Girne'yi himaye etmek ve Sümer Aygın

Geçtiğimiz hafta Girne Belediye Başkanı ve adayı Sümer Aygın'la uzun sözleşmelerimizin ardından bir program gerçekleştirdik. İyi de bir program oldu, kendisine yöneltilen ağır eleştirilere cevap vermek istemişti ve Genç TV'de ağırladım kendisini. Programdan ayrılırken de hafta sonu mutlaka beklerim diye dipnot düşüp öyle gitti.

Pazarları birçoğumuz Girne'nin yolunu tutarız, olmazsa olmazlarımızdandır. Sümer başkan arayıp davetini yineleyince misafiri olduk ve oldukça uzun bir sohbet yaptık. Havanın serin olması nedeniyle hem yürüdük hem konuştuk. Kendisine yöneltilen tüm eleştirileri sorum, O da açık yüreklilikle cevap verdi.

"VATANDAŞ BİZİ SORUMLU TUTUYOR, ÇÜNKÜ HAMİYİZ"

Sümer başkan sohbete başlarken ilginç bir cümle kurdu; "tüm şikayetlerin adresi biziz, ben bundan rahatsız değilim, demek ki vatandaş bizi yetkili ve yeterli görüyor. Belediyenin yetkili olmadığı konularda bile onlarca talep ya da telefon alıyorum. Elimizden gelen çabayı da sarf ediyoruz vatandaşımızın derdini çözmek için, uzun yıllardır belediye başkanlığı görevini yürütmenin verdiği bir hamilik var ister istemez. Öyle sorunlar var ki ne çözüm kaynağı ne de yetkili biz değiliz ancak vatandaşın yüzünü geri çeviremiyoruz, bu benim yapımda yok. Bir kardeşim kapımı çaldıysa bir şekilde ona yardımcı oluyorum, bu benim zorunluluğum değil, görevim"..

"KALE ARKASI VE TOPRAK YIĞINI"

Sormadan edemedim, Sümer başkanın yalnız rakipleri değil, birçok vatandaş Girne kalesi arkasındaki toprak yığınını eleştiriyor, Başkana niye bu durumda olduğunu sordum.

"kesinlikle ihmalimiz olmadığını sana söylemek isterim, Türkiye Lefkoşa Büyükelçiğinin kale arkası için ayırdığı çok ciddi bir kaynak var ve Kale arkasını adeta değiştirecek bir projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. Kale arkasına plajıyla, eğlence yerleriyle, spor tesisleriyle bambaşka bir yer olacak Buna biliyorsunuz 100 yılın projesi adını verdik, 1.5 milyon Türk lirası bir yatırım gerçekleşecek. Projeye kendi imkanlarımızla start verdik, Biz ne devletin, ne belediyenin ne de Elçiliğin bize uzattığı yardım ve destek elini berhava edecek değiliz, heba da edecek değiliz.

Firmalar arasında bazı sorunlar çıkmış olabilir geçmişte, bunlar aşıldı ve biz önümüze bakıyoruz. Bizim derdimiz sorunları aşıp projeleri hayata geçirmek, laf dalaşıyla, kavgayla kaybedecek zamanımız yok".

"BELEDİYECİLİK Mİ VARDI?"

"başkan olduğum günleri imkanım olsa da sizlere izletebilsem. Girne de ne yol vardı doğru düzgün ne kaldırım, ne düzgün su verilebiliyordu Girne'ye ne de çalışanlar ödenebiliyordu. Belediye'nin çekleri hiçbir yerde kabul görmüyordu. Ben böyle bir belediye teslim aldım. İlk başkan olduğumda Girne'nin nüfusu 8 bindi. Geçmişten bugüne dönüp bir bakmalı sürekli beni eleştirenler. Hızla büyüyen bir şehir hem nüfus olarak hem yapılaşma olarak. Eğer ben ve ekibim vizyon sahibi olmasaydık, önümüze çıkarılan onlarca engele rağmen yeni bir Girne yaratmayı başardıysak, bu bizim Girne'yi ve Girneli olan herkesi ciddiye aldığımızı gösterir, Turizmin başkenti olan bir bölgeyi ve bu ülkenin Turizmini ciddiye aldığımızı gösterir. Bunu Girne'liler, benim halkım anlıyor ve takdir ediyor, ben bunu hissederek yaşıyorum".

"HİZMET BİTMEZ"

"hızla büyüyen bir şehirde elbette ki ne sorunlar biter ne şikayetler, biz hem sorunları çözüyoruz hem projelerimizi başarıyla uyguluyoruz. Kimseye borcumuz yoktur ve artılarla yürüyoruz bu yolu. Hizmette sınır yoktur, koyamazsınız sınır. Yurt dışına inceleme amaçlı gerçekleştirdiğimiz ziyaretler var, iyi olan ve yakışan neyse projeye döküyoruz. Bisiklet yolu, buz patenti pisti, konser alanı, arıtma tesisi, tüm şehrin ağaçlanması ve çiçeklendirilmesi, kale arkası projesi ve daha nice projeleri yaptık ve yapmaya devam ediyoruz.tüm bunlar ve daha benim saymaya unuttuğum ve normal kabul edip hatırlamadığım onca şey benden önce yoktu. Kimse kusura bakmasın ama ben ve ekibim hiç durmadık. Girne'nin eskisi ile yenisini yan yana koysun beni eleştirenler, gerekli cevabı zaten Girne halkı her seçimde beni maksatlı eleştirenlere veriyor ve göreve devam diyor"..

Sohbetin sonuna geldiğimizde açıkçası başkana yorulduğumu söyledim utanmayı atıp. Cafelerden birine oturup kahvemizi içtik ve ayrıldım. Yol boyunca başkana yöneltilen eleştiriler ve başkanın anlattıklarını düşündüm. Biraz sonra doğacak ve okunacak yazıma yön verecek karmaşık cümleleri düşündüm; başkanın söyledikleri doğruydu, eksikleri ve düzeltilmesi gereken işleriyle birlikte tabii.

Canı sıkılan, başı ağrıyan, derdi olan, haklı ve haksız sizi eleştirenler hep sizi adres gösteriyorsa şehri himaye edenin siz olmanızdandır.

***************

GÜNÜN SÖZÜ

Bazen kırdım, çoğu kez kırıldım; ama ben hiç kimseyi kaybetmedim, sadece zamanı gelince vazgeçmesini bildim.

Can Yücel