Cumhurbaşkanlığı makamı yıpranıyor

Yayın Tarihi: 25/06/13 07:00
okuma süresi: 9 dak.
A- A A+
Aslanbaba konusuyla ilgili yaşanan olayların vahametinin ne kadar farkındasınız bilmem ama çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Toplum olarak ar duygumuz mu kayboldu nedir bilmiyorum; hiçbir şeye gereken önemi vermeden yaşıyoruz. Ejder Aslanbaba'nın ses kayıtlarını önceki gün pür dikkat dinledik, yapılan çözümleri okuduk ve dünün manşetlerini süsledi bu kayıtlar

İnsanın peki şimdi ne olacak sorusunu sorduktan sonra "galiba hiçbir şey" diyesi geliyor. Çünkü bu memlekette pek bir şey olmuyor bu tür konularda, sineye çekiliyor her şey. İster istemez Ejder Aslanbaba ile Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu arasındaki diyaloglara takıldı aklım; Derviş beyin kadrosuyla olan konuşmalar da işin cabası; onlara girmeme gerek yok.

Aslanbaba ile Derviş bey arasında yaşanan diyaloglara Derviş beyden herhangi bir açıklama gelmedi; yalanlama da olmadı. Bu denli ciddi iddiaları hani iddia diyelim her ne kadar ses kayıtları ortada olsa da olay mahkeme sürecine taşınıp bir sonuca bağlanmadıkça iddia diyelim.

Hali hazırda hem Kaşif'in hem de Denktaş'ın yalanlamaları var bu konuda, tabii kapı gibi duran bir de ses kayıtları. Siz varın hangisine inanırsanız inanın.

EROĞLU HALA ASLANBABA'YI YALANLAMADI

Aslanbaba'nın Derviş bey ile DP-UG konusundaki konuşmalarını okuduğunuzda ister istemez üzülüyor insan. Neticede Derviş bey bir Cumhurbaşkanı, Devlet lideri, toplum lideri, değer verdiğimiz bir insan; bir Cumhurbaşkanının kendi görev ve yetki alanlarını aşarak sürekli başka partilerin içişlerine müdahil olması hiçbir şekilde kabul edilebilir bir durum değil.

Evet, hepimiz Derviş beyin UBP ile olan ilişkilerini biliyoruz, bunu tasvip etmesek ve eleştirsek dahi Derviş beyin UBP'ye yıllarını vermesinden ötürü bir duygusal bağının olmuş olmasını yadırgayamayız, bu Derviş beye haksızlık olur. Ama gelin görün ki iş UBP'nin bölünmesi, UBP vekillerinin başka bir partiye angaje edilmesinde rol alma iddialarının toplandığı bir makam olmamalıydı Cumhurbaşkanlığı makamı.

Meclisin Pazar günkü oturumunda UBP Genel başkanı İrsen Küçük'ün, Aslanbaba'nın rüşvet aldığını iddia ettiği paraları ve ses kaydını ibraz etmesinin ardından salonun boşalması ve İrsen beyin basın mensuplarına dönerek "Cumhurbaşkanı Eroğlu'nun oyunlarıdır diye bağırması" oldukça yaralayıcıdır.

Ama İrsen bey adına değil UBP'ye yıllarını vermiş ve UBP tarafından Toplum lideri yapılmış Derviş bey adına yaralayıcıdır. Koca parti ne hallere düştü ya da düşürüldü.

Tabii ki sanmayın bu sadece UBP için geçerlidir. Aynı bölünmüş şu an DP'de had safhadadır, CTP'de zaman zaman bölünme noktasına gelir ama onların sosyalist disiplini buna izin vermez.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanı Eroğlu , Aslanbaba'nın ses kayıtlarına bir cevap vermelidir, yalanlamalıdır, kabul etmelidir ama bir yanıt vermelidir. Suskunluğu kendisini kabahatli durumuna sokar. Günün sonunda Cumhurbaşkanlığı makamı UBP'nin birinci kurultayından beri yara almaktadır ve yıpranmıştır. Yıpranmasına Derviş beyin izin vermemesi gerekirdi diye düşünüyorum, partilerin iç yapısına bu kadar fazla müdahil olmamalı diye düşünüyorum.

Hepsinden de önemlisi DEĞDİ Mİ ?

************

SUAT DURDU "UBP'NİN GENÇLEŞECEĞİNE İNANIYORUM"

UBP'nin içinde oldukça uzun bir geçmişi olan İşadamı Suat Bora Durdu ile dün buluşup bir kahve içtik. UBP'de önemli görevlerde bulunmasının yanında partinin büyümesi adına önemli bir mücadele verdiğini öğrendim. Suat beyi aslında ben iyi tanımıyormuşum, sohbetten sonra konuştuğum birkaç meslektaşım önemli bir siyasi kişiliğe sahip olduğu söylediler bana.

UBP'nin mağusa listesinden aday, her ne halse en sona konulmuş ama kendisi seçimi kazanacağına yürekten inanıyor "kazanmasam da partime faydam olacak, iyi bir almasına yardımım olacak" diye de ekliyor konuşmasına. İlk izlenim olarak kazanacağına toz pembe inanmış bir aday havası yaratsa da bende sonrasında Suat beyin ciddi bir siyasi geçmişe sahip olduğu ve mağusa da geniş bir çevresi olduğunu anlıyorum.

Bilhassa Mağusa da seçimlere katılmayan ancak bir işaretiyle seçim sonucunu etkileyecek dostlukları olduğunu idrak ediyorum konuşmasından.

Siyasette gençleşmenin yaşanmasını savunanlardan "Genel başkanım İrsen Küçük'ün son çıkışlarını takdirle izliyorum. UBP'nin gençleşmesi ve yenilenmesi gerektiğine yürekten inanıyor ve şu an verdiği mücadele buna dair. İrsen bey gibi ben ve benim gibi genç adaylar da kitle partisi olan UBP'nin gençleşerek büyüyeceğine inananlardanız. Bu nedenle Genel başkanımızın UBP gençleşmeli ve büyümeli vizyonunu destekliyoruz. Açıkçası ben seçimi kazanacağıma inanıyorum, bu konuda iddiam var ama diyelim ki kazanmadım, partime kazandıracağım oylar da beni ayrıca mutlu edecek çünkü bu ülkenin geleceğini doğru olarak şekillendirecek tek partinin UBP olduğuna inanıyorum" dedi ve uzun uzun siyasi serüvenini anlattı.

İyi çalışırsa genç bir vekil olarak onu yakında mecliste görebiliriz.

******************

AV SAYIN'IN BAŞINA GELENLERİ BİR OKUYUN

Av Said Sayın dostum anlatıyor "Bugün bir sebepten dolayı Lefkoşa'da Elektrik Dairesine gittim.. Elimdeki dilekçeyi vereceğim arşivi ararken bir kadın memure eliyle sağ kapıyı işaret etti. İşaret edilen odadaki memur bey o sırada radyoda bir şeyler dinliyordu.. Ben "dilekçe" der demez, eliyle sol kapıyı gösterdi, yarım ağız da bir şeyler mırıldandı, duyamadım. Soldaki kapıdan girince 4-5 memur daha gördüm, kapının girişindekine "dilekçe" der demez gözleriyle en sonda oturan yaşlıca memuru gösterdi. Oradaki yaşlıca memur yanındakiyle gayet güzel konuşurken beni görünce sustu, yüzü düştü. Mırıldanır gibi "evet" der demez "dilekçem var" dedim. Bu defa mırıltı homurtuya dönüştü. Homur homur bir şeyler der ama anlamam! Her neyse, oturdu kaydı yaptı. Koskoca dairede 3 kelime konuşanım çıkmadı, 3 sayfalık dilekçeyi (üstelik yasal gerekçeli) kim okuyacak çok merak ederim! Ayrıca Homur da homur!"

**************

Okur mektubu

Mete Tümerkan karar vermeli...

Bir BRTK çalışanı Kamu görevlisi olduğu için ismini vermeden kurum müdürü Mete Tümerkan'la ilgili açıklamalarda bulundu.

"Mete Tümerkan'ın seçim yasakları öncesi BRTK Müdürlü olarak atanması çok konuşulmuştu. BRTK Müdürüğüne atanmadan önce yıllardır BRTK çalışanı olan Tümerkan uzun yıllar sürekli kanun tanımazlığı ile gündeme gelmiş ve çalıştığı kurumun yönetim kurulu üyeleri, müdürü, çalışma arkadaşları ve en önemlisi toplumun gözünün içerisine bakarak kamuda ikinci iş yasağına aykırı davranarak devlet memuru olduğu halde gelir elde ettiği birçok işi birbirlerinin imkanlarını kullanarak yürütmüştür.

Tümerkan, Demokrat Parti'nin hükümette olduğu dönemlerde DP'li, CTP-BG'nin hükümette olduğu, BRTK Müdür Yardımcısı olarak atandığı yıllarda CTP'li ve en son BRTK Müdürü atandığı yıllarda UBP'li. Siyasi görüşü kişisel çıkarları ile endeksli ve değişken olan Tümerkan BRTK Müdürü atandığı günden beridir halen bunu idrak edemediği konusunda sayısız eleştirilerle karşı karşıya kalıyor.

Kamu görevlisi olduğu yıllar içerisinde bir de haber sitesinin sahibi olan Tümerkan, maruz kaldığı eleştiriler üzerine sitenin künyesinde iki oğlunun ismini kullanarak kendisini kamufle etti. Her iki oğlunun da İngiltere'de halen üniversite öğrenimi görmelerinin hesaba katılmayacağını düşünen Tümerkan, hizmet ettiği, maaşını aldığı ve devletten kazandığı bu parayla çocuklarını İngiltere'deki eğitimin sağlamasına imkan veren devleti kandırdığı gibi çocuklarını da bu yanlışa alet etti. Yine kamu görevlisi olduğu yıllarda birçok sivil toplum örgütünün aylık gazetelerinin basımını üstlendi.

Tümerkan BRTK Müdürü olarak atanmasının öncesi ve ardından bir gazetede köşe yazısı yazıyor, yine ayni gazetede kayıt dışı çalışıyor. Tümerkan, bu gazetede sadece köşe yazısı yazdığını ve buna karşılık bir kazanç elde etmediğini söylese de buna kimsenin ikna olmadığı aşikardır. Tümerkan bu gazetenin tüm kabullerinde ve ziyaretlerinde bir fiil bulunması da bunun göstergesidir."

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları