Biz galdık köşelerde

Yayın Tarihi: 20/09/13 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Üniversite yıllarımda kış mevsimini sevmekten vazgeçtiğimi hatırlarım. Hava soğurdu, tuhaf bir yalnızlık kaplardı içimi. Derslerde İngilizce olunca ve gerektiği gibi anlamayınca, o kadar bir zoruma giderdi ki hayat anlatamam. Hep bu hissiyat içime kış aylarında gelirdi. Doktorlar da derki hastalıklar da hep gece nükseder.

Tabii 2000'li yıllardan bahsediyorum. O zamanlar böyle yırtık da değildim. Ülkemizin durumuna baktığımda da aynı duygular kaplar içimi. Yalnız, tuhaf, garip.

Ne yapacağı, nereye gideceği belli olmayan bir insan gibi ya da yavru gibi. Derler ya yavru büyüdü, inanmayın. Hiç büyümedi, bizim yavru büyümeyen cinstenmiş onu da anladık. Yani yolların Mercedes dolması, villaların çoğalması, lüks giyimli kadınlar, modern dükkanlar yavrunun büyüdüğünü göstermiyor bize.

Ne zaman anlıyoruz bunu peki? İşte Türkiye'den bir takım direkt uçarak Rumlarla maç yapmaya geldiğinde. Ya da Rumlardan bir grup Türkiye'de resmi törenlere katıldığında, ya da Türkiye Rumlara tank lastiği sattığında ya da İzmirli işadamları Rumlarla sıkı fıkı işbirliği yaptığında ve dahası.

Tüm bunları gördüğümüzde yavrunun büyümeyen cinsten bir yavru olduğunu anlıyoruz. Büyümesinin de istenmediğini anlıyoruz. Güzel bir yavru olsun, şık giyinsin, temiz olsun ama yavru olsun. Tüm mesele bu.

Şimdiiii; ben yukarıda yazdıklarımdan zerre kadar rahatsız değilim. Hepsi de menfi ve ticari konulardır, pek azı da siyasidir ve zorunlu gerçekliği vardır. Bu nedenle kimse ne Türkiye'ye kızsın ne de kırılsın. Buna hakkımız yok.

ÇÖZÜMSÜZLÜK OLDUĞU SÜRECE...

Tüm mesele çözümsüzlüğün devam etmesi. Çözümün ve tanınmanın olmasını kimse istemiyor. Benim asıl gücüme giden bu. Çünkü bu süreç bizi çaresiz, yalnız ve hep küçük kılıyor. Hep kavanozdaki balık gibi bırakıyor. Benim gücüme giden bu. Zoraki evlilik yapmış ev kadınları gibi talihimize küsmüş yaşamamızın sebebi aslında bu.

Yoksa Trabzon Rum tarafıyla maç yapmış, Tayyip bey "Kıbrıs Cumhuriyeti diye bir devlet yok" dese ve bayrağı Türkiye de dalgalansa da ya da TBMM'de KKTC'yi tanıma kararı halen olmasa da tüm bunların hiçbir anlamı yok çünkü iki ülke arasındaki "TC-KKTC" bağları koparmıyor ya da sarsmıyor bu yaşananlar.

Ancak bu halkın üzerindeki belirsizlik, yaşama tutunamama, sosyal motivasyonsuzluk, karamsarlık ve önemli bir kesimin yaşadığı parasızlık artık def edilmeli.

Marazi bir çocuk olmaktan kurtulmalı Kıbrıs Türkü…

****************

İLÇE BAŞKANLARI, DENKTAŞ'I DİNLEMEDİ

Güvenilir kaynaklardan edindiğim bilgilere göre Demokrat Parti'yi tüm ilçe başkanları ile sırtlayan ve ayakta durabilecek hale getiren DP Genel Sekreteri Bengü Şonya'nın genel sekreterlik görevinden istifa etmesi için DP Genel Başkanı Serdar Denktaş tarafından tüm ilçe başkanlarına baskı yapıldığını öğrendim. Bunun doğru olmamasını temenni ediyorum tabii. DP'ye ait tüm bakanlıklarda Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun bürokratları dışında hiçbir bürokrat atanmaması konusunda Derviş beyin Serdar beye kesin talimatı olduğu ve en kısa sürede Hasan Taçoy'un da DP Genel sekreteri yapılması konusunda Saray tarafından Denktaş'a baskı yapıldığı yönünde oldukça güçlü iddialar var. Bu söylentiler her geçen artarak devam ediyor. Saray tarafından Serdar Denktaş'a artan baskılara DP ilçe başkanlarından ve tabanından oldukça tepki olduğunu duyuyoruz. İlçe başkanlarının kesinlikle Bengü Şonya'nın istifa etmesi için çağrı yapmayacaklarını Serdar Denktaş'a açıkladıkları da gelen bilgiler arasında.

Öte yandan Bengü Şonya'nın hiçbir şekilde genel sekreterlik görevinden istifa etmeyeceğini de biliyorum…

*******************

KAŞİF UÇAKLARI ÇİN PAZARINDAN MI ALACAK?

Yazmayım bir şey diyecektim ama tutamadım kendimi. Ulaştırma bakanlığının yapacak başka işi yokmuş gibi Bakan Kaşif diline doladı yeni KTHY kurulacak diye. Serdar başkan inandırmış kendisini besbelli. Tamam kurulacak yeni KTHY, biz de inandık Sn Kaşif'e. Peki nasıl kuracaksınız Ahmet bey, çıkın bir açıklayın nasıl kuracağınızı, biz de öğrenelim. Ayağınız takıldıkça yeni KTHY kuracağız diyorsunuz. Yahu Allah aşkına yurt dışındaki tüm destinasyonları kaybettik, slotları kaybettik, ne uçak kiralayacak ne satın alacak paramız yok. Türkiye Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın bu konudaki görüşü açık ve net "gerek yok" diyorlar. Siz nasıl kuracaksınız bu havayolunu. Acaba diyorum uçakları Çin pazarından mı almayı planlıyorsunuz, bari iyi pil takın da uzun uçsun uçaklar.

Benim size tavsiyem Sn bakan, Girne-Lefkoşa Anayolunun ışıklarının büyük bir bölümü yanmıyor onlara bir el atın, Mağusa-Lefkoşa anayolunun büyük bir bölümü ışıklandırma istiyor onlara da bir el atın. En azından kazaların önlenmesinde bir nebze yardımınız olur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.