Eroğlu, Kaşif için destek istememiş

Yayın Tarihi: 28/01/13 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Geçtiğimiz gün Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun UBP'li bir grup delegeyle Cumhurbaşkanlığında yemek yediğini ve diğer delegelerden hayli tepki gördüğünü yazmıştım. Bu konuyu tekrar ele alma ihtiyacı hissediyorum. O toplantıya katılan bir delegeyle konuştum bugün. Bakın aynen aramda geçen diyaloğu aktarıyorum.

"yemekte bende vardım", nasıl geçti, heralde Kaşif'e destek istedi Sn Başkan, "inan ki ne İrsen beyi kötüledi ne Kaşif'e destek istedi", Cumhurbaşkanı olmasına rağmen Derviş bey hala tarafsızlık ilkesini takmıyor, "organik bağı olduğunu düşünüyor, yapacak bir şey yok".

Evet adı bende kalsın UBP'li bir delegeyle yaptığımız konuşmaydı bu. İnanmak isterdim. Neticede UBP kurultayı yapılacak ve bitecek. Kim kazanırsa kazanacak. Buradaki asıl mesele bu mantık ve bu hırsla hiçbir şekilde UBP'nin yoluna gidemeyeceği gerçeğidir. Erken seçim olur olmaz; bu kadar müdahaleden sonra siz bu partinin mayasını bozarsınız, direnci ve olaylara karşı heyecanı kalmaz partinin.

EROĞLU'NA ÖNEMLİ BİR SORU

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu neticede bu ülkenin Toplum lideri pozisyonunda bir siyasi. Kişiliğiyle hiçbir problemim yok. Benim anlam veremediğim ve ısrarla sorduğum şu soruyu bir kez daha sorma ihtiyacı hissediyorum. Beni arayıp yanıtlamaz, mektup da göndermez bari bir açıklama yapar diye soruyorum. Reisi Cumhur tarafsız olma mecburiyeti varken neden hala bir partinin içişlerine müdahale eder ve seçimini etkileme gayretine girer?

Bakın sorum çok basit ve net. Umarım bir şekilde Cumhurbaşkanımız bu soruyu yanıtlar. İrsen Küçük Hükümeti kötü ve Ahmet kaşif gelince düzelecek derseniz eğer sadece gülerim. Kaşif kabinenin bir parçasıydı düne kadar ve kabinenin yarısından çoğu Derviş beyin bıraktığı kabine.

Hani peşinen yazayım dedim, olurda Reisi Cumhurumuz bu yanıtı vermesin. Neden UBP'nin kurultayına müdahale ediyorsunuz? Bakın çok basit.

Diyelim ki Ahmet bey kurultayı kazandı. Ne olacak? O'nun da mı cebinde formül var ve çıkıp uygulayıp ülkeyi cennete çevirecek? Derviş bey Başbakan olurken bu sözü vermişti, imza da atmıştı sendikaların toplum sözleşmesinin altına. Siyaset işte geçti gitti diyeceksiniz de unutmuyor kimse artık.

Biliyorum böyle yazınca kötü yazar oluyorum ama Cumhurbaşkanımız bu Hükümete ya da organik bağı olduğunu iddia ettiği UBP'ye eğer yardım etmek istiyorsa bütünleşmesi için yardım etsin, ağabeylik yapsın.

Bu parti dağılırsa feriştahı gelse toplayamaz artık. Ferdi bey iyi saatte olsun bir sözü geldi aklıma. Bazen konuşmasına başlarken "UBP bu ülke için bir değerdir, CTP, DP bir değerdir" diye başlardı.

Bu değerleri öldüren olmayın derim ben.

***************

DPÖ'YE GÖRE ÇATALKÖYLÜLER DE ÇOCUKSUZ YAŞIYOR

Son birkaç gündür DPÖ'yi eleştirmek farz oldu. Eleştirmemek mümkün değil çünkü şu seçim işinde çok sağlam yanlış yapıldı, ali Cengiz işi döndü. Hafta sonu Çatalköy Belediye Başkanı Mehmet Hulusi ile buluştuk. Gönyeli Belediye Başkanı Ahmet Benli ile yaptığım söyleşiyi okumuş.

"aynı dertten muzdaripiz" dedi ve başladı anlatmaya. Hakikaten DPÖ sayımda bu yanlışları nasıl yaptı hala anlamış değilim. Hulusi başkanın verdiği resmi rakamları paylaşıyorum sizinle. Gelin DPÖ'nün yaptığı komik yanlışı birlikte değerlendirelim.

SON SAYIMA göre Çatalköy'ün nüfusu 6548, hane sayısı ise Üç bin. DPÖ'nün bu verisine göre her evde yaşayan insan sayısı 2,1. Yani Çatalköyde de her evde iki kişi yaşıyor. Ya çocukları yok ya dul ya da yalnız yaşıyorlar anlamı çıkıyor bundan. Hepimiz biliyoruz ki böyle bir durum yok.

Halbuki DPÖ'nün ülke genelindeki hane başına düşen nüfus sayısı 3,15. Bu rakamdan yola çıkarsak Çatalköyde yaşayan insan sayısının 9450 olması gerekiyor 6548 değil.

Nüfus oranları belki çok basit ve gereksiz bir konu gibi görünüyor olabilir ama her belediye nüfus oranına göre Hükümetten katkı alıyor. 9450 nüfusun katkısı ile 6548'in katkısı haliyle bir değil.

Hafta en az bir defa belediye başkanlarına kahve içmeye giderim. Bu konuyu mutlaka yeniden gündeme getireceğimden DPÖ'den bu işin mantığını izah eden bir açıklamanın bana gönderilmesi gerekiyor.

**************

BUNA TEŞKİLAT TOPLANTISI DENİLİYOR

Önceki akşam geniş katılımlı bir toplantı sonrasında yemekte buluştuk Beyarmudu Belediye Başkanı İlker Edip ve Başbakan İrsen Küçük'ün Mağusa kanadı Gürsel Uzun ile birlikte. Yemekte toplantı sonrasında aramıza katılan muhtarlarda oldu. Uzun uzun kurultay ve sonrasını konuştuk. Masadaki tek gazeteci ben olunca bütün soruları sormak bana düştü. Ben kurultayın yapılacağını biliyorum ama birçok delege buna gerek bile görmüyor. Bu arada İlker başkan , Oktay başkanın tıkadığı dereleri açabildiniz mi?!

*************

BİZ AZALIYORUZ

Şu vatandaşlıklar konusu çok konuşulacağa benziyor daha. İçişleri bakanı Çavuşoğlu dürüst bir açıklama yaptı ama bol tepki alacak bu konuda. Vatandaş olma hakkı kazananlara tabii ki vatandaşlık vereceksiniz bunun kaçarı yok. Şahsi fikrim hiç kimseye vatandaşlık verilmemesi ama Hukuk devletinde yaşıyoruz bu nedenle yasalar uygulanacak. Benim asıl marazım Kıbrıs Türkü olarak bizim azaldığımızdır. Irkçılık anlamında söylemiyorum bunu; Hükümet Kıbrıslı Türk gençlerin göç etmesini durdurmalı. O zaman askerlik yapacak genç de bulursunuz, ekonomiye katkı yapacak insanda.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları