Referandum yazgımızı değiştirdi

Yayın Tarihi: 24/04/14 07:51
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+
**Referandum süreci mallarımızı on kat artırdı da, yani zengin de olduk. Üç kuruş eden topraklarımız bir anda 300 bin sterlin oldu. Evler, arabalar derken toplumsal zenginliğimizi büyüttüğü gibi bizi toplum olarak görgüsüzleştirdi de bu süreç. Aldatmalar, çarpık ilişkiler, boşanma davalarında ki inanılmaz artış hep referandum sonrasına dayanır. Yani bir toplumu ayağa kaldırıp yürütmenin ötesinde koşturttu referandum süreci ama biz toplum olarak idmanlı olmadığımız için koşa koşa düşüp kaldık.

**Referandum Kuzey Kıbrıs üzerinde geri dönüşü olmayan artılar ve eksiler yaratmıştır, referandum kelime anlamıyla Rumların değil ama Türklerin hayatını, yazgısını değiştirmiştir.

23 Nisan çocuk bayramı adeta 1 nisan şakalarına dönüştü dün. Birçok arkadaşım bana "bugün 23 nisan neşe doluyor insan" esprisini mesaj olarak attı. Belki çok sıra dışı gelecek size ama gelen bu mesajlar bana ne kadar maksatsız, amaçsız ve hayalsiz yaşadığımızı hissettirdi. Bir tür geçmeyen can sıkıntısı çekiyor toplumun hatrı sayılır bir kısmı.

Ruhlarımız hasta oldu. Ben hangi yaşıtım ile konuşsam hepsinde bir gitme isteği var. Sanırım dünyayı ekranlarda gördüğümüz Amerikan filmlerinden ibaret sanıyoruz ama değil. Belki bazı gelişmiş ülkelerde yaşam daha adil ama sadece o kadar. Geçinmek, ayakta durmak ya da hayalleriniz yapmak belki bu ülke de olduğu kadar değil ama yine de zor.

Hani umut, maraz, gelecek kaygısı, çözüm, yeni hayaller; tüm bu kelimeleri düşündüğümüzde açıkçası benim aklıma referandum ve çözüm süreci geliyor.

Adetten oldu her yıl bir şekilde kutluyoruz. Bazen bu kutlamalar bana oldukça anlamsız geliyor ama anlamsız olduğundan değil. bu daha fazla çok güzel anılarınızın olduğu ve ayrıldığınız sevgilinizle ilk tanıştığınız günü hatırlayıp kutlamaya benziyor. Size güzel ve anlamlı şeyler yaşattı, kazanımları da oldu ama şimdi yok.

Evet çok iyi bir örnek oldu sanırım. Referandum süreci Kıbrıslı Türklere ve aynı zamanda Rumlara da Kıbrıs'ta ortak bir gelecek kurma zorunluluğunu hatırlattı. Türkler çözümü çok ister de Rumlar istemez lafazanlığına girmemek lazım. Dahası referandum Kıbrıslı Türklere konuşma özgürlüğü kazandıran bir süreçti Kıbrıslı Türkler hiç bu kadar konuşmamıştı ki bitmek tükenmek bilmeyen bir iştahla konuştular, hep birlikte konuştuk.

REFERANDUM NELER GETİRDİ-GÖTÜRDÜ ?

Niye konuştuk biliyor musunuz; yıllarca statüko dediğimiz yapılar tarafından susturulduğumuz için. O dönemler herkes kendini inanılmaz dünyalı hissetmişti, belki de öyle de olmuştuk. Dünya bizi fiilen tanımasa da ışığımızı görmüştü.

Referandum süreci mallarımızı on kat artırdı da, yani zengin de olduk. Üç kuruş eden topraklarımız bir anda 300 bin sterlin oldu. Evler, arabalar derken toplumsal zenginliğimizi büyüttüğü gibi bizi toplum olarak görgüsüzleştirdi de bu süreç. Aldatmalar, çarpık ilişkiler, boşanma davalarında ki inanılmaz artış hep referandum sonrasına dayanır.

Yani bir toplumu ayağa kaldırıp yürütmenin ötesinde koşturttu referandum süreci ama biz toplum olarak idmanlı olmadığımız için koşa koşa düşüp kaldık.

Şimdi ise elde var hüzün diyesim geliyor Attila İlhan'ın şiiri gibi.

Çözüm ha oldu olacak havası var ülkenin üzerinde, referandum kapının arkasında bekliyor havası var.

İyi güzel de kardeşim neyi görüştü liderler neyi anlaştı? Yoksa BM'nin cafesinde sütlü çay içip verilen sürenin dolmasını mı bekliyorlar. Gerçek aktörlerin sahneye çıkması için.

DÜNYA'DA ALGIMIZ DEĞİŞTİ

Tam on yıl geçti 2004'ten bu yana. 2006 yılında geniş bir konferanslar dizisine katılmak için Amerika'ya gitmiştim. Newyork'tan Arkansas'a geçip Arkansan Üniversitesi'nde bir seminer verdiğimi hatırlıyorum.

Seminer öncesi konuşma fırsatı bulduğum öğrenciler Kıbrıs sorunu ve bizim yaşadığımız sıkıntılarla ilgili onlarca şey anlatmışlardı bana. Nereden bu kadar bilgi sahibi olduklarını sorduğumda ise yakından takip ediyoruz cevabını almıştım.

Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki referandumun en önemli etkisi Kıbrıslı Türklerin dünya tarafından doğru şekilde algılanmasını sağlamak olmuştur.

TALAT VE CTP'NİN KATKISI BÜYÜK

Her ne kadar da Talat artık görüşmeci olmasa ve CTP'nin de çözüm vizyonunda yeterli politika üretilemiyor olsa da hem ikinci Cumhurbaşkanı Talat'ın hem de CTP'nin gerek referandumda gerekse çözüm sürecindeki katkısını hiçbirimiz inkar edemeyiz.

Sonradan CTP süreci gerektiği şekilde idare edemedi ve iç sıkıntıların da verdiği sarsıntıyla gitti. Şimdi CTP yeniden sahnede, Talat da eğer aday olacaksa yeniden seçilecek anacak şunu açık yüreklilikle söylemeliyim ki bilhassa CTP, gerektiği gibi çözüm vizyonuna katkı koyamıyor.

CTP ÇÖZÜM VİZYONUNDA ZAYIFLADI

Yetersiz olduğu için değil Kıbrıs Müzakere sürecinde etkin ve söz sahibi isimlerin CTP'de geriye itildiğinden. Özellikle seçim ve kurultay sürecinde CTP bu anlamda yara almıştır. Daha proaktif olması gereken CTP'nin elindeki bilgili siyasileri küstürdüğünden bu ivmeyi yakalayamadığını görüyoruz.

Yani gerek UBP-DP ve Eroğlu çözüme uzak olmasa ve çözüm sürecinde açılımlar yapsalar çözüm denilince akla CTP de gelmeyecek; CTP bu açıdan şanslı ki ciddi anlamda çözüm istemeyen bir sağ parti oluşumu var.

CTP ve Talat tabii ki daha hakim bir Kıbrıs politikası sergilemeli bence.

Sonuç olarak, Referandum Kuzey Kıbrıs üzerinde geri dönüşü olmayan artılar ve eksiler yaratmıştır, referandum kelime anlamıyla Rumların değil ama Türklerin hayatını, yazgısını değiştirmiştir.

İşte şimdi biz bu yazgının sonuçlarını yaşıyoruz. Eğer; yakın zamanda yeni bir referandum olacaksa, bizi yeni bir kader ve yeni bir yol ayırımı bekliyor.

Daha iyi olması temennisiyle…

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Bugün kaderimizin efendisi olduğumuza, bize verilen görevin gücümüzü aşmadığına ve onun ıstırap ve zahmetlerinin benim dayanıklılığımın ötesinde olmadığına eminim. Kendi nedenimize inandığımız ve kazanmak için yenilmez bir iradeye sahip olduğumuz sürece zafer bize uzak olmayacaktır.

WİNSTON CHURCHILL

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Gökhan ALTINER yazıları