Denktaş Genel Başkanlığı bırakma sinyali verdi

Yayın Tarihi: 28/06/13 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Kıbrısın Kuzeyinde yaşanan siyasi sürekli kavga edip barışan sevgililere benzetiyorum artık. Yazıma her başlayacağımda konuların neresinden tutsam diye sıkıntı çekerim. Bunun sebebi de konuların ve insanların aynı oluşu ve topluma hep aynı rahatsızlığı vermeleridir.

Aslanbaba ile DP-UG'nin birbirine girdiği rüşvet konusu belki gündemi önemli ölçüde doldurdu ama Aslanbaba'nın ses kaydı yapması ve bunu kamuoyuyla paylaşması üzerine bu kadar irkildik ve rahatsız olduk. Peki bugüne kadar yok mu başka ses kayıtları, başkalarının sesleri kayda alınmadı mı, eminim ki onlarca ses kaydı vardır. Bakınız Serdar başkan benim elimde de ses kaydı var dedi. Önemli siyasi mevkilere sahip insanların elinde de ses kayıtları var. Eee peki sonuç? Sonuç şu; ses kayıtları ortaya çıkarsa herkes yanar, bu nedenle ses kayıtları şu an çekmecelerde kilitli duruyor.

Her hükümet döneminde bu ve buna benzer şeyler duyarız. Hatta ismine kadar hangi bakan ne yedi onu da duyarız, bu o kadar net bir bilgidir ki ses kaydını dinlememenize rağmen ya da videoyu izlememenize rağmen inanırsınız. Peki ya sonrası? Dedim ya işte sonrası yok. Çünkü siz eğer falanca ses kaydını yayınlarsanız falanca da sizin ses kaydınızı yayınlama ihtimali var.

İşte siyasiler bu korkuyla tedbir alırlar ama savunmada beklerler ama kimse kimseye taş atmaz. Bir Aslanbaba deşifre etti rüşvet meselesini, konu zaten yargıda; o da kaybedecek bir şeyi olmadığı için. Aslanbaba eğer kendisinde siyasi bir gelecek görseydi bunu yapmazdı, ya da kandırılmadığını düşünse yine yapmazdı.

Ses kayıtlarında öyle ibareler var ki neresinden tutsak elimizde kalıyor; utanç verici mi? Evet çok utanç verici ama daha neler vardır utanç verici kimler hakkında kim bilir?

Serdar Denktaş SÖZÜNÜ TUTACAK MI?

Serdar başkan dün katıldığı bir televizyon programında DP-UG eğer birinci parti çıkmazsa genel başkanlıktan istifa edeceğini ve geri kalan süresini sade bir vekil olarak geçireceğini açıkladı. Bunu mantıklı bir şekilde de izah etti. Etti etmesine ama DP-UG'nin birinci parti çıkmayacağını herkes biliyor. Bu partinin bir patlama yapmayacağından kendi de emin; peki o zaman neden istifa edeceğini açıkladı?

Diyelim ki DP on vekil çıkardı ve koalisyon ortağı olma şansı yakaladı, başbakan yardımcılığı istemeyecek mi? İşte istemeyeceğini açıkladı.

Açıkçası ben Serdar başkanın söylediğinin arkasında duracağına inanmıyorum, boşta bulunup çok şey açıkladığına şahit olmuşuzdur . yani 28 Temmuzda DP-UG birinci parti çıkmazsa DP artık yoluna Denktaş'sız devam edecek. Sorun bir kendinize olabilir mi böyle bir durum? Sorun bir!!

Ne cevap aldınız?

Serdar başkanı sosyalizme benzetiyorum, sadece kitaplarda ve teorikte güzel ama uygulamaya kalktığınızda dünyanın hiçbir yerinde başarılı olmamış bugüne kadar. Serdar başkanı dinledim dün; daha önce de çok dinledim. İnanılmaz akıcı ve inandırıcı olan üslubuna kapılıyorsunuz. Yahu diyorum kendime ben bu adamı dinlediğimde kendimi buluyorum ama gelin görün ki Serdar başkanın yaptıklarına baktığınızda kelime anlamıyla siyasete yeni girmiş birini görüyorum. Bir insan partisini defalarca kez kapatma noktasına getirecek hatalar yapabilir mi?

Tüm partililerini karşısına alabilecek kadar gözü dönebilir mi? Demokrat partide şu an yaşananlar bu saydıklarım. UG'yi boşverin; onlar seçilip UBP'ye geri dönecekler, dönmek zorunda kalacaklar.

Bu sözümü unutmayın!


***********


İLHAMI SAHİPLENMEK

Nasıl ki Cuma sohbetlerini kaçırmayız aslında Suat Günsel'in ofisine de hafta bir saat uğramak gerekiyor. Ülke içi siyaset ve diğer sorunlar o kadar bir motivasyonumuzu bozuyor ki her şey kötü gidiyor sanıyoruz. Geçtiğimiz gün bir meslektaşımla birlikte Suat hocaya kahve içmeye uğradık.

Yakın Doğu Üniversitesi'nin ya da Suat hocanın aldığı ödüllerden bahsedecek değilim. Zaten bu haberler sürekli basına dağıtılıyor. Bir saatlik bir kahve sohbetinde size öyle şeyler aşılıyor, öyle şeyler anlatıyor ki Hoca; bir çok önemli noktayı kaçırdığınızı fark ediyorsunuz. Neticede biz gazeteciler yapacağımız olumlu ya da olumsuz daha doğrusu maksatlı haberlerle insanları kötü ya da iyi etkileyebiliyoruz.

Evet bir gerçek var ki Yakın Doğu Üniversitesi son bir yıldır son derece ciddi başarılara imza atıyor, aldığı altın ödüllerden tutun da üst sıralamalardaki yerini almasına kadar. Önemli bir mesele midir peki tüm bunlar? Evet önemlidir ama asıl önemli mesele bunlar değil. Başarıyı devamlı ve mutlak kılabilecek asıl konuyu anlattı bize Hoca. Sanırım o bir felsefe ustası, açıkçası bana Diderot'u hatırlatıyor. Her ne kadar kendisine Sokrates ödülü verilecek olsa da felsefeciler bilir Diderot çok önemli ve yenilikçi görüşlere sahip bir felsefe ustasıydı.

Tam da Suat hocanın YDÜ ve ülke insanı adına ilham kaynağı olduğunu söylemeye başlamıştım ki kendisi daha önemli bir konuyu dile getirdi "sahip olmak".

Nedir sahip olmak? Örneğin Türkiye Başbakanı Erdoğan, yeni bir Türkiye yarattığından ve Türk halkına ciddi bir refah düzeyi sunduğundan Türkiye'nin manevi anlamında sahibi gibidir. Birçok konuya karışması ve tepki toplaması bundandır. Babamıza ya da annemize de tepki koymaz mıyız ki çoğu zaman biz haksız olmamıza rağmen. Sahip karışır ve yanlışı doğru yapar. Eğer güçlü bir sahibiniz olursa gelen geçen size vurmaz, vuramaz.

İçinizden sahip de nerden çıktı, biz özgürüz demeyin. Bu gerçekten farklı bir konu. Yaşadığımız şu ülkeye bakın. Sizce bir sahibi var mı? Var mı? Varsa kim? Biz miyiz? Siyasiler mi? Yabancılar mı?

Cevap hiçbiri beyler. Eğer bu ülkenin bir sahibi olsaydı böyle mi olurdu. Yolları darmadağın, suç oranları fırlamış, gelişmemiş ve çirkin binaları, yeşili düzeni hiç ama hiç yapılmamış.

Eğer bir sahibi olsaydı bu ülkenin bu ülke de yaşamaktan mutlu olurduk. Şimdiii; Yakın Doğu'nun bir sahibi var Suat hoca; teknik sahibi değil ama ilham kaynağı ve manevi sahibi; çekin alın hocayı oradan, taşların hepsi düşer. Diğer kadrolara ayıp mı oldu bunu yazınca; ee hade yollayın hocayı tatile bir yıl bakalım noluyor.

Tayyip beyle ilgili şikayetler çok bu aralar; hade Yollayın Tayyip beyi 1 yıl tatile bakalım Türkiye'nin ayarı nasıl bozuluyor.

Kıbrıs'ın kuzeyine ilham olacak bir lidere, sahibe ihtiyaç var. Kapısı büyük ve ihtişamlı, kapısı herkese açık.. Bilmem anlatabildim mi?

Sokrates "Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, cehaletin bedelini hesaplayın".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları