu. Karıştırmayalım.

Mahkemenin kararına hepimiz saygı duyacağız, günün sonunda herkesin mahkemeden farklı bir görüşü vardır ve mahkeme kararını doğru da bulmayabilir. Zaten mahkeme tarafından alınan bir kararı durup da tartışacak değilim. Tabii bir hukuk devleti olduğumuzu ve bu devletin demokrasi ile yönetildiğini ve yine her bireyin konuşma özgürlüğü olduğunu, bununla beraber basının görüş belirtmekte özgür olduğunu, aksinin diktatörlüğü çağrıştırdığını hatırlatarak söze başlayım dedim.

Neticede mahkeme bir karar üretmiştir ve bundan sonrasına bakmak lazımdır. KKTC siyasi tarihinde ilk kez böyle bir durumla karşılaşıyoruz ve bu tür olaylara alışık olmayan halkımızın bundan sonraki süreç içinde nasıl tepkiler vereceğini iyi analiz etmeli ve kontrol etmeliyiz. Bu nedenle siyasilerin ve UBP önde gelenlerinin son derece olgun hareket etmesi gerekiyor.

Önemli olan parti içinde sarsılan huzurun, birlikteliğin başka kötü sonuçlar doğurmasına engel olmaktır. Gelin UBP içindeki son durumu inceleyelim ve neler oluyor, olacak bir bakalım.

BAŞBAKAN KÜÇÜK HALA PARTİYE HAKİM

Parti içi muhalefet istediği kadar laf kalabalığı yapsın, İrsen bey hala partiye hakim. Genel başkanlık yetkileri mahkemece sınırlandırılmış olsa bile. Av Boysan Boyra'nın dünkü açıklamalarını dinledim kısmen katıldım kısmen de katılmadım. UBP Parti meclisi karar üretme konusunda tam yetkili bir yapı, keza UBP MYK'sı da öyle. Bu nedenle Başbakan İrsen Küçük genel başkanlık yetkileri elinden alınmış bir Başbakan olsa dahi istediği her kararı çıkartabilecek güce sahip. Hem Parti meclisi hem de parti myk'sı kelime anlamıyla İrsen beyi destekliyor.

Yani UBP içindeki dengelerle oynamak isterseniz ille de genel başkan olmanız gerekmiyor. Özellikle son UBP kurultayında genel başkan olmayan bazı kişilerin delege üzerinde hakimiyet kurduğuna şahit olmadık mı?

Boyra'nın bu yöndeki açıklaması şöyleydi "Mahkemenin esasıyeni başlayacaktır. Partinin diğer organları kendi yetkilerine devam edebilirler. Genel sekreterin yetkileri var. Parti meclisinin karar alma yetkisi var. UBP Parti Meclisi'nde ağırlığın İrsen Küçük'ten yana olduğunu biliyoruz. Başkan yerine parti meclisi karar alabilir. Bu nedenle mahkeme kararı Sayın Küçük'ü fazla etkilemiyor".

Öte yandan Sn Boyra'nın şu söylemi de farklı bir söylem olup kanaatimce tehlikeli bir söylemdir ve bir hukukçudan çok bir siyasetçi edasıyla söylenmiştir. Av Boyra "Benim görüşüm, eğer bir ülkede Başbakanlığı belirleyen parti başkanlığı ise ve sonuçlanmayan böyle bir durumda Başbakan'ın siyasi etik açısından imzalarının meşruiyeti düşündürücüdür. 'Başbakan'ın atacağı imzaları geçerli değil, şaibelidir' diyen kimseler olmayacak mı? Örneğin, böyle bir durumda Bakanlar Kurulu şaibeli diyebilir."

Boysan Boyra gibi tecrübeli bir Hukukçunun bu açıklamasını kendisini tanıdığımdan samimi buluyorum ama zaten yangın yerine dönen bir ülkenin Başbakanına halkı önünde güvenilir olmayan, şaibeli yakıştırması yapması da son derece tehlikelidir. Herkes bunu bilir ki KKTC yasalarına göre ülkenin Başbakanının bir parti genel başkanı olma zorunluluğu yoktur. Bugüne kadar tahammüller hep öyle olsa da olası bir erken seçimde UBP'nin birinci parti çıkması halinde Cumhurbaşkanı, hükümeti kurma görevini Ahmet Kaşif'e de verebilir ama şu an UBP'nin başkanı konumuna da UBP Genel Sekreter Vekili Fuat Namsoy bakar duruma gelmiştir. Yani bu durumda Fuat Namsoy vekilliğe aday olur ve kazanırsa "UBP Başkan ve genel sekreter vekili olarak" Başbakan olma hakkına mı sahiptir? Bunun cevabı hayırdır. Reisi cumhur tahammülleri çalıştırma zorunluluğuna sahip değildir.

Bunun da ötesinde Başbakanın atacağı imzalar ve karar üretecek bakanlar kurulu nasıl şaibe altında olabilir ki? İrsen Küçük, bu ülkenin yasalarına göre Başbakan değil midir? Kim ne zannederse zannetsin, birilerinin ya da abartılmış kamuoyu düşüncesine bakılarak bir ülkenin kaderi tayin edilebilir mi?

İVEDİ ERKEN SEÇİM

İkinci kurultay yapılsa ve Ahmet Kaşif Genel başkan seçilse dahi Başbakan İrsen Küçük istifa etmediği sürece Anayasa'ya göre bu ülkenin başbakanıdır. Aynı kabine ve mevcut yapıyla gittiği yere kadar bu işi götürebilir. Ama zaten parçalanma evresine giren ve kendi kendine rezil edilen bir UBP'nin şu an yapması gereken tek şey erken seçime gitmektir. Başbakan İrsen Küçük en ivedi şekilde erken seçim kararı alıp hükümeti erken seçime götürmesi gerekir. Bunun sonuçlarının ağır olacağını hepimiz biliyoruz. UBP olası bir erken seçimden ciddi yaralar alacaktır ama bu saatten sonra kimsenin partide birbirine bakacak yüzü de kalmadığına göre, en mantıklı yol erken seçime gidilmesidir.

Şunu da söylemeden edemeyeceğim. Diyelim ki ikinci kurultay yapıldı ve Sn Kaşif Genel Başkan seçildi. Kendini desteklemeyen bir parti meclisi ve myk ile erken seçime gitse de gitmese de nasıl partiyi yönetecek. Parti meclisinin ve myknın kararları başkanın da üzerinde. Olaya hiç bu açıdan bakıldı mı acaba?

Sonuç olarak, Muhalefetin üzerinden toz kaldıramadığı koca partiyi menfaat uğruna bitirenlerde kendilerine birer gazoz ısmarlasın.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.