Hükümetten basına sansür

Yayın Tarihi: 23/01/14 07:39
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
BRT Müdürü Mete Tümerkan'ın feryadına şahit oluyoruz birkaç gündür. Kıbtek birçok kurumun elektriğini kesti, bu kesintilerin ardından 1.7 milyon türk lirasına tekabül eden 89 faturanın güncel borcunu ödedi. Ödedi ödemesine de BRT'nin elektrik borcunu ödemediği için hem BRT'nin ve buna bağlı olarak tüm uydu çıkışlarının devre dışı kalması gündeme geldi.

"Tümerkan, esas tehlikenin BRT Merkez binasında bulunan uydu ve sayısal yayınların yapıldığı vericinin susması olduğuna işaret ederek, dün sadece Selvili Tepe'nin sustuğunu ama gelinen aşamada Merkez, Kantara ve İskele'nin de susma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi" açıklaması dün gündeme damgasını vurdu.

Yani Türmerkan bu açıklamasında tüm özel kanalların yayınlarının her an durabileceği uyarısını yaptı ve ekledi mazotla şu an elektrik sağlanıyor en son çare olarak tüm özel kanalların yayınına son verilecek ve BRT yayına devam edecek, ve sonrasında BRT'de susacak.

Tümerkan her ne kadar orada siyasi bir atama olarak dursa da tüm kamuoyunu bilgilendirme noktasında zaruri sorumluluğu alıp bu açıklamayı yaptı.

Tümerkan'ı bu açıklamasından ve cesaretinden dolayı kutluyorum. Ne demektir bu Allah aşkına; BRT başta olmak üzere tüm özel kanal ve radyolar elektrik kesintisinden dolayı susacak ve Hükümet buna seyirci kalacak.

Hükümetten bir Allahın yetkilisi çıkıp da hiçbir açıklama yapmadı. Nasıl olur da Maliye 1.7 milyon TL'yi ödemenin yanında BRT'nin de borcuna bir miktar olsun iyi niyet ödemesi yapmaz.

Maliye, BRT'ye elektrik borcunu öde diyor ama aynı Maliye, BRT'nin bütçesine 40 milyona varan elektrik borcunu ödemesi için para koymuyor. BRT bu borcu nasıl ödeyecek nasıl baş edecek.

BRT'ye Hükümet üvey evlat muamelesi yapmaması gerekiyor. Şu an adeta BRT sahipsiz ve yalnız bırakılmış durumda. Tüm kanalların ve BRT'nin yayınlarının susması ne demek? Bu kabul edilebilir bir şey mi ?

Yıllar önce ne zort şartlarda kurulan ve tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının haklı sesini duyurmak için inanılmaz şartlarda yayın yapan bir kuruluşun ve yine özel kanalların susmasına bir hükümet nasıl seyirci kalabilir.

Bu sorular günlerdir kamuoyunu işgal ediyor, konuşuluyor.

Başbakan Özkan Yorgancıoğlu bir an önce gerekeni yapıp BRT'nin borcunu ödemelidir, ayıptır yazıktır.

KIBTEK AYNI HATAYI YAPIYOR

KIBTEK elektrik kesintilerine başladı. Doğru mu yaptı? Doğru yaptı. Borcu olan ve ödemeyen kurumların tabii ki elektriği kesilsin. Hatta bu kadar cesur davranan KIBTEK, borçlarını ödemeyen büyük sermayelerin de elektriğini kessin. Ama şu hatayı yapmasın; Lefkoşa'ya su veren motorların elektriğini kesmesin. Ne o öyle, savaş zamanında mı yaşıyoruz. Bir şehrin su ihtiyacını engellemek KIBTEK'e mi kaldı. Kardeşim Rum tarafından çıkıp biri suikast yapsa anlayalım. Adı üstünde düşman. Siz halkın düşmanı mısınız yoksa borçlarınızı almak için eylem yapan, eyleme geçen haklı taraf mısınız? Hangisi?

Siz borçlarını tahsil eden haklı tarafsanız eğer ki borcunu ödemeyenlerin elektriğini kesin, buna kimsenin diyecek bir şeyi yok ama 60 bin nüfusu olan bir şehri susuz bırakmak KIBTEK'in yapacağı işler olmamalı. Merak etmeyin vatandaş belediyeye sövmeyecek, size sövecek. Trafik kazaları gündemden kalktığı an hedefsiniz.

Çoluk çocuk, hasta insanlar var, daha önce kara kış günü herkesi soğuktan dondurduğunuz ve halkın öfkesini kazandığını o günlerdeki hataları tekrarlamayın.

*****************

UZLAŞTIK

"Acil Servis Hatay'a dönmüş" başlıklı yazım ülkemizde yaşayan Hatay'lı kardeşlerimizi oldukça rencide ettiğini öğrendim. Bu rahatsızlık KKTC Hataylılar Derneği Başkanı Bertan Zaroğlu'na yoğun bir şekilde ulaşınca, Sevgili Bertan öfkesini kontrol edemeyip şahsıma yönelik tehdit içeren bir facebook yazısı yayınladı. Bu olay dün gün boyu kamuoyunda gündem oluşturdu. Bertan ile bir araya gelip bu konuyu konuştuk. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Acil Servis Hatay'a dönmüş başlıklı yazımla yazının içeriği arasında bir benzetme hatası olmuştur. Yani yazımda KKTC'de yaşayan Hataylılara yönelik hiçbir eleştiri bulunmamaktadır. Ancak belli kesimlerce haksız yere dışlanan Hataylılar bu yazının başlığından son derece rencide olmuşlar ve benim de kendilerini ötekileştirdiğimi düşünmüşlerdir. Bu bana aktarıldı ve ben buna gerçekten çok üzüldüm. Rencide olan tüm Hataylılardan Bertan Zaroğlu'na ithafen dün yaptığımız görüşmede özür diledim, yine buradan da özrümü tekrarlamak isterim. Benim Kıbrıs'ta yaşayan Hataylılarla hiçbir sorunum yok, olay tam bir yanlış algılamadan kaynaklanıyor.

KKTC Hataylılar Derneği başkanı Bertan Zaroğlu'da öfkesine yenik düşüp beni tehdit ettiği için benden özür diledi ve el sıkıştık.

Dün gün boyu bende birçok meslektaşımdan ve vatandaştan destek mesajı aldım. Basın Sen'e de desteğinden ötürü teşekkür ederim. Olayları manipüle ederek Kıbrıslı Türkler ile Hatay'dan gelip bu ülkede uzun yıllardır yaşam süren, burada doğup büyüyen insanların arasının açılmasına hiçbirimiz izin vermemeliyiz. Yanlış anlamalar karşısında da, beni yanlış anlayan veya yazılarımdan rahatsız olan okurlarımın mutlak surette beni aramalarını ve hiçbir dolduruşa gelmemelerini temenni ederim.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Toprak gibi sessiz olduğum an, bil ki .. Şimşek gibi gökte gürlüyor feryadım ..!

Hz. Mevlana

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları