Peygamber aşığı bir evliya göçtü

Yayın Tarihi: 08/05/14 07:48
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Açıkçası söze nereden başlanır bilemedim ben ki laf cambazıyım, susmam için dilimi eşek arısı sokması lazım. Şeyh Nazım Kıbrısi'yi kaybettik malum, bu nedenle hiç konuşasım, yazı yazasım yok. Ama sanırım birazdan bir bin kelime geride kalacak. 2009 seçimleri , o zamanlar CTP-ÖRP Hükümeti Turizm bakanı Erdoğan Şanlıdağ'ın danışmanıyım. Erdoğan bey Lefkeli olduğundan her gün gidip geliyorum Lefke'ye. Şeyh efendiye bir saygım var tabii ama pek ilgim yok hatta kafam da tereddütlerim dahi var.

O sıralar gece rüyamda daha önce hiç gitmediğim, ayak basmadığım dergahında gördüm kendimi. Yeşil bir minderde Şeyh efendi kucağıma yatmış gülüyor ve Yar Geylani ilahisini okuyoruz birlikte. Hiç tanımama rağmen kızı olduğunu idrak ettiğim bir bayan, rahmetli Fikret Hoca, müritler ve bolca kedi olan bir bahçedeyiz rüyada.

Unutup yazmamak olmaz o sıralar evliyanın büyüklerinden Gavs azam Abdulkadir Geylaninin hayatını okuyorum. Geylani hazretlerine inanılmaz bir aşk oluşmuş içimde ve dua ediyorum her gece Geylani hazretlerini rüyamda görmek için ; netice de bu rüyayı görüyorum.

Bir gece vakti dergaha gidip Şeyhi ziyaret ediyorum. Çok değil bundan beş sene önce. Şeyh kapı gibi sağlam, sesi gür ve hayli şakacı. Kıbrıslı olduğumu ve Yenicamili olduğumu öğrenince mutlu oluyor "vay be çocuk nur var yüzünde" diyor ve bana kendi çektiği yeşil bir tespihi armağan ediyor.

Küçük bir çocuğa ambar dolusu oyuncak vermek gibi bir duygu bu. Yaşayanlar bilir. Sonraları öğreneceğim ki pek dostum Şeyh efendiyi kızıyla birlikte görmüş rüyasında; yurt dışına yaptığım ziyaretlerde adını nerede verdiysem kapılar açıldı; selamlar yollandı. Anladım ki Lefke de tepenin üstünde kelime anlamıyla dünyanın selamladığı bir evliya var.

Sonraları defalarca kez Şeyh efendiyi rüyamda gördüm, başka manevi şeylerde yaşattı bana. Anlayacağınız dostlar Şeyh Nazım benim hayatıma girdiği ilk günden beri hep ama hep iyiye gitti hayatım.

Yakın dostlarım ne sıkılar çektiğimi bilir. Sonra baktım ki benim gibi başkalarına da manevi anlamda çok destek olmuş, sıkıntıların içinden çekip almış. Hani Mürşidi Kamil derler ya işte o zaman Şeyh Nazım'ın şeyhliğin ötesinde bir Mürşidi Kamil olduğunu anladım.

Yine ne enteresandır ki bu ülke de rahmetli Doğan Harman'dan tutun da birçok gazeteci ve bu ülkeye yön veren insan Şeyh efendinin mürididir. Hitabet gücü olan birçok insanın ruhunu avlamış ve kendine çekmiştir adeta. Şeyh Nazım'ın mürşidi olan Şeyh Abdullah Dağıstani için kullanılan bir deyimdir ruh avcısı deyimi, bu adeta Şeyh efendide zuhur etmiştir.

Dün cenaze namazına gittiğimde gençlik yıllarında bu camiye girmesi yasaklandı şimdi ise vasiyeti üzerine cenaze namazı kılınıyor; oğlu Şeyh Mehmet ve Behaattin Efendi imamlık ve müezzinlik yapıp ikindi namazını kıldırdılar. Sanırım cenaze iki gün bekleseydi Türkiye de sefer yapan tüm uçaklar sadece buraya sefer yapacaktı.

Sanki aile mensubuymuşum gibi birçok dostumdan başsağlığı mesajı aldım. En son görüşmemiz Arapahmet Camisinde olmuştu. Mustafa Yektaoğlu'nun babasının arapahmet camisine yüz metre uzaklıkta bir evi vardı, hayli büyük. Orayı satın alıp bir tür sohbet yeri tapmayı planlıyordu.

Orasını görmeye gelmişti. Oğlu Behaattin efendi, Sevgili Ertan ve Tekin Birinci,Okyay Sadıkoğlu da vardı. Su içtiği bardağın yarısını bana verip içmemi istemişti.

Yanımdakiler ben şaşırdığımda "iç iç" dediler. Nasıl bir sevdaysa bu biz de kapıldık vessalam.

Ne zaman Hz Muhammed Mustafa SAV adı zikrolunsa ayağa kalkar selam verirdi. Peygamber efendimize sevgisi çoktu. Hatta bir dostum Şeyh efendinin Allaha samimiyetinden şüphelerim vardı ama Hz Muhammed'e olan saygı ve sevgisine tanık olduktan sonra bu şüphem kalmadı demişti.

Sayfalar dolusu yaşacak konu var dostlar. Kendi deyimiyle Aciz Nazım efendi, ona sahte Şeyh diyenleri bile çekip kendine bağladı.

En son yakın görüşmemiz de bundan bir hafta önce oldu. Yaşadıklarım bana kalsın deyip son noktayı koyuyorum.

Ahrette buluşmak dileğiyle Şeyhim. Allahın Rahmeti Üzerine Olsun.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Hüzün dalgası çarptıysa bir insanın yüreğine Ya Mevlâ'sını özlemiştir ya da Mevlâ'sı onu!

Mevlâ'yı özleyen gönül ya hüznü bekler ya da hüzündedir…

Bela, gam ve keder Mevlâ'nın sevdiklerine gösterdiği kamçıdır… Vurdukça kendine çeker…........

İmam Rabbani (K.S.)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.