Şonya DP için önemli bir şans

** Serdar beyin genel başkanlık koltuğuna oturduğundan bugüne değin ne kadar başarısız ve yanlış bir politika izlediğini, kimseyi dinlemediğini, kimsenin görüşüne önem vermediğini, zaten bu nedenle peşi sıra yanlış yaptığını ve Demokrat Parti'nin Derviş Eroğlu müdahalesi olmaksızın son seçimlerde büyümesinin mümkün olmayacağını, dahası Derviş beyin bir parmak işaretiyle bugün en az dokuz vekilin DP'yi terk edeceğini sokaktan geçen her kime sorsanız size söyler.

** Şonya'nın Uluslar arası arena ciddi bağlantıları var. telefonu kaldırıp bugün bir başbakanın dahi numarasını bilmediği adamlarla konuşabilecek bir pozisyona sahip ve dostlar daha da önemlisi, "elini" el öpmek için değil sıkmak için uzatıyor.

DP Genel Başkan Adayı Bengü Şonya'nın dünkü basın toplantısına katıldım. Ne yazı ki ben tam bir Kıbrıslıyım. Kıbrıslıyım diyorum çünkü Kıbrıs saatinde katılıyorum toplantılara. Yani 11 de başlayacaksa toplantı evden 11 de çıkıyorum. Şonya'nın basın toplantısına da bir başka dakika geciktim ve salona girdim.

Salon kelime anlamıyla gazeteci dolu ve ben geciktiğim için biraz mahcup yerime oturdum, Şonya hemen lafını attı "Gökhan bey hoş geldiniz, bayağı karizmatiksiniz bugün ama kravatınız yok", ben de Şonya'ya siz de çok şıksınız kravatınız da çok yakışmış; Şonya "göz dikmeyin size verecek değilim" dedi ve salonda gülüşme oldu.

Şonya'yı yıllardır tanırım olaylara bakış açısı, hayatı zaman zaman mizahi yapısıyla çözme karakteri ve oldukça şakacı kimliğiyle ön plana çıkmıştır hep benim aklımda.hani bazıları Şonya soğuk derler ya ben karakter bakımından çok soğuk insan tanıdım, Şonya değil ama.

Bu kadar laftan sonra gelelim basın toplantısına. Son derece yalın hazırlanmış bir basın metni okudu Şonya. DP yaşanan durumu olabildiğince iyi özetledi desem yeridir. O kadar iyi özetledi ki, gazeteci dostlar DP'de dikta bir yönetim tarzının olduğunu anladılar.

Gerek Serdar Denktaş ile gerekse Bengü Şonya ile çalışmış biri olarak her iki adayında tam zıt bir mantıkla siyaset yaptıklarını söyleyebilirim.

Serdar bey tam Kıbrıs usulü siyaset yapan biridir. Ben yaparım olur, hallederiz mantığı ne yazık ki Serdar beyde yerleşmiştir. Sanırım toplum olarak biz bu yanlış siyaset mantığını da benimsedik ve sevdik. İşte bu nedenle bugüne kadar ne siyasileri değiştik ne de acınacak halimiz değişti.

Hiçbir işimizde hayır yok sözü de buradan geliyor.

Bengü Şonya İngiltere de Siyaset bilimi okumuş biri olarak yaşanan sorunlara ekip ve kadro kurum daha profesyonel yaklaşan ve mücadele eden bir kimliğe sahip, bu nedenle Şonya'nın DP genel başkanlığına seçilmesi ve genel başkan dolayısıyla da Başbakan Yardımcısı olması halinde çok daha kişilikli ve halkın refahına yönelik, siyasilerin refahına yönelik olmayan bir siyaset güdeceğine eminim.

Bakınız ikisi ile çok yakınen çalıştığımdan aralarında farkı çok iyi biliyorum. Haaa başka şeylerde var ama DP ile çalıştığım o dönemler parti içinde yaşananlar elbetteki parti içinde kalması gerektiği için kaleme almıyorum.

DİKTATÖRLÜK GÖSTERGESİ BİR YAYIN

Şonya çok enterasan bir şey söylüyor konuşmasının sonunda , eline Demokrat Bakış gazetesini alıyor ve Kurultayın ilanını gösteriyor ve okuyor bizlere. Gazetedeki ilanda kurultay programında sadece Genel Başkan Serdar Denktaş'a konuşma hakkı verilmiş, diğer adaylara konuşmaları için bir olanak sağlanmamış. Şonya bunu hayretle karşıladığını ifade ederek "durumu görüyor musunuz?" diyor ve buna itiraz edeceğini söylüyor.

Şimdi bunu gazetede yayınlatan her kimse Serdar beyden habersiz yapmış olma şansı yok, peki böylesine bir hak kısıtlamasını, diğer adayların konuşma özgürlüğünün kısıtlanmasını kimler uygular kimler yapar? Cevabı belli..

Serdar Denktaş BAŞARISIZ

Serdar Denktaş'ı tanıyanlar çok iyi bilecektir ki bir bar ortamında sabaha kadar içip inanılmaz güzel sohbetler yapabilirsiniz. Sohbeti inanılmaz keyiflidir, eskileri anlatır, yenileri anlatır, Allah gani gani rahmet eylesin Raif Denktaş'tan konu açıldığında onunda bizimde gözlerimiz dolar; ama buraya kadar dostlar.

Serdar beyin genel başkanlık koltuğuna oturduğundan bugüne değin ne kadar başarısız ve yanlış bir politika izlediğini, kimseyi dinlemediğini, kimsenin görüşüne önem vermediğini, zaten bu nedenle peşi sıra yanlış yaptığını ve Demokrat Parti'nin Derviş Eroğlu müdahalesi olmaksızın son seçimlerde büyümesinin mümkün olmayacağını, dahası Derviş beyin bir parmak işaretiyle bugün en az dokuz vekilin DP'yi terk edeceğini sokaktan geçen her kime sorsanız size söyler.

Hepimizin büyük saygı duyduğu ve kolay kolay yerine yetişmeyecek Merhum Denktaş beyden ne yazık ki Serdar beyin hiçbir şey öğrenememiş olması, yani kendini bu anlamda yetiştirememesi siyaset adına da büyük bir kayıptır, bunu da söylemek lazım.

Sonuç olarak Serdar beyin bu kurultayı kazanması halinde mevcut yapısından daha ileri gidemeyeceğini çünkü artık partide partiyi toparlamak için bir Bengü Şonya'nın olmayacağını, bir Kemal ve Münür Öztürk'ün olmadığını bilmemiz gerekir.

Beyler son beş yıldır bu partiyi toparlayanlar başta Bengü Şonya olmak üzere tüm ilçelerdeki ilçe başkanları olmuştur. Hele hele son zamanlarda Hasan Tosunoğlu da bu partiye çok katkılar yapmıştır. Ben bu insanların hak ettikleri değeri gördüklerine inanmıyorum.

NEDEN ŞONYA ÖNEMLİ BİR ŞANS?

Bir de bunu konuşalım, Neden Şonya bu seçimi kazanmalı? Bir kere siyasi eğitimi ve görgüsü son derece yüksek. Dış bağlantıları ve partiler arası ilişkileri iyi. En azından tek ayağının üzerinde yalan söylemiyor. Sözüne güvenilir. Yüzünüzün içine baka baka, ya da 100 kişinin önünde size sözler verip sonra bu sözlerin üstüne yatmıyor.

Konuşma üslubu küfür içermiyor, size konuşurken rencide olmuşsa da bunu uygun kelimeleri seçerek konuşuyor ve anlatıyor. Görüşlerinize önem veriyor ve dinliyor, tek başına değil çoğulcu çalışmaya önem veriyor ve insanların kendini önemli hissetmesini sağlıyor.

Uluslar arası arena ciddi bağlantıları var. Telefonu kaldırıp bugün bir başbakanın dahi numarasını bilmediği adamlarla konuşabilecek bir pozisyona sahip ve dostlar daha da önemlisi, "elini" el öpmek için değil sıkmak için uzatıyor.