Hükümetin ömrünün altı ay olduğu beyan olundu

Yayın Tarihi: 09/09/13 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
CTP-DP Hükümeti öyle bir Hükümet programı hazırladılar ki zaman harcayıp okuduğunuzda içten içe aferin dersiniz ve eklersiniz "peki ama nasıl yapacaklar?". Ülkedeki sol görüşün ki içine CTP'yi de katalım "artık liberal olsalar da" yıllardır en temel istek ve arzularıdır, 10. Maddeyi kaldırmak, polisi içişlerine bağlamak ve dahası.

Durup tek tek yazmak yerine olaya bir bütün olarak bakalım öncelikle . Okuduk hükümetin kelime anlamıyla devrim niteliğindeki programını. Bu hükümet programına hükümet manifestosu demek bana göre pek mümkün değil, bunun diğer adı kadife devrimdir.

Hükümetin ciddi anlamda yapmak istediği reformlar bugüne kadar hiçbir hükümetin yapmadığı, yapamadığı ya da yapmaktan kaçındığı maddeler içeriyor. Umarım hükümet ortaya koyduğu bu reform paketinde başarılı olur. Ama asıl sorgulamamız gereken bugüne kadar neden hiçbir hükümetin bunları yapmayı göze alamadıkları ya da yapmaktan kaçındıkları gerçeğidir.

PROGRAM DEĞİL KADİFE DEVRİM "MÜBAREK!"

Örneğin 10. Madde neden yürürlükten kalkmamıştır bugüne kadar. Diyeceksiniz hala ateş kes var, bu pek geçerli sebep değil, ya da diyeceksiniz ki Türkiye de derin devlet hakimiyeti vardı o nedenle kimse yapamadı, bu da geçerli değil 2003'ten sonra Türkiye de çok değişti. Peki ama neden 10. Madde kalkmadı ya da kimse kaldıramadı.

CTP biliyorsunuz ki çok değil 4 sene önce de son derece güçlü bir şekilde hükümetteydi, neden yapamadı. Dönemin başbakanları Talat ile Ferdi bey cesur değil miydi? Yoksa önemsemediler mi? hiçbiri değil, en nihayet sosyalist felsefeye sahip insanlar olarak eminim onlarında isteği bu yöndeydi.

Bunu bir düşünmek lazım, araştırmak lazım dahası bekleyip görmek lazım.

ÖNÜMÜZDEKİ ALTI AY İBARESİ!

Hükümet programında kritik değişiklikler için ağırlıklı olarak önümüzdeki altı ay ibaresi kullanıldı.Bu ilgimi çekince hükümet programına yazılı metinde taratma yaptırdım; tam 15 kez önümüzdeki altı ay içerisinde ifadelerini buldum. Yani hükümet kendisine altı aylık mı bir ömür biçti ki önümüzdeki altı ay içerisinde devrim niteliğindeki bu değişiklikleri ülke de yapacaklar? Ya da önümüzdeki altı aydan sonra bu ülke de bir UBP-DP-TDP hükümeti mi kurulacak?

Öyle basit olarak görmeyin. Önümüzdeki altı içerisinde söz konusu bu hükümet KKTC kuruldu kurulalı hiçbir hükümetin yapamadığı devrimleri yapmaya hazırlanıyor. Yani altı vakte kadar yapacaklar, peki ya sonrası?

DOKUNULMAZLIĞI KALDIRIYOR, SİYASİ YASAK KALIYOR

Dokunulmazlığın yasama anlamında kalkacak olmasını onurlu bir adım olarak değerlendirebilirsek de bazı memurlara siyaset yasağı kalkacak ne demek? Yani bazı memurlar kim? Örneğin CTP-DP'ye sövmeyen memurlar mı olacak bunlar? Sosyalist bir hükümet yapacaksa tam yapar siyaset yasağını külliyen kaldırır ama o zaman da kadrolu memurun parti korkusu kalmaz ve onu sürmekle tehdit edemezsiniz değil mi?

ANKARA'YA ÖRTÜLÜ AYAR!

Hükümet programında yabancı işçinin azaltılacağı ibaresi var. Ne demek peki bu? Yani bu ne demek?! Şimdi bu ülke de kaçak yaşayan ve Türkiye'den gelen kaç kişi varsa tut kulağından at, tamam. Tamam da yabancı işçi azaltılacak ne demek? Yani bu ülke de çalışma izniyle dahi bulunuyorsa atılacak mı demek? Şimdi derin bir operasyonla kaçakları attı hükümet diyelim, peki diğerleri? Yani kayıtlı olanlar, yani KKTC'deki vatandaş olmaya hak kazanan ve kazanacak olan Türkiye nüfusu. Ben bunu açıkçası Ankara'ya yapılan bir örtülü tehdit olarak değerlendiriyorum. "bak ben bu devrimi yapıyorum,eğer bana engel olacaksan, burada irade bende zaten almışım AK Parti muhalefeti bir hükümet ortağı atarım tüm vatandaşlarını" dışarı demek bu!

Başka bir anlamı var mı? Yabancı işçinin azaltılmasının bir yere kadar bu ülkeye iyiliği var anacak bir yerden sonra bu çok ciddi sosyolojik sorunlar yaratır ve iki ülkenin arasını açar. Şöyle ki; Türkiye'den bir aile buraya geliyor yıllarca çalışma izniyle KKTC'de kalıyor sonra bu insanları Anayasaya göre vatandaş olma hakkı doğuyor. Bu bir hak, bunun önüne geçemezsiniz ancak bunu yasalarla düzenleyebilirisiniz. Ben bu insanların vatandaş yapılmasına karşıyım, çünkü Kıbrıslı Türk nüfus ciddi anlamda azınlığa düşüyor, düşmek üzere.

Öte yandan 20 yıldır burada yaşayan bir aile "hade barra" da diyemezsiniz çünkü artık Türkiye de gidecek yeri yoktur. O zaman ne yaparsınız? "bir dönem uygulandı beyaz kimlik kartı" buna benzer bir model uygulanırsa 15-25 yıldır KKTC yaşayan ve artık Kıbrıslı olan insanları sahiplenirseniz, ekonomik değerdirler ama bu nüfusun kendi öz iradenizi değiştirmesine de izin vermezsiniz. Yani oy hakları, seçme ve seçilme hakları olmaz.

Tek bölgeli seçim konusunda da durum aynıdır. Faydalı bir seçim usulü gibi gözükür ama çok yakında meclisin yarısının yapısı değişir. Şimdi tüm bu yazdıklarımı iyi okuyun anlayın, eğer KKTC diye ayrı bir devlet varsa ya da daha gerçekçi olalım çözüm sürecinde bir Kuzey Kıbrıs varsa yabancı işçi, vatandaşlık hakkı, çalışma hakkı, oturma hakkı hep bunlar Kuzey Kıbrısı kibarca Türkiye'ye bağlayan bir yapı haline gelir. Bu nedenle üzerinde hassasiyetle çalışılması gereken bir konudur.

Aslında olay basittir, kaçağı at, kalıcıyı rencide etmekten vazgeç, vatandaşlığı da evlilik yoluyla gelene ver. Bunun dışındaki her uygulama ya azınlığa düşürür Kıbrıs Türkünü ya da iki ülke halkının arasını açar. Bu nedenle iyi dengelenmesi lazım ve tehdit unsuru da olmaması lazım.

Sonuç olarak Hükümet son derece iddialı girdi bu yola ve bu yol dönüşü olmayan bir yoldur, hayli de cephe açtı kendisine bu programla. Her Kıbrıslı Türkten destek alır bu program onu da söyleyim ama Özkan bey de dümende kalmaya çalışsın, bu önümüzdeki altı ay!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları