Aşırı mutsuzluk sendromu ve "ölüm"

Yayın Tarihi: 10/09/14 08:02
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+
Bilmem ne kadar farkındasınız ama antidepresanların oldukça yoğun kullanıldığı bir ülke durumundayız. Herkes hasta mı? Değil tabii ama herkes mutsuz. Evet hepimiz mutsuz bir şekilde yaşıyoruz hem de birçok şeye sahip olmamız rağmen.

Bizim gazete intihar dosyasını açtı, rakamlar son derece korkutucu, böylesine küçük bir ülke için ortalama günde 18 kişinin intihara teşebbüs etmesi inanılır gibi değil. Anlayın artık ne durumdayız.

Ne poliyannacılık yapacağım ne de felaket tellallığı bu yazıda ama her ne sebepten yaşıyorsak yaşayalım ölmeyi tercih ediyoruz en sonunda. Bu nasıl bir cesarettir?

Bir gün Prof Dr Mehmet Çakıcı ile intihar vakalarını konuştuk, kendisi bu tür vakaların engellenmesi konusunda son derece başarılı olmuş bir kişidir, özellikle askeri vakalarda ve keza sosyal vakalarda.

Çakıcı intihar etmeyi düşünen kişinin tam edecekken vazgeçtirilmesi halinde intihar edecek olan kişinin bu teşebbüsten pişman olduğunu ve vazgeçtiğini anlatmıştı.

DEVLET İNSANINDAN UZAK

Önemli bir gerçek bu. Devletin kendi insanının psikolojisiyle ilgilenmek gibi bir misyonu ya da derdi yok,diyeceksiniz ki onlarca psikolog var, o onlarca psikologun en az yarısı kendi işini yapmaya ehil değil, bu da işin bir başka gerçeği.

İngiltere de çok yaygın olduğunu duymuştum, devlet belli dönemlerde her eve bir psikolog gönderiyor diye, eğer günde 18 intihar vakası varsa Sağlık bakanlığının çoktan alarma geçmesi gerekiyordu.

Bakan Gulle bu konuda çok merak ediyorum hiçbir şey yapmayı düşündü mü ya da bir fikri var mı?

İLAÇLARDAKİ KORKUNÇ PATLAMA

Öyle pek de ucuz ilaçlar değil anti depresanlar, en az 8 ay kullanmanız gerekiyor ve depresyonunuzu ya da mutsuzluğunu aşamıyorsanız mutlaka bir psikiyatriste gitmeniz gerekiyor. Hiç kimse bundan kaçınmamalı çünkü tedavi edilmeyen depresyonlar ya aşırı mutsuzluklar ölümle ya da intihara teşebbüsle sonuçlanabiliyor ki daha bir gencimizi geçtiğimiz gün kaybettik.

Neyse ki ruh hastalıklarını tedavi etme konusunda bilim dünyası son derece iyi ilaçlar üretiyor artık.

BONZAİ VURA DEVİRE GELİYOR

Özellikle mutsuz olan gençler arasında hint kenevirinden öte bonzai türü uyuşturucu madde kullanımı son derece popüler oldu ve bunun yaşı 16'lara kadar düştü. İnanılmaz bir artış bu , birçok genç neredeyse hint kenevirini deniyor, serbest olmasını dahi savunanlar var, bu yetmezmiş gibi bonzai hortladı ve kontrolsüz bir şekilde büyüyor.

Gelin görün ki devletin bu yönde de bir politikası yok.

Eee peki ne olacak? Cevabı çok basit öleceğiz dostlar. Birçok eve giren bonzai gibi uyuşturucu kullanımının da ardında gençlerin kapıldığı içinden çıkılmaz depresyon ve aşırı mutsuzluk sendromu geliyor.

Kimse kusura bakmasın ama birinci görev ailelere düşüyor, kendi çocuklarına bu konularda pür dikkat kesilmesi gereken öncelikli olarak aileler.

Peki aileler ne yapıyor, baba bir film anne bir film birçok ailede, kimse kırılmasın ama ne yazık ki aileler artık dağıldı, birbirlerine kenetlenemiyorlar ve herkes kendi hayatını yaşıyor.

Bakınız ne intihar ne de uyuşturucu bağımlılığı bir günde olmuyor, hepsinin bir süreci var, hepsinin kökleri var.

İpin dört ucunu goyverdik anlayacağınız…

***************

CTP OLAĞANÜSTÜ KURULTAYA SÜRÜKLENİYOR

CTP'de işler hiç de yolunda gitmiyor. Sosyal paylaşım sitelerinde milletvekilleri, onların yakınları kendi partilerini veya hükümetlerini ağır bir üslupla eleştiriyorlar. CTP'nin yönetiminde bile karşıt görüşlerin sesi yükselmeye başladı.

Öyle görülüyor ki Talat'ın aday olması söz konusu olmaz ise Nami ile Siber yarışacak, tek aday da uzlaşmaya çalışıyorlar ama bu mümkün değil, belli ki bir yarış olacak. Önceleri de yazdık Nami, Talat'ın, Sibel hanım ise Özkan beyin adayı. Başka bir kavga ve yarış da bu iki isim üzerinde yaşanacak. Talat ve Anti Özkancılar ile Özkancılar arasında sert bir oylama yarışı gerçekleşecek. Yani bir tür gövde gösteri olacak bu ve bu gövde gösterisi sonrasında CTP pek ala olağanüstü kurultaya sürüklenebilir, sanırım bu durum da kaçınılmaz olur.

Gerginleşmenin derinleşmesi sonrasında ben Ferdi Sabit Soyer'in parti başkanlığına aday olması yönünde bir baskıyla karşı karşıya kalacağını düşünüyorum ki bu uzak bir ihtimal değil, böyle bir durumda ezici bir çoğunlukla Ferdi bey parti başkanı olur.

Peki böyle şeyler CTP'ye yarar sağlar mı? evet sağlar çünkü şu an ki haliyle dağılma sürecine girmiş durumda parti. Düşünsenize vekiller istifa etme noktasına geldi, bazı vekiller gerekirse bağımsız yollarına devam edebileceklerini ifade etmeye başladı.

UBP'nin gene bir Derviş Eroğlu'su var partiyi iyi kötü toparlayabilir ama CTP'nin Eroğlu gibi bir abisi yok.

Bu nedenle CTP'nin daha fazla kötüye gitmesine Talat ve Soyer gibi isimlerin müsaade etmeyeceğini düşünüyorum ben.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda da öyle bugün yarın bir isim belirlenmesini beklemeyin, hala Talat üzerinde konu gidip geliyor.

**************

GÜNÜN SÖZÜ

Sen yoksun. Boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanmayacağız ki. Özlemlerde ayrılıklar da boşuna öyle uzaklardayız. Birlikte ağlayamayacağız ki.

AZİZ NESİN

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.