"Ertuğruloğlu Avcı - Nami" sürece dahil edilmeli

Yayın Tarihi: 20/02/14 07:49
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Dünyadaki gelişmiş ülkelerde ki biz bu kapsama girmiyoruz; diplomatik anlamda A sınıfı bir ülke olmamıza rağmen ne yazık ki gelişmekte olan bir ülke olma modundan hiç çıkamadık. Bu yalnızca iç siyasi anlayışımızda değil dış siyasetteki yetersizliğimizde de göze çarpıyor.

Sözü dönüp dolaştırıp Kıbrıs Müzakere heyetine getireceğim ama birazdan. Zira heyetin yetersiz olduğuna inananlardanım. Kudret Özersay'a tabii ki saygım var ve donanımlı biri olduğunu da kabul ediyorum ama adamı tek adam yaptık bıraktık. Böyle görüşmeci heyeti olmaz.

BM Genel sekreterleri ağırlıklı olarak hep kendi ülkelerinde başarılı dışişleri bakanlığı yapmış kişilerden oluşuyor. Ya da önemli diplomatik krizlerin olduğu, sorunların yaşandığı ülkelere bakın hep kendi ülkelerinde dışişleri bakanlığı yapmış kişiler görevlidir. Bu insanların görevleri hiç ama hiç bitmez. Örneğin De Soto, şu an Londra da önemli görevlerde ya da Downer buradaki görevi bitti ama başka bir görev devralacak yakında.

Ve daha nicesini sayabiliriz. Örneğin her ne kadar artık yaşlanmışsa da eski Rum Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu da bu isimlerden biri. Hem görüşmeci heyetinde, hem yurt dışında büyükelçilik olsun hem Dışişleri bakanlığı görevi olsun son derece önemli bir isimdi. Hristofyas döneminde görüşmeci heyetinde çok önemli görevler de aldı, temsilci gibi..

Yakovu dediğimizde benim aklıma Tahsin Ertuğruloğlu gelir mesela. Neden bu isimleri benzeştirdim, çünkü ikisi de muhafazakar kanadı temsil eder ve pek taviz taraftarı değildirler. Mesela Kasulides ile Nami de benzeşir, daha çözümcü yapıdadırlar.

MÜZAKERE HEYETİ GÜÇLENDİRİLMELİ

Hep çözümcü ya da aşırı çözümü isteyen bir Lider düşünmemiz mümkün değil. örneğin sn Talat öyleydi, sonra çıktı ne dedi "Hristofyas beni kandırdı"; yani çok sevdiğinizde karşı taraf sizi kullanabiliyor. Görüşmecinin yani müzakere sürecini asıl yönlendirenin bir diş gösterip bir gülümsemesi gerekiyor. Bu da ekibinizde ne kadar akıllı, şahin ve çözümcü kişilerin olduğuna bakıyor.

Şaka yapmıyoruz burada, iki halkın kaderiyle oynuyoruz. Bilmiyorum bugüne kadar ciddiye almadığımız için mi yol kat edemedik yoksa tek adamlılığa düşkün olduğumuz için mi?

Sanırım her ikisi de.

Ben hala Özdil Nami'nin müzakere sürecinde aktif olarak kullanılması gerektiğine inanıyorum; bir dışişleri bakanı birçok ülke de lobi için kullanılabilir Cumhurbaşkanı tarafından. Ancak aynı zamanda Tahsin Ertuğruloğlu gibi muhafazakar bir dışişleri bakanının da lobi çalışmalarında kullanılması gerekiyor.

Müzakere dediğiniz sadece ara bölge de yapılan bir olay değil ki. Biz bunun ötesi olduğunu hep gördük ama hiçbir şey yapmadık. Bunun için ne bütçe ayırdık ne talep de bulunduk Türkiye'den.

AVCI DA KULLANILMALI

En başarılı dışişleri bakanı diyebiliriz Turgay Avcı için. O kadar bir dış temas yaptı ki bu temasları Talat'ı bile rahatsız etti. Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı döneminde uluslar arası pek çok alanda ciddi bağlantılar kurdu. İtalya ile Arap ülkeleri çok net örnektir.

İşte Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu bazı siyasi nedenleri bir yana bırakıp Ertuğruloğlu, Avcı ve Nami gibi değerleri ülke yararına kullanmalı.

Nami'nin CTP kanadından olmasından ötürü ve Talat'a yakın olmasından ötürü şu sıralar dövülmeye çalışılıyor; Turgay Avcı ise herkesin büyümesinden korktuğu ve ciddi rakip görüldüğü için bazı çevrelerce siyasetten uzaklaştırılmaya çalışılan bir isim, Ertuğruloğlu ise yeni yeni Cumhurbaşkanı Eroğlu ile arasını düzeltti.

Gelin görün ki bu insanların bilgilerini ve becerilerini kullanabilmek gerekiyor.

Yazımı sonlardırmaya hazırlanırken başlığına bir daha baktım ve üç ismi hem kendi içlerinde hem de Reisi cumhurla karşılaştırdım ve imkansız diye söylendim kendi kendime ..

İşte böyle değerli insanları kullanamadığımız için dış politika da ya da Kıbrıs konusunda "Rumlar çözüm istemez" deyip işin içinden çıkıyoruz. Halbu ki her üçü de Kıbrıs konusuna müdahil ülkeler üzerine görevlendirilebilir kadrolarıyla birlikte.

Artık biraz değişik düşünmeye başlasak. Artık biraz Amerika gibi, İngiltere gibi, Rum tarafı gibi politikalar üretsek…

****************

366 KİŞİNİN KADERİ BELLİ OLDU MU?

Basına geniş olarak düşmedi ancak 1 Ocak 2013 yılında istihdam edilen geçicilerin 31 mart 2014 tarihinde işten durdurulması emri bakanlar kurulundan Maliye bakanlığına ulaştırıldı bilgisi dün bir an da yayıldı. Bunun tam olarak doğru olup olmadığını bugün daha sağlıklı araştırıp varsa yazıyı bulup yayınlayacağız. Bakalım Demokrat Parti-Ulusal Güçler vekilleri ne tepki gösterecek.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Kimselere anlatamadım ...

Kendime bile ...

Ola ki ağzımdan kaçırır, bir daha tutamam seni ...

Nazım Hikmet

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları