BRT'deki yayın

Yayın Tarihi: 23/07/13 07:00
okuma süresi: 8 dak.
A- A A+
Hükümette danışmanlık yapan gazeteciler ikisinden birini seçsin diye her fevaran kopartıldığında şöyle bir bakarım kimdir bunları yapan diye. Cevap vereyim mi derim kendi kendime; sonra kaleme alan meslektaşıma bakarım "o da filanca belediyeden danışmanlık adı altında iyi paralar kazandı" diye söylenirim ve yazmaya da gerek duymam. Çünkü bu konularda gazetecilerin birbirine düşmelerine, kavga etmelerine karşıyım. Herkesin gücü vardır ve kavga edebilir ama yakışmaz. BRT'de önceki akşam abimiz Hasan Erçakıca'nın sunduğu programın tekrarını izleme fırsatı buldum dün. Erçakıca her zaman takdir ettiğim bir gazetecidir. Vakit bulsam ve peşine düşsem; meslek adına ondan çok şey öğrenebileceğime eminim. İnanılmaz bağlantıları da olan bir gazetecidir.

DP-UG Başkanı Serdar Denktaş'ı konuk almışlar. Sorular soran gazeteciler Hüseyin Ekmekçi, Selda İçer ve Artun Çağa. Hepsini de yakinen tanırım. Program başlar başlamaz konu hükümete danışmanlık yapan gazetecilere getirilmiş bir şekilde. Serdar bey konuya bir hararetle girmiş sonra gazeteciler "göreve gelirseniz neşter vuracak mısınız bunlara, atacak mısınız işten" diye Hüseyin Ekmekçi ve Selda İçer'in ısrarlı sorularına karşın Serdar bey "mesele neşter vurma değil bildirim yapmak, toplum bunların hükümete danışmanlık yaptığını bilsin yazılarına dikkat etsin" dese de yine bizim arkadaşlar "söz mü söz mü neşter vuracak mısınız?" diye zorlayınca yine Serdar bey "ee söyledim ya işte" demek zorunda kalıyor istemeye istemeye ve ekliyor Serdar bey "yani içlerinde dostlarım da var ama bu iş ayrı" diye de toparlıyor; içine sinmemiş belli.

Benim Serdar başkanla kişisel hiçbir sorunum yok, sadece siyasetini tasvip etmiyorum ve eleştiriyorum. Sert eleştiriyor olabilirim. Bu benim tarzım. Olur da Serdar bey buna kırılırsa üzülürüm. O Siyasetçi biz gazeteci, işin doğası bu.

NE SELDA'YA NE HÜSEYİN'E YAKIŞTIRAMADIM

Bir günden bir güne birbirimize bir acı sözümüz geçmedi. Gerçi Ekmekçi'yle geçmişte küçük tartışmalarımız oldu ama o kadar. Ne o büyüttü ne de ben. Ama ikisinin Serdar bey'e "atacak mısınız işten, neşter vuracak mısınız bunlara" sözlerine içerlediğim için kaleme alma ihtiyacı hissettim. Sırayla değinelim. Önce sen Selda; seni gerçekten severim; BRT'de mevki aldığında daha bir ay önce bunu engellemek için hayli bir uğraş oldu başka meslektaşların tarafından. Sana yakıştırmayanlar oldu, iptal edilmesi için uğraştılar. Sanırım göreve devamın için küçücük bir dokunuşum benimde birine oldu. Çünkü hakkındı hala da hakkın olduğunu düşünüyor ve gazetecilik bilgin karşısında saygıyla eğiliyorum. Keşke bir meslektaşına karşın "atacak mısınız bunları, neşter vuracak mısınız" heyecanına kapılmasaydın. Eğer konu devlette ikinci iş yasağı ise sen hem BRT'den hem Havadisten kazanç elde ediyorsun. Bu yasalara aykırı değil mi? Hem basın danışmanı olan arkadaşlarını gazeteciliği kirletmekle eleştiriyorsun hem de devlette ikinci iş yasağını sen ihlal ediyorsun. Nasıl iş?

Serdar Denktaş söz verdi göreve gelince bize neşter vuracak; ısrarla üstüne basa basa ikiniz de söz verdirdiniz Serdar beye; o zaman senin ve daha birçok meslektaşının işini kaybedeceği gün yakın desene!!!

Hüseyin Ekmekçi ise bu konuyu zaman zaman kaleme alır. Bende o her yazdığında cevap yazmayı planlar sonra vazgeçerim. Sevgili ekmekçi sen bu işlere karşı çıkan bir meslektaşım olarak Filanca belediyeden danışmanlık karşılığı maaş aldığın biliniyor kaç kez gazeteleri süsledi. Bu gerçek dururken ne diye ben ya da danışmanlık yapan arkadaşlarıma dil uzatıyorsun. Hale bu görevin filanca belediyede devam ediyor mu bilmem. Öğrenmek istesem öğrenirim ama buna gerek yok. Yani sevgili meslektaşlarım bir suçlama yaparken başka meslektaşlarınıza, lütfen dönüp bir de kendinize bakın.

Ben ne Selda'nın devlette memurken ikinci iş yapıp para kazanmasına ne de Ekmekçi'nin hem bir gazetede çalışıp hem de filanca belediyede danışmanlık karşılığı para almasına karşı değilim.

Çünkü bizim ülkemizde gazetecilik mesleğinden kurumlardan iyi maaş kazanmak son derece zor ve herkesin geçim kaygısı var. Bunu yine kendi mesleğinde yaparak para kazanmasında ne yanlış var meslektaşlarımızın?

Selda bence çok iyi bir yazar, Havadisteki röportajlarını da zevkle okuyorum. Bu becerisini kullanarak bir gazetemizi zenginleştirmesi ne hoş. Ya da Ekmekçi yıllardır gazetecilik yapan biri olarak filanca belediyeye danışmanlık yaparak o belediyenin yaptığı güzel işleri toplumun anlamasını sağlaması ne kadar anlamlı.

Ben hiçbir meslektaşımın mesleğini kullanarak para kazanmasına karşı değilim. Siz de olmayın. Her ikiniz de sol kökenli arkadaşlarımızsınız. Ben Talat'a Cumhurbaşkanlığı döneminde gönülden destek verdim. Yarın Talat aday olsun yine destek veririm o zaman bu sizi rahatsız etmiyordu. CTP-ÖRP hükümetinde de danışmandım o zamanlar, bu durum sizi rahatsız etmemişti. Ettiyse de neden ses çıkarmadınız.

Gelelim Serdar başkana; O'na da danışmanlık yaptım. Yani o programda nereden şikayetçi oldu anlamadım. Serdar başkandan da çok şey öğrendim siyaset adına. Zaten bu kadar donanımlı bir adamın bu kadar yanlış yapmasına karşın duyduğum rahatsızlıktan ötürü ağır yazılar yazıyorum aleyhine.

Bakınız dostlar; ben 18 yaşından beri haber kovalayan bir gazeteciyim. Bugüne kadar tüm siyasi partilerle çalıştım ve hep onlardan bana teklif geldi hep talep edilen oldum. Ve siyaset adına çok şey öğrendim. Çok dostluklar edindim. Bu mesleği de en iyilerden öğrendiğim için kendime güvenim sonsuz. Ve biz gazetecilerin birbiriyle kavga etmeden bu ülke de yaşamasını istiyorum; öyle tv ekranlarında çirkin insan, satılık kalem muamelesi yapmak ne sizlere yakışır ne de ben ya da diğer arkadaşlarımın sizlere karşın takınacağı ağır tavır bize yakışır.

Hükümet döneminde İrsen beye de danışmanlık yaptım; bunu gururla da söylerim. Bana göre kaliteli ve güçlü bir siyasetçidir. Ama kabinesine en çok ağır yazılar yazan ve sürekli kabine tarafından İrsen beye de şikayet edilen kişi ben oldum. "bu nasıl adam yahu bizden maaş alır aleyhimize yazar" dediler. Ferdi beyin başbakanlığı döneminde onun hükümetinde de danışmandım ve O'nun da aleyhine programlar yaptım. Ferdi bey gibi bir dost ve kazanım çok ender bulunur. Her defasında beni dinledi, sohbet etti, yanlış anlamalarımı düzeltti.

Ben 15 yıllık meslek hayatıma çekememezlik değil çok güzel dostluklar sığdırdım. Her iki meslektaşımla da kavgalı değilim , olma niyetim de yok. Dedim ya yakışmaz.

Artun Çağa'ya da unutmadan bir söz ekleyim zira o bir söz söyleyip konuyu değiştirdi "gazetecilik ile soytarılık arasında ince bir çizgi"; yaşça benden büyüktür, saygısızlık etmek istemem; şahsıma ithafen söylediyse de aynen iade ederim.

Canlı yayınlar gazetecilerin birbirlerini karaladığı ortamlar olarak kullanılmamalı. Uzun yıllardır canlı yayın sunarım, hiçbir zaman programlarımda böyle şeylere izin vermedim.

Sonuç olarak bu konuyu bugün burada işlemeyi hiç istemezdim ama cevap hakkımı kullandım. Bizde de kalem biz de mikrofon var ama sürgit etmeyeceğim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.