Alın teri "hizmet ve sevgi" olmuş bir başkan

Yayın Tarihi: 10/06/14 07:54
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Dikmen Belediye Başkanı yüksel Çelebi ile dostluğumuz çok eski yıllara dayanır. Beni tanıyanların bir kısmı Dikmen'de büyüdüğümü bilir. Her yazımda bunu belirtme ihtiyacı hissediyorum çünkü Dikmen'den yetişip ülke gündemine yön veren gazetecilerden biri olmam yalnız beni değil Dikmen'lileri de oldukça ilgilendirir ve sevindirir. Dikmen'e her gittiğimde bu ilgiyi ve sevgini insanlardan görürüm. Köye gittiğimde diyeceğim ama Dikmen köy olmaktan çoktan çıkmış kelime anlamıyla dağın Güneyinde otorite olmuş bir kent haline gelmiş durumda. Dikmen'in nereden nereye geldiğini en iyi bilenlerden biri olduğum için her fırsatta Dikmenli olduğumu belirtme ihtiyacı hissederim.

Dikmen Belediye Başkanı Yüksel Çelebi ile dün Dikmen'de kahve içmeye sözleştik, benim yoğunluğumdan buluşmamız akşama kalınca başkandan Kırnı'ya gel kahvemizi orda içelim daveti aldım. İyi ki de gittim. Başkanla ne zaman buluşup yaptığı işleri konuşsak, şuraya park, buraya bahçe, şuraya yol, şuraya spor tesisi der ve resimlerini göstererek anlatır.

Kırnı'ya gittiğimde oldukça kalabalık bir kitle ile köylüleri selamladığını gördüm, "aracını park et, şu yolu karşıya geç bize oradan katıl sohbet ede ede yürüyelim" dedi. Bilerek mi yaptı bana kolaylık olsun mu diye yaptı bilemem ama aracımı oldukça geniş bir park alanına park ettim.

Onlar yürüyüp giderken ben oldukça güzel hazırlanmış bir parklın içinden yürüyerek dediği noktaya varmaya çalıştım. Tanrım! Bu kadar güzel çiçek ve ağaç nasıl bir araya geldi diye düşündüm, havanın az da kapalı olması adeta kendimi bana ya Karmi de ya da Bellapais'de hissettirdi.

Başkana ulaşmam gerekmese, parkın bir yanına ilişip ağzımda boğazımı yakmasına rağmen içtiğim küba purosunu keyifle içecektim.

Parkı uzun uzun yürüyüp başkanla buluştuk. Uzun uzun konuştuk.

Parkları hep söylediğini ama hiç bu kadar etkileneceğimi düşünmediğimi söyledim ve sordum "rakiplerin neyini eleştiriyorlar" diye "güldü "yaptığım parkları ve ağaçlandırmaları, Avrupa standartlarına uygun değilmiş"… bende güldüm "demek artık bol çiçekli ve ağaçlı parklar yapmak da rahatsızlık veriyor" diye söylendim.

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ

Sanırım en uygun ara başlık bu olurdu bu yazının devamına. Yahu Allah aşkına gerek Dikmen de gerek Kırnı da gerek Taşkente ne vardı ki 10 sene öncesine kadar. Ben söyleyim size davar pisliğinden başka hiçbir şey yoktu. Gerçekten yoktu. Bu saydığım köylere girdiğinizde sizi bir davar kokusu sarardı ki sormayın, düşman başına bir koku.

Adam asfalt dökmüş, kaldırım yapmış, park bahçe yapmış, su bağlamış, getirmiş ama bazılarına yaranamamış anladığım kadarıyla.

Şimdi bu yazıda başkan şunu yaptı bunu yaptı diye uzun uzun yazmanın anlamı yok. Belediye başkanıdır yapacak, görevi ama Yüksel başkandan öncesine kadar kimse bir şey yapmamış usta.

Buradaki asıl mesele vizyonunuz ve niyetinizdir. Yüksel başkanda bu en üst düzeyde var. makam arabasını değiştirdiğinde kendisini sitemlemiş ve "başka araba bulamadın ve pickup arabayı mı aldın, insan bir Mercedes alır" demiştim… "mercedesle köylerin en ücra yerinde yaşayanlara ulaşamam, benim işim yalnız Dikmen de düz yolda değil bize bağlı köylere, yardım isteyen evelere bu arabayla gidiyorum gardaş" demişti.

Kırnı'yı dün ziyaret ettiğimde başkanın bu sözünü hatırladım ama kendisine bir şey demedim.

İNSANLAR ÇELEBİ'Yİ SEVİYORLAR

Kırnı'yı gezerken Yüksel başkana köylülerin gelip seslenişini gördüm, çocukların gelip başkan diye sarılmalarına tanık oldum, içimden kendi kendime bu adam bu işi bitirmiş dedim. Uzun bir köy yürüyüşü oldu. Başkan yüzünde insanların kendisine göstermiş olduğu sevgi ve saygıdan bir şeyleri başarmış olmanın mutluğu vardı, sanırım bir insan ancak başka insanları da mutlu ettiğinde bu yüz ifadesi oluyor.

Açıkçası bu ziyaret benim için iyi bir gözlem yazısı doğurdu. Elime bir liste alıp Yüksel başkan neler yapmış neler diye yazabilirdim ama o tür bir yazı sadece bir propaganda yazısı olurdu.

Dikmen'e zaman zaman gidiyorum, Dikmen kendini çoktan aşmış, başkanın sihirli elleri değil alın teri akmış zamanın davar kokan topraklarına. Kırnı'ya da aynısı olmuş. Vaktim olsaydı ziyaret edecekleri diğer yakın köyleri de görmek isterdim.

Kırnı'dan ayrılmadan Kırnı'nın meşhur pınarında oturup bir kahve içtik, ortalığı bir ekmek kokusu sarmış ki sormayın, ekmeğimi de koltuğumun altına alıp Lefkoşa'nın yolunu tuttum.

Uyduğunda gel dedi köylüm ben ayrılırken, uyduğunda gel; içimden "gelirsem kalmaya gelirim artık" dedim.

****************

GÜNÜN SÖZÜ

Ben ne kadar öbür çiçekleri denesem. Seninki gül oluyor aralarında..

CEMAL SÜREYYA

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.