Reformlar O'nun işi

Her zaman buna benzer girişler yapılır Yakın Doğu Üniversitesi konu edileceğinde; "bir zamanlar neydi de ne oldu" tarzında ama ne zaman YDÜ ile Suat Günsel'i kaleme alacak olsam hep Yakın Doğu'nun ilk halleri yaşamsal savaşını verişi, büyümesi ve bugünkü halini almasa bir şerit gibi geçer gözlerimin önünden. Uzun yıllar Dikmen de kaldığım için her gün Lefkoşa-dikmen arasında mekik dokuyan biri oldum haliyle. Bundan ötürü en azından dış bir gözlemci olarak YDÜ'nün nasıl büyüdüğüne en yakın tanık olanlardan biriyim.

Tabii ki bahsettiğim fiziki büyüme, yani fakülteler yapıldı, binalar dikildi, hastane yapıldı ve dahası. Asıl mesele bunlar değil . Araziler içine yapılmış binalar ve içlerinin öğrenci dolması değil asıl mesele.

Yalnızca toplumda da değil Türkiye de ve dünyanın diğer ülkelerinde yarattığı etkileşim, imaj, ulaşılabilirlik ve kalitesini düşünüyor ve anlama çalışıyorum YDÜ'nün.

Elbette büyümesinde ve dünya da KKTC'yi tanıtan temsil eden başlı başına markalaşan ve adı anıldığında KKTC'yi de hatırlatan bir üniversite olmasının ötesinde devrim niteliğindeki fikirleri ile bugün bu toplumun sahip olduğu bu servet Suat Günsel'in imzasını ve gölgesini taşır.

Bütün cesurane ve çılgın fikirlerin altını kaldırın bakın Suat hocanın adı yazar orada. Son zamanlarda daha fazla konuşma fırsatı bulduğum için Suat hocayı artık daha iyi ve daha farklı anlayabiliyorum.

Yaptıklarını, yapıyor olduklarını anlatıyor hoca ama yapacaklarını anlatmıyor. Bazen ne kadar heyecanlansa da konuşurken kendini iyi kontrol edip ülke için ülke adına yapacaklarını anlatmıyor, söylemiyor.

Yüzyılın en büyük icadı olarak internet kabul edilir, peki Kuzey Kıbrıs'ın sahip olduğu 1974 sonrası en büyük icat nedir? Yani tam 40 yıldır sahip olduğu icat nedir? YDÜ Üniversitesi değil tabii ki YDÜ Hastanesidir, peki Kıbrıs Türk halkının 40 yıldan buyana yaşadığı en büyük devrim nedir diye sorsak, şüphesiz ki Yakın Doğu Üniversitesi'nin, 1112 halk kütüphanesi için, kullanıcı sayısı, bibliyografik kayıt sayısı ve kullanacak kütüphane sayısı bakımından - lib-web-cats verilerine göre bu güne kadar yapılmış en büyük özgür kütüphane yazılım projesini Türkiye'ye hediye etmesi, dolayısıyla KKTC'ye hediye etmesidir.

Fotoğrafta Milli eğitim bakanımız Mutlu Atasayan'ı da görmek isterdim doğrusu. Ankara da yaşanan dünkü olayı anlamayanlar biraz araştırırlarsa Suat Günsel'in hem iki ülkeyi birbirine bağladığını hem de her iki ülkeye eşsiz bir olanak sunduğunu anlayabilir.

Ankara da dün yaşanan bu tarihi olaya yerinde tanıklık etmek isterdim ama şartlar uygun olmadı ne yazık ki.

Suat Hoca der ki "bu ülkede kök salmayı isterim, kökleşmek isterim", bunu söylerken sanki tüm Kıbrıslı Türklerin içindeki telaşa tercüman olur gibi söyler. Her ülke değerleriyle övünür ve anılır dünyada, bizim de Suat hocamız.

Selamlıyorum sizi Hocam…

***************

TİCARETLE UĞRAŞAN ADAYLAR BAŞARIYA UZAK

Lefkoşa Belediyesi'nin seçim yarışı gün geçtikçe kızışıyor, tabii genel bir yargı yerleştiğini görüyorum adaylarla ilgili yapılan propagandalarda. adayların birçoğunun özel hayattaki i alanlarındaki başarıları örnek gösteriliyor. Bunu en çok CTP yapıyor tabii. Çünkü CTP'li belediye başkanlarının birçoğunun özel işletmesi var ve bu iş yerlerinden iyi paralar kazanıyorlar. Peki bunun neresi yanlış ya da hatalı, ilk önce baktığınızda hiçbir noktası hatalı ya da yanlış gözükmüyor ama gelin görün işte öyle değil. Özellikle Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın ile ilgili olarak Sayıştay raporu geçti elime dün. İhaleye çıkılmaksızın ve belediye meclis üyelerinin onayı alınmaksızın 11 milyonun üzerinde ödemeler olmuş bazı işletmelere. Resmi belge var elimde arzu edene gösterebilirim. Sümer Aygın'ın kendi işyerinden de yasal zeminde belediyede kullanılmak adına aldığı mallar var. Belki bu yasak değil ama siyasi etiğe sığmıyor. Dün bir meslektaşım bana Mağusa Belediye Başkanı Oktay kayalp ile ilgili hayli kabarık bir Sayıştay dosyası gördüğünü ve bana istersem verebileceğini aktardı. Hakikaten varsa bu raporları görmek isterim, Oktay beyle ilgili bu tür Sayıştay raporlarının olduğuna inanmak istemem açıkçası.

Yani CTP'li belediye başkanları evet çalışıyorlar ama yanlış ve kural dışı yaptıkları işler olduğunu da Sayıştay belgelemiş bulunuyor. Kadri beyi tanırım, insan olarak mükemmel bir insandır ama keza Kadri beyin de kendine ait ve ortaklığının bulunduğu işletmesi var, kimse yanlış anlamasın demiyorum ki Kadri bey de Sümer beyin yaptığı gibi belediyenin parasını kendi iş yerinden mal satın almak için kullanacak. Zaten Sümer başkanda bunu yasal olarak yapmış ama siyaseten kesinlikle etik değil!

Anlatmaya çalıştığım ticaret ile uğraşan her aday bugüne kadar bu tür olumsuz davranışlar sergileme durumunda kaldılar ve muhtemelen bundan sonra da kalacaklar. Tabii ki basın olarak bu tür şeylerin takipçisi olacağız.

Kadri beyin ekibinin yerinde ben olsaydım daha farklı argümanlarla propaganda yapardım. Şu an bu yarış DP-CTP-UBP arasında yakın yakına geçiyor ve önümüzdeki haftaya bu üç adaydan herhangi birinin kabarık dosyaları ile girilmesi halinde bu rekabet iki parti arasına düşecek..